Sabahleyin uyandım. Sumi Karşımdaydı.
Sumi: Hadi kalk artık. Bak Aoi-san bize çoook büyük bir kahvaltı hazırlamış. Tanjiro'lar da bizimle yiyecekmiş sanırsam.
Yemeği duyduğum anda yataktan fırladım. Yemeği severim.
Sumi banyoyu gösterdi bana. Bende banyoya girip yüzümü yıkadım. Banyodan çıktığımda Sumi kapıda beni bekliyordu. Çoktan hazırlanmış kendisi.
Sumi ile aşağıya indik. Mutfağa gittik. Sofrada Tanjiro ve grubu, Aoi ve tanımadığım 2 kız vardı. Birisinde iblis avcısı üniforması vardı bu yüzden avcı olduğunu düşünüyorum.
Diğeri ağzına bambu ağızlık takmış çok güzel bir kızdı. Bizi bekliyorlardı. Yaklaşıp oturdum.
Tanjiro: Günaydın!!! Hoşgeldiniz. Sizi bu kızlarla tanıştırmamıştık. Bu Kanao. O da bir iblis avcısı ve Shinobu'nun öğrencisi. Aynı Sumi'nin olacağı gibi.Bu da Nezuko. Kendisi kardeşim olur. Ağzında bambu var çünkü o bir iblis. Ama merak etme. O bildiğiniz iblislerden değil.
O iyi bir iblis. Bizimle birlikte diğer iblislerle savaşır. (Nezuko'nun kafasını okşar)Nezuko: Mmhh mh!
Kamiki: Anlattığın için teşekkürler Tanjiro. Sana da teşekkürler Aoi yemek için.
Aoi: Ne demek. Hadi başlayın. Afiyet olsun.Zenitsu: Yemek çok güzel. Ama Nezuko-chan kadar değil. Değil mi?
Kamiki: Evet.. Y-yani yemekte ç-çok güzel ama..!
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Güzel bir yemeğin ardından Rengoku odaya giriş yaptı ve beni eğitime başlamak için dışarı çıkardı.
İlk olarak beni bir dağın en tepesine çıkardı ve şöyle dedi:
Rengoku: Seni buraya gücünü ve dayanıklılığını ölçmek için getirdim. Bu dağdan tek başına inecek ve malikaneye geri gideceksin. Bol şans. Göreyim seni aslan parçası!
Dedi ve anında ortadan kayboldu ardında küçük ateş parçaları bırakarak.''Dağdan mı ineceğim? Çocuk oyuncağı. Zaten yolu da biliyorum. Malikane fazla uzakta değil. Bunun nesi beni ölçecek?'' diye düşünürken yavaşça yürümeye başladım.
Yaklaşık 3 adım attığımda Kafama bir taş çarpmasıyla afallayıp yere düştüm. Elimi kafama götürdüm. Sonrasında taşın nereden geldiğini merak ederek ayağa kalktım ve etrafa bakındım.
Etrafta kimse yoktu. Bende merakla yürümeye devam ettim. Yürürken Ayağım bir ipe çarptı. Ağaçtan bir hışırtı gelmeye başladı...
Ağacın içinden İple sabitlenmiş büyük bir kütük sallandı bana doğru!
Gelen kütüğü görüp son anda kendimi ileri attım. Kütük başka bir ağaca çarpıp durdu. Orada ölebilirdim!
O an farkettim... Bu dağ tuzaklarla dolu! Paniklemeye ve koşmaya başladım.
Ayağım bir şeye takıldı. Korkuyla yavaşça oraya baktım. İple ağaca bağlı olan bir halkaya basmıştım!
''AAAAAAAHHHHH''
İki saniye sonra tek bacağımdan ağaca asılmış tepe taklak sallanıyordum. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Buradan nasıl kurtulabilirim?!Aklıma bir şey geldi. Çırpınmaya başladım. Çırpındım.. Çırpındım... Yok. Olmuyor.
İpe uzanmayı denedim. Belki tırnaklarımla yada dişlerimle kesebilirim diye. Ulaşamadım...
Ne yapıcam lan!?! Burada uzun süre asılı kalırsam beynime giden kandan bayılabilirim! Paniklemeye başladım.
Bekle Kamiki. Sakinleş... Nefes al.... Ver...
Dikkatimi toplamayı başardım. Hemen sonrasında ulaşabileceğim bir şey var mı diye baktım.
Bir şey farkettim. İp sadece ayakkabımdan tutuyordu beni. Demek oluyor ki eğer ayakkabımı çıkarmayı başarırsam Kurtulabilirim!
Ayakkabıma ulaşmaya çalıştım. Bu sefer öfkeli olduğumdan daha ileri ulaşabiliyordum. Zaten fazlaca çırpınmamdan dolayı ayakkabım çıkmak üzereydi. Biraz bile ittirebilirsem çıkacaktı!
Hadi! Hadi ! Uzan! Başarabilirsin! Hadi Kamiki! Uzan oraya!
Oluyor! Oluyor! Harbiden her seferinde daha fazla yaklaşıyordum! Ancak her seferinde daha çok acıtıyordu.
Elim uzandı... Biraz daha... Ve biraz daha..! Ve......
Başardım! Elim ayakkabıma ulaştı! Elimi ittirdim ve sonunda Ayakkabıyı çıkarmayı başardım!
Tuzaktan kurtulmayı başardım ama şu an yerdeyim. Ayağa kalktım ve ayakkabımı alıp tekrar giydim. Canım yanıyor ama pes edemem! Rengoku'nun Tsugoko'su olmaya layık olduğumu kanıtlayacağım!
Son gücümle koşmaya başladım. Artık tuzak çıkması önemli değil. Önemli olan ondan olabildiğince hızlı kurtulup malikaneye geri dönmek!
Koşarken bir taşa çarptım. Duraksamama sebep oldu. Tam koşmaya devam edecekken tam altımdaki çukur açıldı!
Tam içine düşerken bir anlık refleksle üst toprağa tutundum. Ayağımı yukarı doğru attım. Kendimi yukarı çekmeyi başardım.
Yukarı çıkınca olduğum yerde durdum. Sersemlemeye başlamıştım. Odaklanmam lazım. Konsantre olmam lazım!
Yavaşça yürüdüm odaklanmaya çalışırken. Yine bir ipe takıldım. Ancak bu sefer farklıydı. Neyin nereden geleceğini sesinden anlayabiliyordum!
Gözlerimi kapatıp koşmaya başladım. Bir yerde okumuştum. Bir duyu organı işlevini yitirirse diğerleri daha iyi çalışır diye. doğru mu bilmiyorum ama artık böyle devam edeceğim.
Evet! Gerçekten de seslerini duyup onlardan kaçınabiliyordum! Sağdan bir hışırtı geldi. Bir Kütük üstüme geliyordu. Eğilip savuşturdum. Altımdaki çukur açıldı. Zıplayarak savuşturdum. Çok harika bir şey!
Koşmaya devam ederken bir şey farkettim...
Fazla zaman kaybettim! Hızlanmalıyım!
Gözlerim kapalı koşmaya devam ederken düzgün nefes alamadığımı fark ettim. Rengoku ne demişti? '' Ateş nefesi tekniğini sana öğreteceğim.''
''Ateş nefesi''... ''Nefesi''... Evet! Nefesimi ayarlamalıyım!
Hızımı biraz alçalttım. Burnumdan nefes alıp ağzımdan verirken durdum ve çömeldim. Dinlenmem lazımdı.
Hızlıca nefes alırken içimden 10'a kadar saydım. 10 olduğunda ayağa kalkıp koşmaya devam ettim. Nefesimi ölçülü bir şeklide kullanırken gözlerim kapalı son hız koşuyordum.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Neredeyse 10-15 dakikadır koşuyordum. Yorulmuştum...Acıkmıştım...Susamıştım...
Ama geri vites yok!
Malikaneye az kalmıştı. Malikane görüş alanıma girince gaza gelip yardırmaya başladım.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir süre sonra kan ter içinde malikaneye vardım. Kapıyı tıkladım. Kapıyı Aoi açınca konuşmaya başladım.
Aoi: Kamiki! Eğitimden mi geliyorsun? Çok yorgun görünüyorsun.
Kamiki: Evet... Rengoku-san beni Tuzaklarla dolu bir dağa çıkardı ve benden oradan inmemi istedi.
Aoi: Öyle mi? Rengoku-sama'nın eğitimleri zorlu diyorlardı. doğruymuş demek ki.
Kamiki: Doğrudur... Peki, Rengoku-san nerede biliyor musun?Aoi: Biliyorum. Düz ileri git, Sağ tarafta ilk gördüğün odada.
Kamiki: Teşekkür ederim.
Konuşmanın hemen ardından Aoi'nin gösterdiği odaya gittim. Rengoku orada bir koltuğa oturmuş beni bekliyordu....
BÖLÜM SONU
Bu günkü Demon Slayer İlginç Gerçeğimiz: Kamiki ve Sumi Çocukken birlikte top oynamayı çok severlerdi.
Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bildiğiniz gibi Yorumlarınız ve oylarınız beni çok mutlu ediyor ve yeni bölüm yazmak için motive ediyor. Bu yüzden verdiğim emek için bir oyunuzu bir de yorumunuzu alırım :)
Sonraki bölüm bazı olayların başlangıcı olacak. Spoiler'imi de verdiğime göre ben Kaçıyorum hadi bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kamiki - Kimetsu No Yaiba AU- Türkçe
FanfictionKamiki ailesi küçükken vefat etmiş 16 yaşında bir çocuk. Zor ama mutlu hayatı artık eskisi gibi olmayacak... Her nasılsa kendini bir hashiranın tsugoko'su olarak bulacak... Bu arada bu bir Alternatif evren olduğu için bazı şeyler farklı yaşanmıştır...