''AŞKA giden YOl"

6 " Sen kimsin?"

Jiana uyku ve uyanıklık arasında bir yerde hafifçe gözlerini açıp etrafa bakmaya çalışır. Etrafında taştan yapılma bir yol vardır.
Etrafı pembe , mor ve mavinin tonlarıyla doludur.
Yolun sonunda bir ışık topuna benzer bir şey vardır. O yarı bilinçli haliyle o ışık topuna doğru yürür, ışığa yaklaşlaştıkca içinde dolup taşan bir enerji hissetmeye başlar . Yürüdükçe yürür ...

ve sonunda kendini o ışık topunda bulur.

Bilincini kaybetmiştir...

Yavaş yavaş bilinci yerine gelirken, gözlerini hafiften açmaya başlamıştır .
Gözlerini ilk başta hala uyuduğunu sanıp tekrar tekrar gözlerini kırpar . Yok bu doğru olamazdı suratının yarısı morluk olan uzun saçlı garip kıyafetli bir adam onun yüzüne başını yaklaşırmış onu yakından inceliyordu.

Hemen kendine gelip yumruğunu sıkıp vurabileceği en sert yumruğu adamın mor olmayan tarafına vurur .

Ve evet adam şuan yerde baygın bir şekilde yatıyordur.
"Ne tiyatro sahnesi mı burası kendini ne sanıyor joseonlu bir sapık mı? "
Kahkaha atar
"Pislik or*$£(_) çocuğu . Gece gece insanları taciz etmek mı? 21. Yüzyılda böyle bir sapık mı var cidden hem de bu kıyafetlerle insanlarin fantezileri berbat... "

Siniri yatıştıktan sonra etrafına bakar Ve ŞOK...

Aklından geçen tek şey bulunduğu bu yerin neresi olduğu...
Biraz düşünüp hemen aydınlanmış gibi bir yüz ifadesine bürünür.

" yaw ben sana kıyamam yuri'cim benim ya , tabii araştırmayı bitirdiğimi duyup bana şaka yapmak istemiş ya . Burası da muhtemelen Datang,Ondal turizim parkındayiz ( tarihi kore dizilerinin çekildiği yerlerden en meşhurlarından biri ) evet, evet ya hatta ben burayı görmüş..."

Etrafına dikkatlice bakar tek gördüğü taştan yapılma duvarlara asılı olan meşale lerdir . Bu sefer en yakın arkadaşı yuriye seslenmeye başlar

"Hadi ama bu bir şaka değil mi ? Yuri kızım komik değil çık ortaya !"
Bu sefer sesini yükselterek

" YURİ!! BAK HİÇ KOMİK DEĞİL . ZATEN ADAMI DA BOŞU BOŞUNA YUMRUKLADIM!!! OYUNCUYU NIYE KİRALADIN?? HEY... HEY!!!"

Bu bağrışmaları devam ederken yerde yatan zavallı ji wook'un bilinci yerine gelmeye başlar. Küçük bir acı hissiyle elini ji ananın yeni eseri olan moruğa dokunur . Dokundukça daha acır.
"Bu ses da ne ? Hanımefendi ne oluyor kayıp mı oldunuz ?"

Yavaş yavaş ayağa kalkmaya çalışır.

Jiana garipser ama korkmuş bir bakışla
"Beni buraya sen mi getirdin? Kimsin sen para mı istiyorsun? Bak şuan yanımda hiç para yok hepsi evimde kaldı beni eve götür hepsini sana vereceğim söz. "

Ji wook zavallı jiana ya acır gibi bir bakış attıktan sonra başını sağa sola çevirip evinin yolunu tutmak ister ama jiana buna izin verir mi? Hemen arkasından
"Ev bu taraftan mı? HEY sana soruyorum neredeyiz biz ? HEY , HEY "

Ji wook'un hemen arkası yırtılan kıyafetinden tutup onu durdurmak için kendine çekmek isterken yırtığı daha da büyütüp kaslı sırtı görünecek şekilde yırtığı yeniler .

Şimdi ji wook hem şaşkın hem sinirli bir şekilde gözleri fal taşına dönmüş ellerini havaya kaldırmış ona bakıyordur.

"S-sen ne YAPTIN!!! Tanrım bir günde iki çatlağa denk gelmek mi ? Bu da ne yaptığım günahların bedelini mı ödüyorum!! Burda niye yarı çıplak yabancı bir kadın bana yumruk atıp bide üstüne kıyafetlerimi yırtıyor!"

"N-ne sen neyden bahsediyorsun be gecenin bir yarısı bu garip yerde uyanıp neler olduğunu anlamaya çalışıyorum bide sen gelmiş bana 'çatlak' diyorsun . Hemen beni evime götürüyorsun yoksa polisi çağırmak zorunda kalırım. "