Derin bir nefes aldı üzerinde 4 çift göz vardı ve içlerinden birinin gözlerine birkaç saniye baksa dünyanın duracağını düşünürken bir yandan da onunla göz göze gelmekten deli gibi korkuyordu. İkizlerdi demek, benziyorlar. İkizler, tabi ki benzeyecekler. Ama neden babası ondan bahsetmedi? Neden tek çocukmuş hissine kapıldı? Ne yapacaktı şimdi? Ne yapmalıydı?
-Jin, canım krepleri beğenmedin mi?
Bayan Kim'in sesiyle kendine geldi. Ne kadar ayıp etmişti onlara karşı
-Krepler harika görünüyor Bayan Kim. Kusuruma bakmayın dalmışım. Biraz kafam dolu.
-Ah tatlım daha çok gençsin. Şimdiden kafanı doldurmaya başlarsan ilerde çok sor zamanlarla karşılaşırsın. Lütfen güzel kahvaltı et, kahvaltı her zaman iyi gelir
-Krebine bal sür, çok lezzetli(taechan)
-Teşekkürler Chan ama ben bal sevmem
-Bunu seveceksin, biraz çay kaşığıyla-
-Ah aslında, balı alabilir miyim?(taehyung)
-Ne? Sen bal sevmezsin ki.(taechan)
-Haklısın, o zaman bal sende kalsın. Bana çilek reçelini uzatır mısın?Çilek reçelini kardeşine uzattı.
-Teşekkürler Chan. Eğer istersen çilek reçelinden deneyebilirsin Seokjin. Lütfen evindeymiş gibi hisset. İstediğin bir şey olursa da çekinmeden söyle (taehyung)Kendine yakın köşede oturan bedene baktı, ne kadar zarifti. Yüzünde sıcak bir gülüş ve samimiyet vardı.
-Teşekkürler...TaehyungKısa bir süre göz temasında kaldılar, saniyeler sürdü belki de saliseler
-Hey! Bunu benim demem gerekiyordu, o benim misafirim(taechan)
-Oğlum bu önemli değil. Önemli olan Seokjin'in rahat hissetmesi (bay kim)
-Çok teşekkür ederim Bay Kim, oldukça rahat hissediyorum(taehyung'a baktı) evimdeymiş gibi.
-Bunu duymak çok güzel, herkese afiyet olsun.Kahvaltı arasında küçük sohbetler ediliyordu, Bay ve Bayan Kim iyi insanlardı. Ona çok sıcak davranmışlardı. Onların bu tavırlarına karşın içinde oluşan hisler onu düşündürüyordu "yanlış mı yapıyorum?"
-İkiz çocukları büyütmek zor olur, bir işi düzgün yapamazsın. Aynı anda iksine yemek yedirmek, aynı anda ikisini giydirmek, ikisini aynı anda sakinleştirmek oldukça zor. Hatırlıyorum da Taechan çok yaramazdı. Yemek yemez, banyo yapmaz, üzerini giydireceğim zaman kaçar. Çok yaramazdı çok
-Ama anne
-Öyleydin oğlum, yalan mı?Kıkırdadı. İkizlerle küçükken uğraşmanın sor olduğundan emindi, düşüncesi bile yorucuydu.
-Taehyung öyle değildi ama. Usluydu. Yemek seçmezdi. Bir bal sevmez bir de kahve. Küçükken katiyen bal yediremedim ona. Ama hep sözümü dinlerdi. Hala da öyle. Çocuklarımın ikisiyle de gurur duyuyorum, ikiside iyi çocuklar ama her ne kadar benzeseler de çok farklılar
-Seokjin Taehyung'u ben sandı.
-Bende sizi çok karıştırıyordum oğlum, normal bu
-Aslında Seokjin'e Taehyung tan bahsetmemiştimBabası şaşkınlıkla ona baktı
-Kardeşinden bahsetmemen hoş değil
-Sorun değil baba. Chan'ın bunu bilmeden yaptığına eminim yoksa neden benden bahsetmesin ki?Ağzını silip sofradan kalktı
-Zaten varlığımla yokluğum bir benim değil mi?(gülümsedi, buruktu) Neyse sonuç olarak tanıştık, önemli olan bu. Afiyet olsun hepinizeMasada büyük bir sessizlik oldu. Seokjin kalbinin kırıldığını hissediyordu. Onun varlığını geldiği her saniye hissetmişti, kokusu burnuna doluyordu. O kokuyu solumadan burada öyle rahat yemek yiyemeyeceğini düşündü, nasıl varlığıyla yokluğu bir olabilir?
-Ne oldu ki?
-Anlamadım anne. Galiba biraz canı sıkkın. Onunla konuşacağım
-Sen dur, ben yaparım.Babası sofradan kalkıp yukarı çıktı. Oğlunun odasına girmeden kapıyı tıklattı
-Gelebilir miyim?İçeriden onaylayan sesi duyunca içeri girdi. Sorunu kısa sürede halledecekti
-Seokjin sana bahçeyi gezdirmek istiyorum. Gezelim mi?
-Tabi.. olur
Yerinden kalkıp bahçe kapısına giderken Taechan'ın telefonu çaldı.
-Efendim...hemen mi? Tamam...tamam geliyorum. Seokjin acilen şirkete gitmem gerekiyor.
-Sorun değil, bahçeyi sonra da gezebiliriz.
-Ama olmazki, bir dahaki gelişin kim bilir ne zaman olucak. Taehyung, Seokjin'e bahçeyi gezdirir misin? Benim gitmem gerekiyorTaehyung başıyla onaylayıp yanına geldi
-Hallederim
-En kısa zamanda yine görüşelim Jin.
-Görüşürüz ChanTaehyung bahçe kapısını açıp Seokjin'in dışarı çıkmasını bekledi. Ona bahçedeki çiçekleri, ağaçları, yerde yetişem çilekleri gösterdi.
-Çilek sever misin?
-Çok severim, ya sen?
-En sevdiğim meyve. Küçükken çilekler olgunlaştımı hemen başlarına çökerdim.
-Eminim çok lezzetlidirTaehyung kafasını kaldırıp sıcak güneşe baktı. Yaz mevsimi değildi ama sıcaktı. Eğer yaz olsaydı ona çilek ikram edebilirdi
-Sana çilek ikram etmeyi çok isterdim ama mevsimi değil. Ama sana bir şey vereceğim, bir dakika bekler misin?
-T...tabiTaehyung içeri doğru giderken Jin derin bir nefes aldı. Ona bu kadar yakındayken omegasına hakim olmak çok zordu. Her nefesinde kalbine ağrı saplanıyordu. Bunun tek bir anlamı vardı, onu istiyordu.
-Çok bekletmedim değil mi?
Kafasını iki yana salladı.
-Sana çilek veremedim bunun yerine kendi yaptığım çilek reçelinden getirdim. Umarım beğenirsin.
Reçeli alırken elleri birbirine değmişti, yumuşacıktı. En ufak temas bile bu kadar yıkıcıydı
-2. Ye oluyor bu Seokjin
-Ne? Ne oluyor?
Hafifçe ona doğru eğildi ve mesafeyi azalttı
-Gözlerin 2. Defa pembeleşiyor, omegaSelaaammm
Ben geldiimm
Nasıl gidiyor sizce
Sizi seviyorum
İyi geceler
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omega And Twins
Ficción Generalİkizler ve arada kalan bir omega !!OMEGAVERSE!! Minific🌙