2. BÖLÜM

4 3 0
                                    

🎶 Billie Eilish - Bored 🎶

Bugün işe başlıyordum. Evet, geçen gün bir yazar sayesinde işe alındığım işimin ilk günü. Neden böyle bir şey yaptığı hakkında en bir fikrim yok ama yine de işime geliyordu. Çünkü daha fazla anneannem ve babaannemin ödediği evim de kalamazdım gidecek bir baba ocağım da yoktu maalesef. Ben hayata bir sıfır geriden başlayan tayfayım. Annem ile babam trafik kazası kurbanı, ben daha bebekken bir trafik kazası geçirmişiz o kazadan kurtulan 'mucize bebek' de benim işte. Aile büyüklerim, akrabalarım üniversiteye başlayasıya kadar hep etrafımda oldular. Hala da olmaya çalışıyorlar ama artık kendi başımın çaresine kendim bakmak istiyorum. Her ay düzenli olarak anneannem ve babaannem para yatırıyorlar. İkisi de Aydın da yaşıyorlar ben ise İstanbul'dayım. O yüzden üç ayda bir de yanıma geliyorlar. İşte benim yarım kalan ailem.

Aynada son kez kendime baktım ve yurttan çıktım. Otobüse binip Değer Yayıncılık'ın önüne geldiğimde anneannem görüntülü aradı. Tam zamanı anneanne...

''Kızım gittin mi işe?''

''Anneanne iyim teşekkür ederim.'' Dedim ama anneannem benim imamı duymak istemediği için yine kendi bildiğini okudu.

''Bak ben dün senin için dualar okudum üfledim. Hadi hayırlı olsun kızım. Güzelce çalış, şımarıklık yapma. Ben sana güveniyorum kınalı kuzum tamam mı?'' evet ben kınalı kuzuyum çünkü saçlarım turuncu. Annemin de saçları turuncuymuş. Toplumda buna kızıl diyoruz ama benimki kızıl değil bildiğiniz turuncu ve ben saçlarımı çok seviyorum. Güneşte kendileri çok güzel duruyor.

''Tamam anneanne şımarıklık yapmam.'' Dedim anneanneme küçük çocuklar gibi.

''Hadi hayırlı işler kınalı kuzum, öptüm.'' Dedi. Ben de öptüm dedikten sonra kapattım ve içeriye girdim.

Benim için ayrılmış bir masa vardı oraya geçtim oturdum. Sonra yanıma sarı saçlı bir kadın geldi.

''Leyla AKIN sen misin?'' diye sordu.

''Evet.'' Dedim.

''Merhaba tatlım. Ben Elis. Sana işi öğreteceğim. Kısa bir süre beraber çalışacağız.'' Dedi elini selamlaşmak için uzatırken. Ben de elimi uzattım. ''Memnun oldum Elis hanım.'' Dedim.

*

Elis Hanım bana birkaç pratik yol gösterdi sonra kendi işinin başına döndü ama aynı zamanda bir tane bitmiş eserin kontrolü için bana e-posta attı. O eserin kontrolünü yapmaya koyuldum. Eser çok uzun sayılmazdı. Umarım kısa sürer bu iş diye geçirdim içimden ama maalesef şanslı günümde değildim ve eseri bitirdiğimde herkes öğle molasından dönüyordu. Ben ise aç kalmıştım. Çünkü kendimi öyle bir kaptırmıştım ki herkesin öğle molasına çıktığını fark etmemiştim bile. Burada da yeni olduğum için kimse bana seslenmemişti. Neyse yurda giderken bir şeyler yerim artık diye düşündüm. Kontrol ettiğim eserdeki hataları düzelttikten sonra Elis hanıma e-posta olarak attım.

Sonra pek işim kalmamıştı ilk günden mesaiye kalmak da istemiyorum. Çıkış saatim geldiği gibi eşyalarımı toplayıp gidiyordum ama tam kapıdan çıkacakken sert bir şeye çarptım. Kafamı kaldırıp baktığımda yazar bozuntusu ile burun buruna geldim. Hemen geri çekildim.

''Dikkat etsene yaa'' diye söylenmeye başlayınca o da bana gülmeye başladı. Neden gülüyorsun diye sormadım çünkü nedeni belli değil mi? Ben çarptım ve ben söyleniyorum.

''Neden hemen gülüyorsun yanlışlıkla çarptım refleks olarak da tepki verdim.'' Dedim ve dediğime pişman oldum. Sus Leyla...

''Tamam sakin ol. İyi misin? Bir yerin acıdı mı?'' diye sordu dudaklarını gülmemek için bastırmaya çalışırken.

''Tamam sakinim.'' Dedim ellerimi havaya kaldırarak ''İyim sadece aniden olunca şey oldu...'' dedim ama devamını nasıl getireceğimi bilemeyerek sustum.

''Ne oldu?'' diye sordu ama cevap vermedim.

''Tamam. Ne olduğunu sonra öğreniriz. Benim şimdi kapak tasarımı ile görüşmem gerek. İstersen bekle beraber gidelim.'' Dedi.

''Ne münasebet'' diye tepki verince ''Tamam nasıl biliyorsan öyle yap küçük kız.'' Dedi. Bu neden bana sürekli küçük kız diyor? Sinirlerime dokunuyor yahu. Kafamı kaldırdığımda burun buruna gelebilecek kadar uzun bir boyum var bana küçük kız diyor. Gerçekten sinirlerime fena dokunuyor.

''Zaten nasıl biliyorsam öyle yapacağım. Büyük adam.'' Dedim. Sabır dilenir gibi yanımdan geçip gitti ben de otobüs durağına doğru gitmeye koyuldum.

Otobüs durağına gittiğimde, otobüs tam geliyordu. Zamanlamam müthiş. Ama herkesin iş çıkış saati olduğu için oturacak tek bir koltuk yoktu. Neyse en azından evim yakındı en fazla on beş dakika ayakta kalacaktım. 

TOZLU SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin