< 3 > ...
Sevgili okurlarım, bu kadar beklediğniz için teşekkür eder, bu kadar da beklettiğim için özür diliyorum... Malum okuyoruz, sınavlar denemeler,dershane derken wattpade yazamadım. Bu kadar beklediğiniz ve diğer bölümlerin kısalığından dolayı bölümü uzun yazdım (belki size kısa gelebilir.). Konu beklediğinizden farklı olabilir hatta ne gerek vardı diğebilirsiniz. Bu bölümde böyle olsun diye düşündüm...
Birde yorumlarda görmüşünüzdür. Okuyucularımdan mesajlar geliyor. Teşekkür ederim sizlere. İnaıyorum ki cevaplayabilmişimdir. Cevaplarken heyecanlandım. Cidden bu duygu çok güzel herkesin tatması gerekir. Öneriler gerçekten işime yaradı. Yorumlarımın dışında devam etmem için ısrar eden okuyucularım da beni çok sevindirdiler bu davranışlarından ötürü... 3. Bölümü umarım beğenirsiniz. Beğenileri görmek istiyorum. Medyada çok tatli bir otobüs(!)
Bir takım tıkırtılar duyduğundan dolayı o tatlı uykusundan uyanmıştı. Minibüsün ön koltuğunda doğrulurken ağrıyan belinin acısıyla yüzünü buruşturdu. Hava soğuk değildi ama galiba koltuğa tuhaf oturuşundan kaynaklanıyordu. Tam doğrulurken onu engelleyen elindeki ağırlığı hissetti. Ağırlığın ne olduğuna bakmak istedi ama dikkatini James çekti.
James, biricik sevgilisi yanında masum bir o kadar da tatlı tatlı uyuyordu. Eline doğru baktığında James'in onun elini sıkıca tuttuğunu gördü. Ağırlık bundan kaynaklanıyordu anlaşılan. Canese, elini çekmeye çalıştı ama çektikçe James daha da sıkı tuttu onu kendine doğru çekti. Gene elini kurtaramamıştı her zaman ki gibi. Tek çare vardı gıdıklamak. James'i biraz gıdıkladıktan sonra James, onun elini bırakmadı ama o yemyeşil gözlerini açtı. Sevgilisinin onagüldüğünü gördüğünde o da gülmeye başladı. Her ne kadar anlamını bilmesede...
James şaşkınlıkla " Ne oldu bu kadar komik olan ne?" dediğinde Canese, ona sence diyen bakışlarla elini gösterdiğinde , James " Tabi ya! Tamam, tamam " dedikten sonra istemeyerekte olsa elini bırakmıştı sevgilisinin. Canese, elini kurtarır kurtarmaz hemen saatine baktı ve şaşkınlıkla yanında duran yeşil gözlü ona tatlı tatlı bakan James'e "Gerçekten saat üç buçuk mu mu ? " diye sorarken aklından hayatı boyunca bu kadar az uyuduğunu , uykusu derin olmasına rağmen bir tıkırtıya uyandığı için biraz şaşkındı. James de ellerini havaya kaldırarak omuzlarını silkti. O da bilmiyordu. Canese' nın aklında hala uyanmasına sebep olan ses vardı. Acaba nereden geliyordu? Cevap bulmak için minibüsten çıkıp çevreye bakmak istiyordu. Elini kapının koluna tam açacakken James, onun kolundan tutarak kendine çevirdi. Çok yaklaştı ama " Nereye böyle bu saate mavi boncuk?" diye sorduğunda Canese şaşırmıştı, hiç böyle şeyler söylemezdi ona karşı duygularını açıklamaz her zaman gizemli olurdu. "Uyamama neden olan sesi merak ettim?" diye James'in sourusuna soruyla cevap verdi. James, " Bende merak ettim, geliyorum." diyerek ona katıldı. Beraber yanyana geldikleri zaman gözleri buluştu. Ortalık zaten sessizdi iyice sessizleşmişti. James, Canese'nin mavi gözlerinde her defasında o sakın denizleri bulur, hayranlıkla onu izlerdi. Ama bu sefer sakınlığı bulamadı. Canese gerçekten korkmuştu. Denizler adeta onada korku saçıyordu, pek aldırmadı. Kendini sakinleştirmek için o denizlere pek aldırmadı, önüne dönerek Canese' nin yanında yürüyerek birlikte sesin geldiği yöne doğru bakınıyorlardı....
Bu kadar beklemenize değmiştir umarım. Beğendiğseniz oy verin. Önerileriniz için diğer okuyucular gibi yorum bölümüne yazabilirsiniz. Bu arada hikaye karakterlerini az çok biliyorsunuz ve onlara uyan oyuncular ve resimler gönderin. Şimdiden ilgi göstermeden de teşekkür ederim yine de hikayemi okuduğunuz da beni sevindiriyor...^^ Takipte kalın! 4. Bölüm hazır sizi bekliyor devamı çok güzel, ilginç ....
★Okuduktan sonra oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin.★
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASLANTI ✌
Novela JuvenilSevgili okurlarım, Bu benim ilk yazım ve desteklerinizi bekliyoorum... Bir zamanların yaz aylarıydı. Florida eyaletinde korku dolu anlar. ....... Anlatılanlar gerçekleşiyor mu? Gençler kurtulabilecekler mi? ÇILGIN T...