9

100 11 2
                                    

   İkinci ders sonunda bitmişti artık herkes kulüp derslerine gidiyordu. Lanet olsun ki tae de spor kulubundeydi. Tek fark spor kulübünde herkes uzmanlığına göre bölünüyordu. Jennie judoya, ben voleybola, tae ve yoongi ise futbol takımında olduğu için pek yüzlerini gormuyorduk. Sadece en başta yoklama  almak için bulunuyorduk. Sonra başımıza koclarimiz geliyordu. Ona göre antrenmanlara geciyorduk. Jenniler yan salona judo için geçiyordu. Diğer salona okçular, bizim direk karşınızdaki salona ise basketbolcular geçiyordu. Yüzücüler okula havuzun yanına gidiyordu. Futbol oynayanlar ise spor binasının bahçesindeki seyircili sahayı kullanıyorlardı.

Kulüp derslerimiz haftada toplam dört dersti. Ama bazen maçlara yakın haftasonu da okula antrenman için gelebiliyorduk.

Jen ve ben ana salon yani voleybol salonuna ilerliyorduk. Normalde en başta burada toplanır, yoklama alınır, her grubun günlük aktivitesi paylaşılırdı. Zaten sonra da koclarimiz bizi soyunma odalarına yolluyor, olmamız gereken yerde bulunuyorduk.

- Aşkımmm okullar arası voleybol turnuvaları baslayacakmis. Koçlar konuşurken duydum dün. Lütfen V.I.P yerimi hazır et.

- Zaten yerin hep hazır şüphen olmasın. Oof o değil de şimdi daha az görüşücez hafta sonları ve okul çıkışları. Sizin judo müsabakaları ne zaman?

- Hepsi aynı anda baslayacakmis. Tarihi bugün söyleyeceklerdi öyle hatırlıyorum.

- Anladım, neyse hizlanalim yoksa geç kalıcaz.

  Jennie ve ben adımlarımızı hizlandirinca neredeyse herkesin toplandığını fakat hocaların daha gelmediğini gördük. Jennie ve ben takımlarımızın başına geçtik.

- Unnie iki gündür ortalıkta yoksun. Bir şey oldu sandım.

- Aah jihyo çok sağol. Özlemişim sizi. En son geçen hafta görüşünce.

- Hey jis iyi misin? Bu hödükle ortada dolanan söylentiler milleti sana iyice kışkırtıyor.

- Nayeon meraklanacak bir şey yok. O önüme çıkan herkese haddini bildiriyorum zaten.

- Elime bir geçirsem şunu ve takımındaki o ego yığınlarının gostericem de.

-Sakin ol soojin. Ben de futbol takimindakilerden hoşlanmıyorum. Ama öfkemi onlar bir şey yapmadığı sürece göstermeye gerek duymuyorum.

- Ciddiyim eğer istersen komple teke tek de sıkıştırabiliriz onları.

- Siz de jennie gibi başlamayın. Onu zor zaptediyorum bir de sizi zaptetmekle uğraşmayayım kızlar.

Bu söylemlerim üstüne kafaları ile beni onayladilar. Zaten hemen ardından da koçlar salona geldi. Girdigimden beri üstümde karşılıklı gözler hissediyordum. Bu gözlerden birinin tae' ye ait olduğunu biliyordum. O yüzden direk sağ tarafa baktım. Ama eksik biliyormuşum. Basketbol takımı komple bana bakıyordu. Bakışlarımı sola çevirince futbol takımının da bu tarafa baktığını gördüm. Ama dikkatimi çeken asıl şey tae ve sehunun birbirine atığı o korkunç bakışlardı.

Nayeon:
Jis bence judocuların yanına geçelim.

   Bu kızı gerçekten seviyordum. Sonuçta onu sağ kol olarak nitelendirmemin sebepleri vardı. Hem çok zeki, dikkatli hem de gerçekten iyi birisiydi. Burada burslu okusa da gerçekten para ile okuyan çoğu kişiden daha çok burada okumayı hak ediyordu.

- Merak etme naye o iş bende.

    Bunu dedikten sonra koçumuzun yanına geçtim.

- Hocam bugün sizinle önemli bir şey konusacaktim. Biliyorum yoklama alıyorsunuz ama acil.

unexpected startHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin