¹⁰

132 8 4
                                    

  Sendeleyip yere düşmemek için arkamdaki duvara yaslanıyorum, fakat o üzerime geldikçe istemeden yaslandığım duvara daha da siniyorum. Bağırıyor ve bu beni geriyor, bağıran insanları sevmiyorum.

  Evet belki karşımdaki adam benden üç yaş küçük, fakat bu benden uzun ve iri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir de güçlü. Kahretsin ki bu biraz korkmama sebep oluyor.

  "Senin için en iyisinin bu olduğunu düşünüyorum, ve sen ise benim bencil ve düşüncesiz taraf olduğumu düşünüyorsun?" Kaşlarını daha da çatıyor. "Sadece seni korumaya çalışıyorum, kahretsin!" Eliyle sertçe duvara vurduğunda ellerimle kafamı saklamak istercesine kapanıyorum. Zaten zar zor duran dizlerim çözülüyor, yere çöküyorum.

  Bağırmaya başlıyorum. "Hürkan! Tanrı aşkına kes şunu, bağırma! Kahretsin yeter..!" Dişlerimi sıkıp kendimi susturmaya çalışıyorum.

  Sımsıkı yumduğum gözlerimi duyduğum hafif kahkahayla tekrar açıyorum, kafamı kaldırıp eliyle yüzünü kapatmış olan uzun adama bakıyorum. Histerik bir gülüşle parmaklarının arasından bana bakıyor, "Ömer, çevrene kıyasla fazla tatlısın." Gülmeyi kesiyor. "Diğerlerinin seni hak ettiği düşünmüyorum açıkçası."

  Kaşlarımı çatıyorum. Ne? "Hürkan bu ne halt demek oluyor?-" Ben doğrulmaya çalışıyorum, o sırada önüme çöküyor ve beni omuzlarımdan tutup aşağıya çekiyor, kalkmaya çalıştığım yere tekrar oturuyorum. Omzumu sertçe tutan elin bileğine yapışıyorum, "Yapma!" diyorum.

  Bir hata yaptığını fark ediyor.

  Gözleri daha normal bakmaya başlıyor, "Seni seviyorum, biliyorsun değil mi?" diyor o şevkatli sesiyle. Evet, bu benim tanıdığım adam. Beni hafifçe kendisine çekip sarılıyor, dizlerimin üzerine kalkıp aradaki boy farkını olabildiğince kapatıyorum. Devam ediyor. "Seni korkuttum, Tanrım. Kendimden nefret ediyorum. Çok üzgünüm."

  Kendi kendine aynı şeyleri tekrar etmeye devam ediyor.

  Ona sıkıca sarılıyorum, "Sorun değil, hey, cidden sorun yok." Bana bakmasını sağlamaya çalışıyorum, gülümseyerek konuşuyorum. "İyiysin."

  Bir hevesle dudaklarını aralıyor, tabii ki. Gülümseyerek bana yaklaşan dudaklara yaklaşıyorum, hissettiğim ısıyla gözlerimi kapatıyorum. Dudakları dudaklarımda, huzurluyum.

. . .

  Tanrım, şuan ne yapacağım ben?

Karamsar [•Porgola•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin