2-Yıkım ve Gözyaşı

162 22 15
                                    


🐰

"Şirket, yıllık sağlık kontrolünü öne çekmeyi planlamış. Bugün ve önümüzdeki birkaç gün pratik veya herhangi bir program yok anlayacağınız."

Seonghwa suçlulukla eğdi kafasını. Hongjoong'un onu zorla hastaneye götürmek için şirketle görüştüğünü anlamıştı. Salak değildi.

Sırf ufak tefek bulantıları var diye programı ertelemeleri suçlu hissetmesini sağlamıştı. Herkes onun yüzünden programın gerisine düşüyordu.

Her şey onun suçuydu.

Sağlıklı biri olabilirdi. Kendine dikkat etseydi, yediklerine dikkat etseydi, sporunu aksatmasaydı bunlar olmazdı.

Nefret ediyordu kendinden.

Herkesi boş yere endişelendiriyordu, onları üzüyor, bazen de sık boğaz ediyordu. Berbat bir insandı.

"Hongjoong, gerek yoktu. Gerçekten."

Hongjoong sert bir ifadeye sahip suratını gruplarının parlayan yıldızı Seonghwa'ya çevirdiğinde yumuşattı.

"Gerek vardı. Hem böyle daha iyi oldu. Mingi'nin sırtı ağrıyordu ona da baktırmış oluruz."

Mingi derin bir iç çekerek onayladı büyüğünü. Son günlerde tekrardan ağrımaya başlamıştı sırtı. Dayanılmaz değildi ama çok geç olmadan baktırması çok daha iyi olacaktı.

Keşke zamanında Seonghwa da bu şekilde düşünseydi.

Belki o zaman bu kadar acı çekmezdi.

"Tamam o zaman."

Derin bir nefes alıp onayladı arkadaşlarını Seonghwa. Hissediyordu. Ufukta yaşanacak şeyler hiç iyi şeyler olmayacaktı.

🐰

Sabah uyandıklarında Seonghwa yine banyoda kusuyordu. Genelde ne kustuğuna dikkat etmezdi, sadece su çıkardığını varsayardı, zaten bakacak kadar da kendinde olmazdı. Ancak bugün ilk defa baktı Seonghwa ne kustuğuna.

Kan kusuyordu.

Bunu ilk defa görüyordu.

Ancak arkadaşlarının o gün de buna şahit olduklarını anlamak pek zor değildi onun için. Bu, neden bu kadar endişelendiklerini açıklardı.

Kan kusmak, stresle alakalı bir şey değildi.

Tuvalete şok içinde bakarken arkasından uzanan bir elin saçlarını okşadığını hissetti. Titrek gözlerin kırpıştırdı Seonghwa. Ne zaman bu kadar kötü hale geldiğini kestiremiyordu.

Ölüyor muydu?

Ölmek istemiyordu.

Gözlerinden akan yaşa mani olamadı. Ardı arkası kesilmeyen yaşlar görüşünü kestiğinde kafasını okşayan elin yavaş yavaş yüzünü kavradığını hissetti.

"Şşşt, iyi olacaksın Hwa."

Hongjoong ağlayan arkadaşını boynuna yaslayıp ağlarken sırtını sıvazladı. Kan kustuğundan haberi olmadığını dün fark etmişlerdi zaten.

"Ölmek istemiyorum."

Hıçkırıklarının arasından zorla konuştuğunda Hongjoong gözünden bir damla yaş akmasına izin verdi.

Tüm gece uyuyamamıştı Seonghwa tekrar kötüleşir diye. Arkadaşını tanıyordu sonuçta. O enayi gece kıvransa da çaktırmamaya çalışırdı. Çok korkuyordu Seonghwa için. Birbirlerine yeni alışmış sayılırlardı, bu kadar erken kaybedemezlerdi.

good bye : atzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin