MAHKÛM

Sonun başlangıcı bu olsa gerek!

Aklımda binbir soruyla genç kadının sesi kesildi ve telefon kapandı. Tok ayak sesi bana yaklaşarak yüzünü yüzümün hizasına getirdi ve buz gibi mavi gözleriyle gözlerime baktı.
" Tekrar çığlık atarsan ağzını da bantlarım."
Onaylar gibi kafamı korkuyla salladım. Genç adam birden o soğuk ses tonuyla bağırmaya başladı.
" Su içirin kıza."
Beni onun kaçırdığını bir anda unutup teşekkür eder gözlerle baktım. Kadın hala elindeki telefonla meşguldü. Telefonun kısık parlaklığında yüzü ay ışığı gibi ortadaydı. Kendini göstermekten çekinmiyor ise neden bu kadar karanlıktayız ki diye düşündüm. Kadının yüzünü hafızama kazırcasına dikkatlice baktım. Kahkülleri anlına düşmüş , uzun koyu kirpikleri , keskin yüz hattı, dolgun kırmızı dudakları vardı. Kadını incelerken ayak seslerini duymazdan gelmiştim. Omzuma bi el dokunduğunda irkildim. Su şişesinin kapağını açmış dudaklarımın hemen önünde duruyordu. Biraz egildim ve bir kaç yudum aldım. Simdi tekrar kadına odaklandım. Kadın " hayatım bi sigara verir misin" dedi yanındaki adama. Adam hiç cevap vermeden ceketinin iç cebinden sigarayı çıkardı kafasını hafif yana eğip zippo çakmağı ile yaktı . Cakmaktaki ateşin ışığında adamin cam gibi teni parladı. İlk nefesi çekti ve kadına uzattı. Ellerini cebine koyup yavaş yavaş volta atmaya başladı. O sırada gözlerini net göremiyordum, ama izlendigimden emindim. Olduğum yeri, belli belirsiz telefon ışığı aydınlatıyordu. Adam tok ve net sesi ile," bugün kaç oldun" dedi. Doğum günümü kastediyordu. Orda görmüştüm onu. Titreyerek 24 dedim. Üşümüştüm. " Üşüyor musun ufaklık" dedi. Ufaklık mı ? Adam kaç yaşındaydı ki bana ufaklık diyordu. En fazla 30 görünüyordu. O sırada yanındaki genç kadın adama döndü ve Sorgular tavırla "Ufaklık?" Dedi. Tuhafına gitmişti kadının. Birazda yüzünü buruşturmustu . Rahatsız olduğunu hemen anladim. Kadın adamdan daha büyük görünüyordu. Birden ışıklar açıldı. Işıklar açılana kadar nasıl bir yerde olduğumu tahmin etmiştim ama bu yer tahminimden daha korkunç ve büyüktü. Kadın tek topuğunu yere vurarak bağırdı "Nihayet." Adama dönüp konuşmaya karar verdim. "Beni neden kaçırdın? Ben sana ne yaptım? Benden ne istiyorsunuz?" Kadın hızlı adımlarla yanıma geldi ve etrafimda dalga geçerek döndü." Birincisi doğum günü kızı seni sevgilim kaçırmadı o sadece bi aracı. İkincisi ise bir daha sevgilime o kedi bakışları atıp kendini acındırmaya kalkarsan o güzelim saçlarına yazık olur" dedi. Ne diyordu bu kız ben elleri ayakları bağlı bir rehineyim ve su an tek derdim sevgilisine bakmamak mı? Cevap vermeden başımı öne egdim.