"two souls are sometimes created together,
and in love before they're even born."
-f. scott fitzgerald
»»————- ♡ ————-««
"Neden... hayatın boyunca hiç düğüm atmamış gibi davranıyorsun?"
"Daha önce hiç kurdele bağlamadığım için olabilir." Adrien elinde tuttuğu uzun kumaşın iki ucuna baktı, ardından pes ediyormuşçasına nefesini dışarı verdi. Nergis ve çöven çiçeklerinden yaptıkları beyaz buket çok güzel görünüyor olsa da, genç adam son dokunuşu yapmakta yetersizdi. Süsleme kağıdını bir arada tutmak için kurdeleyle düğüm atması gerekiyordu, ancak bunu nasıl yapacağı hakkında en ufak fikre sahip değildi.
Belki de ayakkabı bağcığını bağlıyor gibi düğüm atmalıyd-
"Aklından neyin geçtiğini düşünebiliyorum," diyen Marinette, ellerini ileriye uzattı ve sarışın gencin elinden hem kurdeleyi hem de tamamlanmamış buketi aldı.
"Ancak böylesine saf ve estetik görünen bir bukete o kadar düğüm atmamalısın." Kurdeleyi süsleme kağıdının etrafına geçirdi ve parmağını üzerine koydu, ardından hızlı el hareketleriyle bir fiyonk yaptı. İşteki ustalığı ve özgüveni uzun zamandır çiçekçide çalıştığını kanıtlamak için yeterliydi.
Fakat Adrien tüm bu süreçte ne buket, ne de saniyeler içerisinde ortaya çıkan fiyonk ile ilgilenmemişti. Aksine bakışları, çocuksu bir heyecan ile gözleri parıldayan Marinette'in üzerindeydi. Genç kız elindeki çiçeklere ve yaptığı süslemelere öylesine odaklanmıştı ki, onu fark etmesinin imkanı yoktu.
Dürüst olması gerekirse, çiçekçide geçirdiği süre boyunca Adrien'ın zihninde yüzlerce soru belirmişti. Açık arttırmadan kalma cevaplanmamış düşünceler, Marinette'in onu neden dükkana çağırdığını sorgulayan kalbi ve genç kızın geçmişini merak eden beyni... Hepsi aynı anda konuşmaya başlamış, lacivert saçlı kızın kim olduğunu öğrenmek istemesine sebep vermişti.
Ancak bunu yapmayacaktı.
Çünkü Marinette onu tedirgin etmemek için bulunduğu durum hakkında tek bir soru bile sormamıştı. Birlikte geçirdikleri iki saati neşeli gülüşler ve ciddi olmayan şakalar ile doldurmuş, genç adamın kafasını dağıtmak için bildiği tüm yöntemleri denemişti.
İsterse "Neden ağladın?" gibi direkt bir soruyu kendisine yöneltebilir, ya da dudağındaki yaranın nasıl oluştuğunu tahmin etmeye çalışabilirdi. "Kavga mı ettin?" benzeri gereksiz bir suçlama ile Adrien'ın üzerine gitseydi... o zaman sarışın genç gerçekten bunu reddedip yaşadıklarından bahsedebilir miydi?
Evet, lacivert saçlı kız haklıydı. Herkesin hakkında konuşmak istediği bazı büyük sırları vardı, ve Adrien da ailevi durumlarından ya da zihnini meşgul eden tehlikeli düşüncelerden bahsetmek istemiyordu-
"Beni dinliyor musun?"
Duyduğu ses ile hafifçe irkildi ve gözlerini birkaç kez kırptı, ardından tekrar Marinette'in mavi gözlerine baktı. Genç kız iki eliyle tuttuğu buketi ona uzatmış, tatlı bir gülümsemeyi de yüzüne yerleştirmişti.
"Dalmışım," diyerek kendisi de tebessüm etti ve uzatılan çiçekleri aldı. Nergisleri çevreleyen çöven çiçeklerinden birkaçının yerini düzeltti ve süsleme kağıdının üzerinde parmaklarını gezdirdi. Birçok kez, tanıdığı ya da tanımadığı insanlar için çiçek satın alması gerekmişti. Ancak hayatı boyunca ilk defa kendisi bir buket hazırlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i wanna be yours [adrienette]
Romance"eğer parmakların boynumu sıkıyor olsaydı, ve gözlerinde nefretten başka bir şey bulamasaydım, yine de senin olmak isterdim." ... wei dianxia,2022.