Etraf birden bulanıklaştı ve karardı. Önce kulağımda ince bir çınlama hissettim ardından gelen uğultulu sesler.. Ve birden kendimi boşlukta hissettim.
Hafif sızlayan şakaklarım ve baş ağrısı ile kendime gelmeye çalışırken başımı ovmak istedigimde bileklerim hareket etmedi. Bağlanmıştım. Gözlerimi zar zor açarken açtığımın bile farkında olamayacak kadar karanlık bir yerdeydim. Bileklerim sızlıyor ve ayaklarım kenetlenmişti birbirine , ayrılmıyordu. O kadar korkmuştum ki kalbimin atışı tüm vücuduma yansıyordu. Üşüyordum. Daha kendime gelmeye ve ne olduğunu anlamaya çalışırken gelen tok ayak sesleri ile irkildim. Ardından da melodi gibi gelen topuklu ayakkabı sesi.. Anlam veremiyordum olanlara. Konuşmaya çalıştım. "Ben neredeyim? Siz kimsiniz? Benden ne istiyorsunuz? İmdaaaaaaaaaaatttttt!!" Çığlıklarım bir bumerang gibi yansıyıp bana geri döndü. Ardından anlam veremediğim bir kadın kahkahası. "Direnme küçüğüm yakında anlayacaksın."
Telefon sesi ile sustu kadın. "Evet efendim. Aldık efendim. Evet yanımda efendim. Emredersiniz." Neyin içindeydim ben kafam çok karıştı etraf zifiri karanlık. Hiçbir şey oturmuyordu zihnimde. Son hatırladığım şey doğum günü partimde tüm ailem ve arkadaşlarım ile toplanıp eğlendigimdi. Sonrası... Sonra.. Tanımadığım bir adam ile çarpışıp üzerime elimdeki vanilyali beyaz şarabı dökmüştüm. Odama çıkıp üzerimi değiştirmek için dolabi açtığımda.. Hatırla Efsun hadi... Evet , tamam. Kapı tıklandı ve içeriye bana çarpan adamın girmişti. Adamı daha önce hiç görmediğime emindim. Şayet görseydim unutulmayacak kadar yakışıklıydı. Özür dileyip içeri girmek istedi , tabi dedim . Dolabı kapatmak için arkamı döndüm... Sonrası yok. Yoktu . O adam kimdi ? Benden ne istiyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKÛM
Teen FictionEllerimi yüzüne dokunmak istediğimde alev alıyor , duraksıyor ve ağzım kuruyordu. Cesaret edebilseydim eğer cam gibi tenine uzun bakışlar atar ve yüzünün her bir hücresini incelerdim. Sahi bu kadar kusursuz bir bedene sahip olan birinin kalbi nasıl...