Takip etmeyi ve oylamayı unutmayın, iyi okumalar dilerim (:
Kapı çalıyordu. Tam kim olduğuna bakacakken kuralı hatırladım. "Saat 10'dan sonra kim olursa olsun kapıyı açma" En ufak sesin duyulacağını düşünerek hareket etmemeye çalıştım ama televizyon açıktı, kumandaya uzanıp sesini kıstım.
*Kapı sesi*
"POLİS! KAPIYI AÇIN!"
Hareket etmedim.
"HEY POLİS! KAPIYI AÇIN YOKSA İÇERİ GİRİYORUZ."
Korkudan bayılacak gibi oldum. Hala hareket etmiyordum fakat kalp atışlarımı kulaklarımda duyabiliyordum. Sonra kapı zili tekrar çaldı
"Hey ben jack girmeme izin ver"
Ses jack'inki gibiydi fakat yine de kalkmadım. Kendi anahtarı olmalıydı değil mi? Ne için onu içeri almamı istiyordu?
Bu neredeyse 1 saat sürdü, farklı insanlar kapı zilini çaldı seslerini duyurdular ve cevap vermediğimde ortadan kayboldular.
Hemen telefonumu çıkarıp jack'e yazdım.
"Jack"
Birkaç dakika sonra cevap verdi.
"Ne oldu tatlım bir sorun mu var?"
Hemen yanıtladım şu an onun tatlım deyişine bile ağlayabilirdim.
"Korkuyorum polis geldi"
"Kimseye kapıyı açmamanı yazmıştım farkındaysan"
"Açmadım zaten ama senin sesine benzeyen birisi kapıyı çaldı"
"Polis falan değildi sen yazdığım kurallara uy sadece"
"Tamam"
Sonunda uykuya dalabildim ve bahçivan hiç gelmedi.
Ertesi sabah uyandığımda mutfakta birisini duydum, yavaşça kalktım, televizyonu kapattım ve olabildiğince sessiz bir şekilde kapıyı açtım. Telefonumu alınca önce salona sonra da mutfağa doğru yürüdüm. Girişte durdum ve içeri doğru baktım. Bu jack idi. Ocağın önünde duruyordu, arkasındaki masada duran kahve makinesiyle kahve hazırlarken bir yandan yemeği karıştırıyordu.
"Hey günaydın" dedi.
Yine o baştan çıkarıcı gülümseme
"Merhaba"
Gergin bir şekilde yanıt verdim.
"Omlet?" diye sordu tavadaki tahta kaşığı hareket ettirerek.
Bu geceyi düşününce içime bir titreme geldi.
"İyi misin?" diye sordu.
"Değilim"
Ocağın altını kapatıp bana doğru yürüdü ve beni kolları arasına aldı.
"Çok mu korktun?"
"Bir an polisler geldiğini zannettim"
"Geçti haydi otur masaya"
"Teşekkürler"
Önüme tabağı koydu kahvaltımı ettim ve sessizce kahvemi içtim.
"Nerede uyudun?"
"Dolap kapalıydı ben de en üst kattaki odada uyudum."
"Benim odamda demek"
"Evet kağıtta istediğim odada uyuyabileceğim yazıyordu
"Doğrudur canım"
İkimizde karşılıklı yemek yerken ara ara bana bakıyor, tam birşey söyleyecekken geri susuyordu.
"Bahçivan geldi mi?" diye sordu.
"Hayır." dedim
"Harika" diye yanıtladı.
Odada bir gariplik vardı.
"Gitmem gerek, dersim var"
"Evet, tabii seninle sonra yeniden konuşuruz."
Jack'in yüzünde samimi bir gülümseme vardı. Eşyalarımı topladıktan sonra dışarı çıktım. Jack beni arabaya kadar geçirdi. Yola koyulurken onun kaldırımda durup gidişimi izlediğini görebiliyordum.
Eve geldiğimde çantayı boşalttım ve o kural listesi hala yanımdaydı kural listesini tekrar okudum ve aklıma o an birşey geldi. Televizyonun sesi kapalıydı acaba birşey olur muydu? Cep telefonum titredi. Telefonumu aldım ve gelen bildirime baktım. 1000$'lık ödeme hesabıma geçmişti.
Jack'ten bir mesaj geldi.
"Şu an evden çıkıyorum şehirdışında birkaç işim var, haftaya döneceğim. O zamana kadar benim için birkaç iş daha halletme konusunda özgürsün. Paranı şimdi gönderdim onunla eğelenceli birşeyler yap."
"Öyle yapacağım teşekkür ederim"
"Asıl ben teşekkür ederim (:"
Sonra telefonuma bilinmeyen bir numaradan mesaj geldi.
"Birşey yapmayı mı unuttun?"
Televizyon fotoğrafı geldi. Ve sonra...
O an vücudumun gerildiğini her zerreme kadar hissedebiliyordum.
Evimin tam önünden çekilen bir fotoğraf attı.
"Dikkatli ol ahahahahah"