Potter bu sözleşmeyle onunla birlikte geçireceği zaman dilimini altı ayla sınırlamıştı. Sonrasında kalıp kalmamak ikisinin anlaşmasına bırakılmıştı. Draco gitmeye karar verdiği gün annesiyle birlikte Muggle dünyasına geçebilecekti. Ancak büyülerinde bir iade olmayacaktı. Annesi yine hasta olursa Draco onu Muggle doktorlarına götürmek zorundaydı. Eğer yeniden karanlık işlere bulaştığı ortaya çıkarsa tüm imtiyazlar elinden alınıp bu kez sonsuza dek Azbakan' a atılacaktı.
************************************
Draco yemek masasında otururken hiç olmadığı kadar gergindi. Masanın iki yanında oturuyorlardı. O ve Potter... Başköşede ise annesi oturuyordu. Genç adamın annesiyle nazikçe konuşmasını, şakalaşmasını izlerken çene kasları gerilmişti. Sözleşmeyi imzaladığından bu yana bir hafta geçmesine rağmen bedeninin Harry' e karşı verdiği tepkilerde en ufak bir azalma olmamıştı. Aksine çılgın ve vahşice şeyler yapmak istiyordu. Elbiselerini çıkarıp tamamen çıplak halde masanın üzerine uzanmak gibi! Belki bu yolla onun ilgisini çekebilirdi. Lanet olsun, hayatı daha karışık olamazdı! Ve Harry de daha yakışıklı olamazdı!
Her gün onun için özel olarak dikilmiş takımlarını gözlerinin önünde giyiyor ve çıkarıyordu. Annesine sıcacık gülümsüyor, onunla mutlaka günün nasıl geçtiği konusunda kısa bir sohbet ediyordu. Annesiyle bahçede yaptıkları gezilere de katılmaya başlamıştı. Ancak bunun dışında sanki Draco' nun varlığından haberdar değilmiş gibiydi. Oysa Draco Harry yanlışlıkla koluna dokunsa bile ürperiyordu. Bu giderek daha sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. Odalarına çekildiklerinde Harry bir haftadır düzenli olarak yaptığı gibi evrak çantasını açıp içinden bir takım belgeler çıkardı ve koltuğuna oturdu. Draco gömleğinin düğmelerini açarken gözleri genç adamın üzerindeydi.
Harry' nin önünde ilk kez soyunduğu anı hatırlayıp yutkundu. Ona bakışlarını, bakışlarındaki yoğun arzuyu ve vücudunun tepkisini hatırladıkça kalp atışları hızlanıyordu. Oysa şimdi gözlerinin önünde soyunuyor, Harry başını kaldırıp ona bir kez bile bakmıyordu. Sinirle ağzının içinde bir küfür savurdu ve ilerleyerek sertçe Harry' nin elindeki belgeleri alıp masasının üzerine attı. Siyah saçlı genç adamın kaşları şaşkınlıkla alnının ortasına yükselmişti. " Bir sorun mu var? " Draco öfke içinde eğildi ve koltuğun kollarını kavrarken Harry' nin yüzüne doğru eğildi.
- Evet var lanet olası! Hem de birkaç tane! Birincisi sen duygusal bir delisin! Benimle yatmak için anlaşma imzalıyorsun ama bana dokunmuyorsun bile, beni istediğini söylüyorsun ama bunu göstermeye yanaşmıyorsun! İkincisi hala sanki Hogwarst' taymışız gibi benimle inatlaşıyorsun. Biz artık okul arkadaşları değiliz Potter. Sen benim sahibimsin! Üçüncüsü de... Ben görmezden gelinmekten hiç hoşlanmam!
*******************************BÖLÜMÜN SOUNDTRACI SON SESTE DİNLİYORUZ!
Westlife - Us Against The World
***********************************
Birkaç santim ötesindeki yeşil gözler içini ürpertiyordu. Bu gözlerdeki duruluk Draco' yu ona meydan okumaya, onu sarsmaya, onunla flört etmeye davet eder gibiydi. Draco yutkunurken Harry yavaşça koltuktan doğruldu, o doğrulurken Draco da onunla birlikte gerileyerek doğrulmuştu. " Seni fark etmemi mi istiyorsun? " Draco bir adım gerilerken Harry attığı bir adımla onu takip etti. " Bunu neden istiyorsun Malfoy? " Bir adımla aralarındaki mesafeyi kapatırken Draco gerilememek için kendisiyle savaşıyordu. Harry ona doğru uzandı. Dudakları neredeyse dudaklarına değecekti. " Söyle bana Draco... Duymaya ihtiyacım var. " Draco dudakları üzerinde onun hızlanan nefesinin sıcaklığını hissediyordu. Yavaşça derin bir nefes aldı. Dudaklarını araladı ama sözcükler dudaklarından dökülmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell Me Why? - Draco/Harry
Fanfiction" İnsanlara kişiliklerimizin değişik yönlerini gösteririz, farklı roller oynarız. Çocukla çocuk, arkadaşla arkadaş, sevgiliyle sevgili, düşmanla düşman. Bir karar vermen gerek. Sen bana karşı hangi rolü oynuyorsun Potter? " Savaşta babasıyla birlikt...