Rebirth of Draco Malfoy

(1).1

Bölüm Adı: Hogwarts Treni 1

Sonunda beklenilen gün gelmişti, Draco okul için olan eşyalarıyla beraber oyun konsolunu da almıştı. Telefonunu da alacaktı ama 1 aydır sürekli oynadığından dolayı ailesi ceza olarak ona vermedi.

Eşyalarını aldıktan sonra aşağı doğru indi. Narcissa oğluna sıkıca sarıldı, Lucius'da Draco'nun eşyalarını hizmetçilere verdiği anda oğluna sarıldı.

İkisi artık eskisi gibi değillerdi, az da olsa değişmişlerdi. Draco bu düşüncesiyle gülümsedi ve sıkıca onun elini tutan annesi ile babasının elini tuttu.

Tren için yürüdükleri anda Draco, Harry ya da Weasley ailesiyle karşılaşacağından korktu. Tanrıya şükür ki karşılaşmadılar.

Draco heyecanla "Görüşürüz anne, baba." Deyip onlara gülümseyerek sarıldı. Lucius ile Narcissa nazikçe gülümseyerek oğullarına baktılar.

Narcissa nazikçe gülümseyerek "Bol şans tatlım." Diyerek yanıtladı. Lucius'da karısının dediklerini onaylayarak gülümsedi.

Draco ailesiyle vedalaştıktan sonra hemen trenine heyecanla koştu. Tren vagonunu kapısını açtı vagonda daha kimse yoktu.

Sessizce oturdu ve Büyü tarihi kitabını açarak okumaya başladı. Bir süre geçen sessizliğin ardından yeşil gözleri olan gözlüklü bir çocuk içeri girdi.

Beyazımsı sarı saçları olan çocuğu gördüğü anda gülümseyerek "Affedersin burada oturabilir miyim?" Diye sordu.

Draco yanıt olarak 'Evet' anlamında kafasını aşağı yukarı hafifçe salladı ardından kitabına geri döndü. Yeşil gözlü çocuk, sarışın çocuğun yanına oturarak sessiz bir şekilde onu izledi.

Draco içinden telaşla 'Neden böyle oldu!?' Diye düşünerek gözlüklü çocuğu umursamamaya denedi.

Draco kitabını okumaya denerken hızlı bir şekilde tekrardan kapı açıldı. "Merhaba her yer dolu da buraya oturabilir miyim?" Sordu kızıl saçlı çocuk.

Draco ona doğru gri cansız gözleriyle baktı. Harry'de Draco'nun onaylayacağına düşünerek "Tabi ki." Diyerek yanıtladı.

Draco, gözlüklü çocuğun yanıtına karşılık 'Neden benim yerimde sen karar veriyorsun!!?' Diye düşünerek içinde ki öfkeyi saklamaya denedi.

Kızıl saçlı çocuk, kapıyı kapatmadan heyecanla Harry'nin karşısına oturdu. Draco onlara bakmamaya deneyerek gizlice konuşmalarını dinledi.

Kızıl saçlı çocuk gülümseyerek "Benim adım Ron Weasley." Dedi. 

Gözlüklü çocukta ona yanıt olarak gülümseyerek "Benim adım Harry Potter." Diye söyledi. Kızıl saçlı çocuk heyecanla "Sen Harry Potter mısın!?" Diyerek bağırdı.

Harry, Ron'un bağırışına tedirgin bir ifadeyle gülümsemeye devam etti. "Senin hakkında çok şey duydum! Peki şey..." Diye sözlerine devam ettiremedi.

Harry sözlerini devam ettiremeyen çocuğa kaşlarını çatarak "Şey ne?" Diye sordu. Kızıl saçlı çocuk hemen utanarak "Yara izin..." Dedi mırıldanarak, gözlüklü çocuk bu mırıldanmaya gülümseyerek "Bunu mu diyorsun?" Dedi ve saçlarını çekerek alnında ki yara izini gösterdi.

Sonunda kızıl saçlı çocuk "Korkunç!" Diyerek yanıt verdi. Harry onun yanıtına karşı sessizce gülümsedi.

Bir süre sessizlikten sonra açık kapının önünde nazik ve yaşlı bir kadın güzel yiyecek arabasıyla duraksayarak "Bir şey istiyor musunuz çocuklar?" Diye gülümseyerek sordu. 

Ron yaşlı kadının yanıtına karşılık yutkunarak üzgün gözleriyle "Teşekkür ederim yemeğim var." Diyerek yanıtladı.

Harry onu sessizce izlemesinin ardından "Alıyoruz hepsini." Dedi ve cebinde ki altın paraları çıkardı.

Ron, Harry'nin cebinden çıkardığı paralara karşılık "Vay canına." Diye heyecanla yanıtladı. Tüm yiyecekleri aldıktan sonra Ron heyecanla önünde ki yemeklere yemeye başladı. Harry ise şaşkınlıkla büyü dolu eğlenceli yiyeceklere Ron'un yanına oturarak baktı.

Harry ardından Draco'ya bakarak "Sen yemeyecek misin?" Diye sordu. Draco gülümseyerek "Hayır teşekkürler." Dedi ve ona bakan Harry ile Ron'u umursamadan kitabına geri döndü.

⁎⁎⁎