7/SEVGİ

94 81 8
                                    

Ed Sheeran - The Joker And The Quenn

''Öğrendik ki, her yarayı saran zaman değil, sevgidir.''

Sevmek, ne büyük bir erdem. Şu hayatın güzel olan bir şeyi varsa o da neredeyse her duygumuza eşlik eden sevgidir. Öfkelendiğimizde, öfkemizi kontrol etmemizi sağlayan şey sevgidir. Karşımızda ki insana kırılmamızın sebebi sevgidir. Aşk duygusu başlı başına bir sevgidir. Bu hayatta başınıza güzel bir şey gelsin istiyorsanız sevin. Sevince her şey, her yer güzelleşecek ama önce kendinizi sevin.

Dediğim şey onu şaşkına uğratmış olacak ki o koca gözlerini büyütebileceği kadar büyüttü. Benden böyle bir şey beklemediğini biliyordum. Yapacak bir şey yoktu. Onu tekrar hayata bağlayabilmem için bir şekilde bir şeyi sevmesi gerekiyordu.

-Ne diyorsun doktor?

-Beni sev diyorum.

-Neden? Neden ölü bir ruhun seni sevmesini istersin ki!

-Yanlış, ölü bir ruh değilsin sen. Senin ruhun renklenmek için bekliyor, sen ona izin vermiyorsun. Ruhunun ışıltısını kapatan sensin.

-Benim ruhum siyah- beyaz daha mutlu.

-Değil! Gözlerinden belli oluyor mutlu olmadığın. Kurtarılmak için bekliyorsun ama sana uzatılan eli geri itiyorsun.

-Ben acıktım yiyeceksen yiyelim yoksa gidelim.

Şimdi kaçsa yarın yine konuşacaktım onunla. Bir şekilde bana bir şeyleri anlatmalıydı. Şu ana kadar sadece annesinin öldüğünü öğrenmiştim ondan. Daha fazlasına ihtiyacım vardı.

Deniz kenarında duran masaya geçtik. İki yarım ekmek köfte ve yanına ayran söyledik. Gerçekten çok acıkmıştım. Balkız kliniğe yattığından beri eve de gitmemiştim. Eve gidip ayaklarımı uzatmak istiyordum. Balkız kliniğe yatalı 3 gün olmuştu ama psikolojik açıdan henüz ilerleme katedememiştik. Sanki ayaklarını diretiyordu iyileşmemek için.

Biz sessiz sessiz yemeklerimizi yerken, masanın üstünde duran telefonum çaldı. Arayan Laleydi. Balkız ile göz göze geldik. Anlamsız bir şekilde bir telefona bir bana bakıyordu.

-Efendim Lale?

-...

-Bilmiyorum, ne oldu?

-...

-Benimle birlikte.

-...

-Gelecek birazdan. Görüşürüz.

Lale, bugün klinikte nöbetçiydi ve sıra sıra hastaları kontrol için odaları dolaşıyordu. Balkız'ız odasını boş görünce ve Balkız intihar girişiminde bulunan bir hasta olduğundan ötürü telaş yapmıştı.

-Seni sordu.

-Beni mi? Neden?

-Kontrol etmek için gelmiş, seni göremeyince merak etmiş.

-Ve sizi aramış öyle mi?

-Evet.

-Amaç?

-Ben senin doktorunum Balkız. Seninle ilgilenen kişi benim. Benim sorumluluğum altındasın.

Cümlemi söylerken her ''BENİM'' kelimesini bastıra bastıra söylemiştim. Aynı zamanda da elimle de göğsüme vuruyordum.

-Kalkalım mı?

-Neden kaçmaya çalışıyorsun?

-Kaçmıyorum.

Uzatmamıştım, kaçtığını ikimizde çok iyi biliyorduk. Hesabı ödeyip arabaya doğru geçtik ve yine sessiz yolculuğumuz başladı.

Kliniğe vardığımızda onun yatağına yattığından emin olana kadar yanından ayrılmayacaktım. Bu yüzden ben de onunla birlikte arabadan indim.

-Senin evin yok mu doktor?

-Var.

-E git o zaman.

-Senin yattığından emin olayım gideceğim.

-Merak etme doktor. Bugün kendime zarar veremeyecek kadar çok yoruldum.








Herkese merhaba. Umarım bölümü zevkle okumuşsunuzdur.
Her pazartesi, cuma ve pazar günleri yeni bölümler gelecek ama siz bu günlerden memnun musunuz? Ya da daha fazla mi yoksa daha az mı istersiniz bölümlerin yayınlanış günlerini? Lütfen yorumlarda bana bunu belirtin. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.




Neler hissediyorsunuz bölümler hakkında?
Balkız sizce iyileşmek istiyor mu?
Burak ve Balkız ilişkisini nasıl buluyorsunuz?
Hala Balkız'ın asıl adını bilmiyoruz. Sizce asıl adı ne?

Yeni bölümlerde görüşmek üzere.

Instagram: tufansila

ZEHİRLİ GEÇMİŞ(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin