3. Kalp Mührü

10 2 0
                                    

 
  Kafamı suya sokup bağırıp çağırmak istedim tüm gece boyu. Vücudum sudan buruş buruş olsa dahi çıkmadım o sudan. Ve ne kadar bağırıp çağırmak istesemde tek bir ses çıkmadı ağzımdan.

  İyice anlatmak istedim kendime. İyice anlamak istedim kendimi. Kurtamak istedim o 6 yaşındaki küçük kızı. Alıp karşıma anlatmak istedim herşeyi. Ama o gece hiç sesim çıkmadı.

  Mahzene benzedi bu gece bu banyo ama ben benzemedim o gece ki küçük kıza. Küçük kız olsaydı bir kere bile düşünmeden yıkardı ortalığı, bağırıp çağırırdı. O geceden sonra yapmadı bir daha. Belki istedi ama yapamadı bir daha. Mühür vurdular o geceden sonra duygulara.

  Hayatına bazı insanlar girip kırdı o mührü sonra. Belki uzun süreden sonra ilk defa hissetti duyguları. Önce arkadaşlığı sonra ise aşkı...

  Sadece mutlu olunan bir dünya yoktu. Herşeyin düzgün ilerleyeceği bir dünya hiç yoktu. Sonra kin hissetti içinde sonra nefret...

  O insanlar mührünü kırmıştı fakat kalbini de kırmışlardı mühür ile birlikte. Elinde kırık parçalarla ortada kalmıştı. Küçük kız mührünün kırılmasına izin verdiğinde kaybetmişti aslında.

  Fark etmek en büyük acıydı. Duyguların yine acı getirdiğini fark etmek daha beterdi. Katlanarak büyüyordu bu gece acılar içinde fakat o gece ki mahzendeki acıdan farklıydı bu gece.

  Acının içine biraz kin biraz nefret bulaşmıştı.
                                      
  Suyun içinde oturur hale getirdim kendimi. Suratıma gelen saçlarımı geriye çektim. Ellerime baktım kısa bir süre yaşlı bir kadının ellerini andırdılar o an bana. Sudan çıkacak gücü yine bulamadım kendimde. Tekrar uzattım vücudumu suya.

  Beni bu hale getirenleri düşünmek istemedim gece boyu. Hayatımı gözden geçirdim belki de suçu kendimde aradım tekrar ama onları aklıma bile getirmedim.

  Bu gece benim kendi içimdeki yüzleşmemdi. Kendi içimdeki kavgaya son verebilirsen başka insanlara gerek kalmazdı. En zoruydu kendin ile savaşmak. En zoruydu kendini, kendine haklı çıkarmak. Ve en berbatıydı kendine karşı yenilmek.

  Düşünceler başımı ağrıttı tüm gece boyu. Tüm bunlar ağır geliyordu ruhum altında ezliyordu ama aklım şu halimden kurtulmak istiyordu. Ruhum ve aklım savaştı tüm gece boyu, en sonunda aklımın kazanıcağını bile bile.

                                   ●

  Savaş bitmişti. Aklım galip gelmişti. Ruhum tekrar mühür vurmaya hazırlanıyordu duygularıma. Fakat bu o gece ki kadar kolay olmayacağını biliyordum.

  Küvetten çıkıp suyu boşalttım. Tekrar ayna ile kesişti gözlerim. Bu kez buruşmuşlukla yaşlı bir kadın vardı karşımda. Suratından hiçbir duygunun okunmadığı yaşlı ama güçlü görünen bir kadın. Küçük kız gibi çok durmadı karşımda. Tekrar baktığımda aynaya ben duruyordum yine karşımda.

  Islak bedenimle banyodan çıktım. Güneş ışıkları sakince odama vuruyordu. Saat en fazla 7 olmalıydı. Yere bıraktığım kıyafetlerimi topladım. Yanımda kıyafet olmadığından tekrar onları giymek zorundaydım. İç çamaşırımı giymeden beyaz bol tişörtu üstüme geçirdim. Bileğimdeki toka ile ıslak olan saçlarımı topladım.

  Yorgun gözlerimi etrafta gezdirdim. Mini bir buzdolabı aradı gözlerim ama bulamadı. Masanın üzerindeki telefon gözüme çarptığın oraya doğru yürümeye başladım. Büyük ihtimalle sipariş gibi işler için koyulmuştu buraya. Telefonu alıp kulağıma götürdüm. Ahizeden operatör sesi geldiğinde düşündüğümün doğru olduğunu anladım.

SİPARİŞLER İÇİN BİRİ TUŞLAYIN.

Bire basıp kısa bir süre bekledim. "302 numaralı odaya 3 bira şisesi alabilir miyim?" Onayı duyduktan sonra telefonu kapattım. Komodinin yanındaki çantaya uzandım. Çantayı açıp içinden sigara paketini çıkardım ve balkona adımladım.

  Sigara paketini açıp içinden bir sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirdim. Paketin içinde olan çakmağı da çıkarıp alevlendirdim sigaranın ucunu. Derin bir nefesle ciğerlerime yolladım dumanı.

  Ciğerlerimi yakıp çıkan dumanı üfledim dudaklarımın arasından. Bir ruh gibi kayboldu havada. Ruhuma karşı kazanmıştı aklım. Kazanan ve kaybeden vardı. Ama ölen, acı çeken bedenim oluyordu.

  İkinci dumanı yuvarlarken ciğerlerime kapıya vurulduğunu duydum. Dumanı dışarı üfleyip sigarayı balkon mermerindeki küçük siyah küllüğe bıraktım. İçeri geçip kapıyı açtığımda beyaz gömlekli, kırmızı önlüğü olan genç bir adam elindeki tepsi ile karşımdaydı. İlk önce gözlerimiz kesişti. Ela gözlerini uzun kirpikler tamamlıyordu. Keskin bir çenesi ve dolgun dudakları vardı. Dudağının kenarında ise ufak bir ben vardı.

  Gözlerinin üzerimde dolaştığını fark ettiğimde üstümde sadece kalçalarımı kapatan bir tişört olduğunu hatırladım. Umursamadan elindeki tepsiye uzandım ve ardından kapıyı kapattım.

  Balkona geçip ilk bira şisesini açtım. Kafama dikip büyük bir yudum yuvarladım mideme. Boğazımı yakan ekşi tadı hissetmeyi seviyordum. Kapıya giderken küllüğe bıraktığım sigaraya uzandım tekrar.

  Gece olana kadar bu ikili eşlik edecekti bana. Aklımı uyuşturup gecenin gelmesini kolaylaştırmalıydım.

🪦

Evet bölüm sonu.

Nasıl buldunuz bakalım?

 
 

Gece AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin