1.BÖLÜM

6 4 1
                                    


🎶 Dolu Kadehi Ters Tut-Yalan🎶

İki saattir burada bekliyorum ama benimle ilgilenen tek bir Allah'ın kulu yok hatta ilgilenmeyi bırakın beni gören bir insan bile yok. Ben Leyla, İngiliz dili ve edebiyatı bölümünden yeni mezun oldum ve iş arıyorum. Şuanda bulunduğum, Değer Yayıncılık da istediğim pozisyona göre bir iş ilanı gördüm ve tabii ki hemen başvurmak için soluğu burada aldım. Her ne kadar teknoloji çağında olsak da hala iş başvurusu için yüz yüze olanlar daha çok önemseniyor. Nedeni ise bilinmez...

En sonunda daha fazla burada beklemeye dayanamadım ve tam karşımda genel müdür Mehmet DİNÇ yazan odaya kapıyı tıklattığım gibi girdim. Bir dakika karşımda orta yaşlarda oturan Mehmet olduğunu tahmin ettiğim bir adam oturuyordu ama benim asıl şaşırdığım nokta şuydu, Onur BİLGİN hani şu yazar olan Onur, sadece bir kitabı ile ses getiren Onur, işte o Onur şuan tam karşımdaydı. Gerçi ne bekliyorsam burası bir yayınevi ve karşımda yazar olması kadar doğal bir şey yok.

''Hanımefendi keşke daha kibar olsaydınız gördüğünüz gibi yazarımız ile toplantıdayız'' dedi Mehmet.

''Dışarıda iki saattir bekliyorum...'' dedim ama cümlemi tamamlayamadım. Birden Onur

''Aaa sen mi geldin?'' dedi bana doğru yaklaşarak sonra elimdeki CVmi aldı ve bana sarıldı tam o anda kulağıma ''Çaktırma'' dedi. Neyi çaktırmayacaktım anlamadım ama sesimi de çıkarmadım. Bana sarılırken ben de onun oyununu oynadım.

''Mehmet bey Leyla benim arkadaşım. Bugün buraya iş görüşmesine gelecekti benim adımı vermesini söylemiştim ama o diğer iş arayan insanlara haksızlık olmasın diye kesin benim adımı vermemiştir.'' Dedi. Bana bakarak onay bekledi ben de başımı olumlu anlamda salladım. Sonra tekrar ''Leyla bu sene Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.'' Diye devam etti. Ben deli birine mi çatmıştım yoksa akıllı birine mı rastlamıştım bilmiyorum ama karşımdaki Mehmet beyin anında bana karşı olan bakışları değişti. Odaya ilk girdiğimde beni küçük gören adam yerine bana bir nimetmişim gibi bakan bir adam geldi.

''Aaa hoş geldin Leyla. Ne içersin?'' dedi.

''Bir bardak soğuk su alırım.'' Dedim şok olmuş bir şekilde.

''Çevirmenlik yapmak istiyorsun tahmin ettiğim kadarıyla'' dedi Mehmet bey. Başımı olumlu anlamda salladım. ''Tamamdır işe alındın ilk bir ay deneme süren. İyi değerlendir Leylacığım.''dedi ve ikinci şok dalgası. Nasıl yani iki saattir ben bir torpil için mi beklemiştim. Sahi o yazar bozuntusu bana neden yardım ediyor ki? Sanki ondan yardım istedim, niye burnunu soktu benim işime anlamadım. Aslında fena olmamıştı ama yine de tanımadığı birine yardım etmesine gerek yoktu. Üstelik toplantı yaparlarken pat diye girerek saygısızlık yapmıştım bu yüzden neden bana yardım ettiğini çok merak ediyorum. Bu odadan çıktığımız ilk an bunu tabii ki soracaktım.

''Kusura bakmayın lütfen ben ani bir şekilde içeri girdim eğer toplantınız devam ediyorsa ben dışarıda bekliyorum Onur'' dedim. Bakışlarımı ikisinin arasında mekik dokurken.

''Yok hayır toplantımız da bitti zaten. Beraber çıkalım'' dedi Onur sonra da ''Mehmet bey sonra tekrar ayrıntıları konuşuruz. Bir dahaki toplantıda Selinay da olursa çok güzel olur kapak ile ilgili konuşmamız gerek.'' Dedi.

''Tamamdır Onur Selinay da bir dahaki sefere olur.'' Dedi sonra elini ilk önce bana sonra da Onur'a uzattı, elini sıktıktan sonra ''İyi günler.'' Dedim.

Yayınevinden çıkasıya kadar hiçbir şey sormadım. Ama dışarıya çıktığımız ilk an ''Neden?'' sorusu dudaklarımdan döküldü.

''Seni içeriye girerken de gördüm bekliyordun hem de tek iş umudunu yitirmiş olarak değil hayattan umudunu kesmiş biri olarak.''dedi ama sorun şuydu ben Onur'u içeri girerken görmemiştim. ''Ama ben seni görmedim.'' Dedim. Elindeki şapkayı ve gözlüğü gösterince nedenini anladım.

''CV ise çok iyiydi ben de hem yayınevime hem de karşımdaki küçük kıza iyilik yaptım.'' Dedi. 'küçük kız' dediği ben miydim, galiba evet benim.

''Aslında çok da küçük bir kız değilim. Ama sen bu iyilik sever halin ile bana torpil geçtiğin için teşekkür ederim büyük adam.'' Dedim ve arkamı döndüm yürümeye başladım.

Arkamdan ''Gideceğin yere kadar bırakayım.'' Diye seslendi.

Sadece kafamı çevirip ''İyilik yapacağınız daha bir sürü küçük kız vardır. Teşekkürler.'' Dedim.

TOZLU SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin