Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!
Bölüm Şarkısı: Nightcore - Tattoo
***
Bölüm 25: DÖVME
Saatlerce Marmara denizini seyredip sessizce oturmuştuk, tabii bu sessizlik Aras'ın telefonunun çalmasıyla bir son bulana kadar.
"Evet?" dedi Aras, sanki şu anın bozulmasına sinirlenmiş gibi bir ses tonu vardı. Karşı taraftan dalgalı bir ses gelse de anlamadığım için konuşmaya kulak kabartmadım ve kendi cebimdeki Aras'ın bana verdiği telefonu çıkartarak içini kurcalamaya başladım.
Aras, Berk ve Mert'in mesajları haricinde mesajlaşma yoktu, arama kaydındaysa Aras, Mert ve Berk'in ismine ek olarak Ulaş'ın ismi de vardı. Bir numara daha vardı, şu an hattımda kayıtlı olmayan, Kûra'nın beni aradığı numara. Başparmağım numaranın üzerinde kalırken göz ucuyla Aras'a baktım ve yavaşça arabanın kaputundan inmek için öne doğru kaymaya başladım. Aras bana sırtını dönmüş kendi konuşmasına odaklanmıştı. Bunu fırsat bilerek sessizce arabanın kaputundan indikten sonra Kûra'nın numarasının yanındaki yeşil telefona basarak onu aramaya başladım.
Birkaç çalışın ardından gelen kesik nefesli sese odaklandım ve sessizce, "Kûra?" diye sordum. Kesik nefesler devam ederken hışırtının arasından ince bir kız sesi, "Hazar'ın arıyor," diye mırıldandı ve daha net gelen bir ses, "Gözlerimi yaşartıyorsun," dedi.
"Bu hat güvenli mi?" diye sordum, kurduğu cümledeki alaylı imaları görmezden gelerek.
"En az seninki kadar," dediğinde derin bir nefes alarak son kez Aras'a baktım ve aldığım derin nefesi oflarcasına verdim. "Sıkıntılısın ha?" diyen Kûra'yı bir süre cevapsız bıraktıktan sonra, "Sana bir anlaşma teklif etmek istiyorum," diye mırıldandım net bir sesle. "Bu anlaşmayı sadece ikimiz bileceğiz, bizden başka kimse bilmeyecek? Ne Aras ne de Ekrem," diye uyarırcasına konuştuktan sonra bir cevap bekledim. Birkaç sessiz dakikadan sonra, "Anlaşmayı duyalım?" dedi sorarcasına.
"Duyduğuma göre katalepsi hipnozunun üzerinde yapılan birkaç değişikliğe maruz kalmışsın?" dedim kendimden emin bir tonla. Gözlerimse Aras'ın hareketlerini kontrol etmekle meşguldü, sol elini karşı taraf görebiliyormuş gibi sinirle sallıyor ve arabasının ön tekerine arada sırada tekme atıyordu.
Kûra soruma karşın derin bir nefes verdi ve "Öyle bir şeyler işte," diye söylendi. Aras'ı izlemeye devam ederken Kûra'ya, "Ekrem'in sana yardım etmesi karşılığında senden ufak bir şey isteyeceğim," dedim temkinli bir yaklaşımla. Fakat saniyeler geçmeden beklediğim alay dolu kahkaha kulağıma ulaştı. Derin bir nefes verip kahkahası arasından konuştum, "Bu rica ikimiz için de iyi olacak," dedim. Kûra'nın kahkahası yavaşça yok olurken gırtlaktan gelen bir sesle, "Ihm? Neymiş bakalım bu ufak şey?" dedi 'ufak' kelimesine vurgu yaparken.
"Mete Akhoroz'u bitirmek istiyorum," diye bir anda kurduğum cümleye kaba bir tabirle karşılık vermişti. "Oha, bu rüyanın sonu hazin mi? Yoksa seni, bu rüyanın sonunda göremeyeceğim için kalbim mi parçalandı?" dedi ve kendi saçma cümlesine güldü. Bir süre derin nefesler alıp verdikten sonra, "Sana bunu yapanın Mete olduğunu biliyorsun değil mi? Bugün Ekrem senin istediğini verse, Mete yarın gelip seni, yine kendi uslu köpeği yapamaz mı sanıyorsun?" diye sesimi yükselttiğimde, cüretkâr kelimelerim Kûra'nın sinirli bir nefes almasına neden olmuştu.
"Kelimelerine dikkat et," dediğinde, kararlı ses tonumu değiştirmeden konuşmaya devam ettim. "Doğruları söylemekten çekinmiyorum, istediğin kadar inkâr et. Şu anda sen, sadece Mete'nin istediğini yaptırabileceği bir kuklasın," dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI
Ficción GeneralAras Soykan, Kendi karanlığının içinde, kaybolmuş ruhunun son parçasında nefretini, öfkesiyle körükleyerek intikamına tutundu. İntikamı, aradığı gerçekleri ondan adım adım uzaklaştırırken, kendisini yeni bir oyunun pençesinde; dağılmış bir ailenin p...