-Bak kardeşim tek yapman gereken yazmak. Tüm hissettiklerini bu sana verdiğim kağıtlara yazacaksın, sonra bunları yakacağız. İçindeki tüm acıda yanacak, kül olacak. Sen de o eski güleryüzlü adama geri döneceksin, ruh gibi dolaşmayacaksın artık.
- Bahsettiğin kadar kolay olsa keşke.
-Sadece bana inanıp, denesen olmaz mı?
Denemezsem susmayacaktı, artık öğrenmiştim. Kağıdı elime alıp yazmaya başladım, beni yalnız bıraktı. Başlamakta güçlük çektim önce, ne yazsam nasıl yazsam bilemedim. Ama sonra yazmaya başladım, yazdıkça daha çok yazmak istedim. Cümleler cümleleri, paragrafları kovaladı. Kağıdın üzerindeki gölgeyi fark ettiğimde bıraktım yazmayı.
-Sen ne zamandır oradasın?
-Şimdi geldim, okumadım korkma. Hadi yakalım.
Çakmağı elime aldım, kağıda doğru yaklaştırdıkça sol yanıma yaklaşıyordu sanki alevi. Ona yazdığım her satır kıymetliydi hala. Tam da o anda fark ettim. Atmadığım atamadığım ne çok şey vardı evimde hala. Çakmağı bıraktım.
-Hiç bir şeye dokunma, okuma da. Bekle burada.
Yatak odama gittim önce, komodinimde duran tokasını aldım. Sarı saçlarına ne de yakışırdı, normalde beline doğru salınmasından hoşlanırdım saçlarının. Ama bu tokayı severdim. Anıları zihnimden uzaklaştırıp çalışma masamın üstündeki dolapları açtım. Sevgililer günü kartları, süpriz notlar, birlikte gittiğimiz filmlerin sinema biletleri, uçak biletlerimiz ve daha niceleri. Bir poşete topladım hepsini. Hızlıca salona girdim, çok düşünmemeliydim. Düşünmeye başlasam, o tokayı alırken duraksadığım gibi duraksasam vazgeçerdim biliyorum.
-Bahçeye çıkalım. Umarım bu kadar eşyayla bir yangın başlatmayız.
Hepsini yaktım, acımadan düşünmeden. Hepsi yandığında oh demeyi bekledim, ufacık olsun bir rahatlama istedim. İyi hissetmek istedim, belkide o kadar uzun süredir ilk kez içimde bir şeyler bitsin istedim.
-Bitti kardeşim, hepsi yandı.
Elimi alnıma koydum.
-Ya buradakiler? Seni üzmek istemem ama bu yaptığımız anlamsız. Hadi buradakiler yok oldu diyelim. Elimi kalbime koydum.
-Buradakiler ne olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adamın Gözyaşları
RomansaKadın terk eder adamı, herkes hikayenin bittiğini sanar. Asıl hikaye, adam ağlayınca başlar.