BÖLÜM 5: Kavga

669 34 6
                                    

"Bir-iki-üç!" Rengin'in elini daha sıkı tuttum. Ve daha sonra yaklaşık 3 metre yükseklikten nehire atladık.

Daha suya düşmeden önce birkaç saniye düşündüm. Ne kadar kötü olabilirdi ki?

Ve ne kadar kötü olabileceğini gördüm.

"Götüm dondu resmen. O ne biçim soğuk!"

"Boğuluyordum be!" diye cevap verdim. Saçımdaki suyu sıkarken bir yandan da titrememi durdurmaya çalışıyordum. Ölmeden önce yapılacaklar listemizin bir maddesi de buydu. Evet, akıllanmamıştık.

"Ama manyak eğlenceliydi. Bir dahakine şelaleden atlayalım."

Gözlerimi devirip "atlarız tabii." dedim. Şelaleden atlasak en iyisi kafamızı bir yerlerde bulurlardı.

"Ya biz ne kadar gerizekalıyız niye şort ve tişörtle atladık? Şuna bak üstüme yapıştı."

"Senin mallığın. Ben bikinilerle gelelim dedim."

"Tamam kes." diye cevap verdi. Umursamayıp titreyen ellerimle telefonumun ana ekranını açtım. Bu arada telefonum iPhone. Hani söylemiş olayım diye söyledim. Hava atmak için değil.

"Hadi gidelim." dedi Rengin mırıldanarak. Çenesinin titrediği sesinden belli oluyordu. Onu burda bekletip zatürre etmek isterdim ama biraz daha kalsam ben de öyle olacaktım.

Kayalıklardan atlayıp Rengin'in arabasının yanına geldik. Onun benden daha çok titrediğini görünce anahtarı alıp sürücü koltuğuna ben geçtim. O da yanındaki koltuğa oturdu.

"Hasta olacağım ya. Sen bakarsın artık." dedi Rengin burnunu çekerek. Tabii tabii anlamında kafamı sallayıp arabayı otoyola sürdüm.

"İlerde çevirme vardır, yavaş sür. Hani sen daha 17'sin ya, tabii ehliyetin de yok, karakola götürürler." ve yine Rengin'in beni ezdiği zamandaydık. Kendisi benden 1 yaş büyük diye ona abla dememi istediği zaman bile vardı. Hatta demem için bana şantaj yapmış ve bende bir saat boyunca ona Rengin abla demiştim.

"O iş bende."

"Hadi bakalım." daha sonra ikimizde sustuk. Tabii çalan telefonum sessizliği bozdu.

Ahmet'in aradığını görünce gülümseyerek telefonu açtım.

"Ooo reyiz, sen bizi arar mıydın?"

"Ararız be gülüm. Bak ne diyeceğim," dedi gülerek, "sen niye bugün okula gelmedin bakayım?"

"Rengin'leyim. Hayırdır?" Ahmet, Rengin'den hoşlanıyordu ve her fırsatta bunu ima ediyordum. Evet, o piç arkadaş bendim.

"Ha tamam o zaman. Bugün birkaç kız seni arıyordu. Hani senin şu 12. sınıf arkadaşın var ya ona sordular. Ve tabii ki bana."

"Batu mu?" diye sordum.

"Evet o zibidi."

"Kim sormuş beni?"

"Kızıl, serseriye benzeyen bir kız. Yanında birkaç kız daha vardı ama dikkat etmedim. Kızıl baya güzeldi de gözümü alamadım."

"Gerizekalı." dedim gülümseyerek, "neyse hadi kapat. Yarın okulda görüşürüz."

"Tamam sarı küçük şey." telefonu kapatıp vitesin yanına attım. Rengin'in bana baktığını görünce açıklama yaptım.

"Okuldan birkaç kız beni sormuş ta onu söyledi."

"Sorun varsa halledelim." diye cevapladı. Rengin baya belalı ve arkası olan bir tipti. Zaten ona güvenerek kavgalara girişirdim. Hep o beni kurtarırdı.

kötü kızlar ölmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin