BÖLÜM *4* : OKUL GEZİSİ ANISI (part 2)

261 4 1
                                    

KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM!BU ARADA RESİMDE ŞİRİNCEDEKİ DİLEK ÇEŞMESİNİ GÖRÜYORSUNUZ .ARKADAŞLAR BU BÖLÜM ÇOK UZUN OLMAYABİLİR ÇÜNKÜ DEVAMI ÇOK DA UZUN DEİL :b (Kullandığım cümleyi gören mevlana bana ne olursan ol gelme dedi :D)

Otobüse yeniden bindik.Ben ve Hinata aynı yere oturup wattpad okuyacaktık ki yine Deniz işin içine etti -_- ''Kalk orada ben HİNATA ile oturuyorum!'' diye girdi.Ben de ya sabır bekle,eninde sonunda tutucan o siyah kıvırcık saçlarını kafası kopana kadar çekiceksin Zeynep sabret... diyerek kendimi sakinleştirdim ve usulce kalktım.

Ben bir yanda,Hinata bir yanda birbirimiz ile konuşmaya çalışıyoruz.Deniz ise hemen arkamdaki koltukta oturan Nida ile konuşmaya çalışıyor.Gıcık oldum geç işte benim yerime sende rahat et bende! Neyse,yine tur görevlisi kalkıp birşeyler anlattı filan sonra bir açtılar roman havası...Otobüs uçuyo ben de sevmediğimden son ses K-POP dinlemeye çalışıyom yok!Bir türlü odaklanamıyom.Heryerde ıslık çalıp göbek atıyolar,otobüs değil altın günü mübarek!En sonunda değiştirip türkçe pop açtılar.Az da olsa otobüste ses dindi.


Ads by Browser ShopAd Options



———————————————-O—————————————————-

En sonunda geldik! Herkes aşağıya inmeye çalışıyo.Ben de Hinata ile indim.Otobüs şoförü duyuru yaptı:

-Bu son durağımızda serbestsiniz!Bir buçuk saat istediğiniz gibi gezin,fakat şarap içmek yasak! Kaybolma durumları için numaram...

Numarayı verdi ve artık özgürüz!Şimdi dilek kuyusunu merak ettiğimden oraya gidelim dedik.Fakat Hinata durmadan bir Denizi arıyo sonra geldimi Nida sonra Ece... Çok kalabalık da beni sıktığından sonra İngilizcecinin kızı Nurten ile gezmeye karar verdik.Beraber dilek kuyusunu bulduk.Oraya para attı ben de param ile Şirincenin ünlü cam işlemeciliği için Cam kolyeye sakladım.Zaten tam da dilek kuyusunun karşısında bir dükkan vardı.O camlardan kırılan ışık ile adeta görüntü şöleni vardı karşımızda.Almak için yöneldiğimizde Hinata ve arkadaşları da ordaydı.Fakat onlar demir kolye beğeniyolardı.Benim ise gözüme çarpan,cam ve içinde ise değişik desen oyulmuş bir kolye başlığıydı.Fiyatı sordum ve YUH!O kadarcık kolye başlığına 5 lira dedi! Ben 2,3 filan bekliodum.Ve kalan param ise 3 liraydı.Ama çok istediğimden Hinataya sordum ve sağolsun bana 2 lira verdi :3 Gittim ve istedim.Yanında bana zincirini de verdi ve hemen taktım.Gerçekten çok harika bir kolye. Sonra Nutren çağırdı ve yine onlardan ayrıldım.Bu sefer hedefim ise Şirince'nin ünlü dikiş eserleri.Gerçekten küçük ve harika bir il Şirince.Nurten yanında birsürü para getirmişti.Bu yüzden her istediğini aldı.Ben ise bakındım filan.Zaten gelme sebebim de dolanmaktı.Tam ara bir sokağa gircektik ki,bir teyzenin yaptığı küçük örgü kediler ilgimizi çekti.Gerçekten emek verilmiş olmalılar ki hiçbirinn kusuru yoktu.Nuten:''Hadi sana da alıcam beraber alalım tek almak sıkıcı :b'' dedi ve ben dünden razı olarak olur dedim.Tezgah görevlisi teyzeyi bulduk.Buruşuk elma suratlı,çiçekli şalvarlı baya yaşlı bir kadındı ve ses tonu gerçekten iç okşayıcıydı.

-Çocuklar hoşgeldiniz,bir şey bakıyor muydunuz?

+Evet teyze biz bu küçük örgü kedilerden istiyoruz;Acaba fiyatları ne kadar?

-3 lira .

Bu kadar emeğe yine de ucuz satıyordu.Vallahi helal sana be teyze!Ödedik ve kedilerimizin fotoğraflarını çektik.Sonra ise gezinmeye devam!Kapalı çarşı gibi biyere girdik;her yer naftalin ve sabun kokuyordu :D En sevdiğim 2 koku bir arada olduğundan hiç çıkmak istemiyordum bu yerden.Nurten de el kremi alıcam dedi ve kokularına göre el kremlerini denedik.Hepsi harilaydı ama Nurten zeytinyağlıyı beğendi.Her yere en az üç beş kere girdik.Bir ara saate bi baktık,10 DAKİKAMIZ KALMIŞ!Tabii gezerken hiç farketmedik,o bir buçuk saat bana on dakika gibi gelmişti.En kötüsü de şuan nerdeyiz bilmiyorduk!Hemen toparlandık.Giderken Türk sandığımız yabancıya yol sorduk,bişeyler söyledi anlamadık.En sonunda şoförün numarası aklımıza geldi.Nurten aradı,biz de o sırada yürüyorduk:

-Alo?

+Biz sanırım kaybolduk.

-Etrafınızda ne var peki?

+Şarapçı,iki heykel bide...

derken OTOPARK'A GİDER yazılı bi tabela gözüme çarptı,Nurteni dürttüm en sonunda o da gördü.

+Otoparka gider yazısı, birkaç da bağ bahçe var.

dedi ve yüzüne kapattık adamın :DHemen tabelayı takip ettik.Geçicek yer bulamayınca demir tellerin altından geçtik.Otoparkı en sonunda bulduğumuzda kanter içinde kaldık.Birsürü otobüs vardı.Ama bizimkini hemen bulduk.Beraber otobüse binmeden evvel papatya topladık.Otobüse geçtik ve topladığımız papatyaları okuma kitaplarımızın arasına kuruması için tıktık.Herkesi topladılar.Gelmeyen varmı diye yoklama aldılar,ve e sonunda harekete geçiş yaptık.Otobüste unuttuğum az kalmış enerji içeceğini içecektim ki tadı imamın abdest suyu gibi olunca bıraktım.

KENDİME NOT:Asla ama asla enerji içeceğini dışarıda unutma!Yoksa verdiğin para boşa gider...

Yolda Nurten ile beraber Minecraft multi attık,sonra sıkıldık beraber aa oynadık.Otobüs benzin durağında tualet molası için durucak dediler.Nedir bu bitmez tükenmez tualet ihtiyacı anlamadım.Sabah sekizden beri yoldayız ve şuan saat altı hala ne tualet ihtiyacı duydum nede açlık.Ben inmedim ama Nurten indi.Birkaç dakika sonra elinde dergi ile geri döndü.Yolda sıkılmayalım diye dergi almış.Yanında da oyun çıkıyo diye .Hemen oyunu otobüs koltuklarının arkasındaki o masa tipi şeye kurduk.(Adları ne bilmiyorum :D) Biraz oynadık ki otobüs yine hareket edince yun dağıldı.Bu sefer topladık ve dergiyi okuduk.

————————————————————O——————————————————-

Yarım saat sonra yani altı buçuk yedi cıvarı sahil önüne vardık.Gerçekten yorulduğumu yeni farkettim.Ayaklarımı düzgün basamıyordum.Nurten ile vedalaştım.Sonra Hinata ile de vedalaşıcaktım ama Deniz ve Nida ile olduklarını gördüm.Belki gelir sarılırız kanka baybay filan duygu sömürüsü yaparız diye düşünürken o bana yan yan baktı ve hoşcakal bile demedi...

  EVET ARKADAŞLAR!OKUL GEZİSİ BURDA SONA ERDİ!YENİ BÖLÜM YAKINDA GELİCEK.ŞİMDİLİK HOŞCAKALIN!

Bir ergenin günlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin