Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!
Bölüm Şarkısı: Nightcore - Hurt
***
Bölüm 20: PARTİ
"Aras'a iletmeni istediğim bir mesajım var," diyen Kûra'nın söylediklerini idrak etmek zor değildi, sadece onunla olan son temasımızın bende bıraktığı etkiyi tekrardan idrak etmek zordu. Batın bölgemdeki sızlama artarken elimi dikişlerimin üstüne koydum ve "Neymiş o?" diye sordum.
"Beni istiyorsa, benim onu istememi beklemeli. Eğer ki bu sabırsızlığına devam ederse... Ah Hazar'ım... O zaman olacaklardan ben sorumlu değilim," demesiyle telefonun kapanması bir olmuştu. Derin nefesler alarak telefonu kulağımdan indirdiğimde Mert'in kalkık kaşları çatılmıştı ve anında, "Bir sorun mu var? Bir anda yüzün bembeyaz oldu," diye sormuştu.
Derin bir nefesi yavaşça verirken, "Biliyor musun? Benim kafamı kesinlikle dağıtmam gerekiyor..." dedim. Şu an umurumda olan tek şey, bıçaklandığımdaki acıyı aklımdan tamamen atmaktı ama elimin altındaki dikişlerim sızlarken bu neredeyse imkânsızdı.
"Bu akşamki partiye benimle gelmek ister misin?" diye soran Mert'le içine düştüğüm acı dolu anılardan sıyrılarak gözlerimi Mert'e diktim ve çatık kaşlarla ona bakarken, "Ne partisi?" diye sordum.
"Aras'ın odasına daldığın günü hatırlıyor musun?" diye sorduğunda, bir anda yanaklarım yanmaya başlamıştı. Utançla başımı öne eğdiğimde, "O projeyi kazandık, bu yüzden de Aras Bey bir parti düzenlemeye karar verdi. Çalışanlar çok sıkı çalışmıştı herkese iyi gelecek bir etkinlik," dediğinde, başımı kaldırıp Mert'e baktım.
"Tamam... Eğlenceli olacağa benziyor, gerçi orada bir etkim olmadığı halde bulunmam yine diğer çalışanların beni gözleriyle mimlemesine neden olacak," derken, telefonu masanın üstüne bırakarak koltuğa oturdum ve derin bir nefes alarak iyice oturduğum yere sindim.
"Çevrendeki bakışları çok kafaya takıyorsun. Ayrıca orada birçok kişi etkisi olmadığı halde bulunacak çünkü bu tüm şirket çalışanlarının davetli olduğu bir parti, yani rahat ol," dediğinde başımı kaldırarak Mert'e baktım. İçten görünüyordu, acaba kandırmak isterken kandırılıyor muydum diye düşünmeden edemiyordum.
"Bu davranışlarından yola çıkarak arkadaş olduğumuzu düşüneceğim?" dedim sorarcasına. Mert başını onaylarcasına salladığında, dikkatle onu inceliyordum bundan sonra ona daha dikkatli yaklaşmam gerekecekti.
"Bu bizim sırrımız olsun, sana istediğin bilgileri veremeyebilirim ama çok zor durumda kaldığında veya kendini tehlikede hissettiğinde benden yardım isteyebilirsin. Sana söyleyebileceğim bir şey ya da verebileceğim bir bilgi olursa da yardımcı olmak isterim," dedi. Bu sözleri şüphe uyandırıcıydı, hafifçe gülümsedim ve "Belki birlikte bu kapandan kurtuluruz?" dedim sorarcasına.
Mert'in gözlerinde gördüğüm ifade bir heves miydi yoksa ona kurtulabileceğini söylediğim için heyecanlanmış mıydı bilmiyorum ama bana en içten gülümsemesini atarken, "Belki de..." dedi.
"Öyleyse bu akşam seni evinden alırım, olur mu?" diye sorduğunda, gözlerim kocaman açılmıştı. Aras'la aynı evde kaldığımı öğrenirse, durum daha ne kadar karmaşıklaşabilirdi?
"Tabii... Adresimi sana mesaj atarım," diyerek gülümsediğinde, "Görüşürüz Deniz, iyi çalışmalar," dedi ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Onunla birlikte ben de ayağa kalktığımda, "Görüşürüz Mert!" diye seslendim arkasından. Kapıdan çıkmadan önce kısa bir bakış attıktan sonra hafifçe gülümseyerek kapıyı arkasından kapattı ve gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI
General FictionAras Soykan, Kendi karanlığının içinde, kaybolmuş ruhunun son parçasında nefretini, öfkesiyle körükleyerek intikamına tutundu. İntikamı, aradığı gerçekleri ondan adım adım uzaklaştırırken, kendisini yeni bir oyunun pençesinde; dağılmış bir ailenin p...