³

212 11 3
                                    

  Düşünüyorum da, neden bunu yapmak istemiştim? Peki neden durmuştum?

  İkisinin cevabı da aynı isimdi. Bu komikti. Fazlasıyla gülünçtü.

  Saate tekrar gözüm kayıyor.

  05.21

  Etrafa hafifçe göz gezdiriyorum. Odadaki çirkin kokuyu görmezden gelerek duvarlardaki resimlere bakıyorum, gördüğüm kişi yine ve yine o.

  Gözlerimi kapatıyorum, aklıma gelen ilk şey yine o gülümseme oluyor. Derin bir nefes eşliğinde tekrar gözlerimi açıyorum. Uyumak istiyorum ama korkuyorum. Ya rüyama girerse? Uyandığımda onun burada olmadığını fark etmek istemiyorum.

  Kapının önünden gelen ayak seslerini duyduğumda derin bir nefes alıp içimde tutuyorum, beni duyamaz. Şuan olmaz. Ardından bir anda aklıma geliyor, saat daha çok erken.

  Neden ayakta?

  Kısa süre sonra duyduğum sifon sesiyle derin bir nefes veriyorum. Mantıklı.

  Yerden kalkıp odadaki iki yataktan siyahlar içinde olana ilerliyorum, parmaklarımın ucundayım. Kendimi sakince yatağa bırakıyorum. Burnuma gelen koku, tanıdık. Gülümsememe sebep oluyor. Mırıldanıyorum, "Keşke..." diye. "Keşke şuan burada olsan."

  Kafamı ellerimin arasına alıp kendi kendime tekrar ediyorum. "Keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, seni hala seviyorum, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan,keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan, keşke burada olsan..."

  Nefesim kesilecekmiş gibi hissediyorum, anca susmayı başarıyorum.

  Uzandığım yatakta dönüyorum, yastığın kokusunu içime çekiyorum... Evet, onun gibi kokuyor. Sağlam bir biçimde sarılıyorum yastığa, sanki gerçekten oymuş gibi.

  Gözlerimi kapatıyorum, belki ihtiyacım olanı bulmuşumdur? Ama yetmiyor, bu bile beni uyutmuyor. Doğruluyorum ve kanlı gözlerle bir süre daha etrafı incelemeye devam ediyorum.

  Aklıma geliyor, telefonuma bakıyorum. Ekranda birinin beni aradığını görüyorum, ama ses çıkmıyor. Telefonumun sesini tamamen kapattım. Ekranda yazan isme bakıyorum. Emre.

  Gözlerimi yumuyorum, saat sabah beş buçuk. Neden şuan beni arıyor? Yanlız kalmak istediğimi biliyor. Telefonun kendi kendine kapanmasını bekliyorum. Ardından mesajlar gelmeye başlıyor.

. . .

  "Hürkan lütfen,"

  "Kapıyı aç ve beni içeriye al,"

  "Yoksa zorla gireceğim."

Karamsar [•Porgola•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin