''AŞKA giden YOl"

4 " Anlamlandıramadığım "

Hikaye şimdi eğlenceli oluyor iyi okumalar ..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Jiana gördükleri karşısında kan ter içinde uyanmış tır . Bu gördüklerine anlam veremiyordu . Şuan içindeki köpüren, yanardağ gibi olan kinini anlamlandıramıyordu , anlayamiyordu bir insanı öldürmek istiyordu , evet öldürmek ...

Yaklaşık yarım saat gördüğü rüyayı düşündü ama tabii jiana hiç bir şeye inanır mı ? hemen bilime bağlar .
Kendi kendine "Muhtemelen yorgun olduğumdan böyle bir rüya gördüm , evet piskolojik baskım yüzünden bu garip rüyayı gördüm..."

Bir kaç dakika kendine hipnoz yapar gibi bunları tekrarladı ve birden her zamanki alışkanlığı olan saate bakma alışkanlığını refleks olarak yapar. Gördüğü şey karşısında dona kalır . Saat sabahın 05:46'sıdır ve bu saate pr. Li ona mesaj atmıştır atığı mesaj bunu içeriyordu:

"Hemen çalışmaya başlıyoruz
saat 05:50'de labaratuvar'da görüşürüz."

Jiana bu  moruğa içinden bir kaç küfür savururken bir yandan üstüne rahatça çalışabileceği şeyler geçiriyordur .
Saçını at kuyruğu bağlayıp hızla terligini ve önlüğünü giyerek labaratuvar'a gider .
Yaşlı adam resmen ona dik dik bakıyordur birden saate bakıp neden öyle baktığını fark etmiş gibi yapmacık bir mahcupluk ifadesi takınır .

" hadi ama sadece iki dakikacık geciktim bu seferlik görmezden gelin lütfenn."
Seam ona laboratuvarın içinden seslenir
" Ama sen geç kalmazdın ne oldu kıyamet mı koptu ?" Bu dalgacı sorudan sonra Ji ana somurtur çünkü aklına gördüğü rüya gelir .
Rüyayı gören başkası olsaydı muhtemelen üç yıl onun etkisinden çıkamazdı ama rüyayı gören Ji ana olduğu için tabiki de iş yaparak unutacaktı sanki hiç görmemiş gibi.

Ji ana kendini işe vermek için hazırlanırken birden pr. Li konuşmaya başlar

"Şimdi muhtemelen içinizden benim imkansız bir konuyu araştırmaya çalıştığım için sövüyorsunuzdur.. "
Pr.li konuşmaya devam ederken Ji ana fısıldar
" bunun farkında olman ne hoş " alaycı bir tavırla yanındaki seam'e bunu söylüyordur.
Pr. Onların fısıltılarını aldırış etmeden konuşmasına ekledi
" Ama benim klasik sözümü biliyorsunuzdur "
Ji ana ve pr. ayni anda tek ağızdan söylediler
" imkansız diye bir şey yoktur..."
Pr . Jianaya gülümser ve ekler
" yani ben bu işe başladıysam imkânlı kılmışımdır. Bu projenin sonu başarı olacak sakin. Haa beni meslektaşlarıma rezil etmeyin" ülkenin en ünlü profesör'larından birinin projesi başarısız oldu ." diye manşetlere çıkmamı istemezsiniz dimi?"

Kahkaha atarken bir yandan arkasına dönüp masanın üstünde olan iki kağıt yığınını azar azar seam ve jianaya verir.

"2 gün boyunca bu vakaları incelemenizi isteyeceğim sonrasında "beynin yapısındaki gizli bilgiler" araştırmamızdan bilinç altı bölümünü tekrar incelemenizi. "

-----------------------------------------------

3 gün sonra:

Seam ve ben üç gündür uyumuyorduk ve seam şimdiden ölü gibi görünüyordu.
çalıştığımız masanın etrafı çöplük gibi olmuştu resmen her yerde marketten aldığım teneke kahve ve hazır karton rameyon kutularıyla doluydu.
Pr. Li ise ofisinden 3 gündür çıkmamıştı. Tuvalet ihtiyacı için çıkmasına gerek yoktu zaten ofisinde banyo vardı.
Ji ana kahvesini yudumlayıp elindeki dosyayı okurken birden konuşmaya başladı
"Sence de çok saçma değil mi? 3 yaşındaki çocuk yetişkin gibi davranıp hayatında hiç duymadığı dili konuşuyor?"

Seam işe
" bizim işimiz bu değil mi ? 'Saçma görünen şeylerin oluşmasının nedenini araştırmak' ."
Ji ana aydınlanır gibi olup birden bu konuya merak sarar .
Onun eğlenme şekli budur . Aslında inanmadığı şeylerin bile nedenini araştırmak. Çünkü onun inandığı şey bir başkasının inanamadığı olabilir . Onun doğrusu bir başkasının yanlışı olabilir. Zaten işinin bu kısmını seviyordu. Faklı bakış açılarını...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
19 gün sonra:

"EVET sonunda bitirebildik astlarım sizin sayenizde başka bir başarıya imza atacağız. "
Ji ana göz altları mos mor olmuş bur vaziyette gülümseyerek cevap verir
" tabiki atacağız boşuna 22 gün boyunca günde 2,3 saat uyumadık uyumamamıza değdi ."
Sean resmen şu an ayakta uyuyordu jiana ona omuz atıp onu uyandırdı.
"Şimdi bu belgeler sana emanet Ji ana bunları bilgisayardan email adresime yazıp gönder "

Elindeki 30,40 sayfalık dosyayı ji anaya uzattı . Ji ana gülümseyerek dosyayı profesör'ün elinden alır
" duş alıp hemen geçiriyorum 1 buçuk haftadır duş almadım!"
Kahkaha atıp seam ile vedalaşarak evine duş almak için yönelir.

Duş aldıktan sonra kafasındaki havluyla bilgisayarın başına geçer ve mail bölümüne girer . profesör'ün mail'ine girer ve 30,40 sayfalık dosyayı bilgisayara geçirmeye başlar...

Son cümleleri yazarken saate bakar ve bir yandan istemsizce falcıdan aldığı bilekliğe bakar son cümleyi geçiriyordur ve gözleri artık dayanamayacağı kadar ağırlaşmıştır . Son cümle:

" ve evet çoğu kişi tekrar doğuyor . Bunun geçmiş yaşamımızda ulaşabildiğimiz ruhsal enerjiyle alakası vardır. Örnek olarak bir insan geçmiş yaşamında ağaç olmuş olabilir ve 100 yıldan fazla süre yaşamış olabilir. Sanayileşme sonrası oluşan ağaç kesimlerinden sonra dünya nüfusu gittikçe artıyor ve biz bunların bağlantısının farkında değiliz bu yaşamımızdaki amacımız belli bir enerji seviyesine gelip bu ölümlü dünyadan kurtulmak. İnsan olabildiyseniz çoktan yolun yarısındasınız demektir . Bu yüzden herkes bunu başarabilir . Geçmiş yaşamımızda başta bitkiler olmak üzere dünya üzerinde yaşayan bütün varlıklar olmuş olabiliriz yada geçmiş yaşamımızda insan olup yüksek seviye enerjiye ulaşamayıp yeniden doğmuş olabiliriz .
Şimdiye kadar bilinen insan olup tekrar doğan vakaların çoğu başka bir yüz ile doğar . Çok nadiren olan bir şey ise insanın geçmişteki yüzüyle doğması.          

Umarım araştırmamızı anlayabilmişsiniz dir. "

Gönder tuşuna bastığı anda Ji ana uyuya kalır yada öyle olduğunu sanar. Uyku sarhoşu haliyle bilincindeki farkında olmadığı gizli yeteneğini ortaya çıkarır istemsizce.
Eliyle istemeden yaptığı parmak işaretleri ve bilek hareketinden sonra elindeki bilekliğin üstündeki yildiz ve doğum lekesi parlamaya başlar . Ji ana nın bilinci tamamen kapanmıştır ve şimdi ise etrafında tamamen bir ışık topu oluşmuştur. Sorular çok .
Bu ışık neydi ? Nereye gidiyordu ? Ona ne olacaktı?

Devam edecek...