Uyumsuz sular.
Nefretin en güçlü duygu olarak görüldüğü şu zamanlarda aslında her birimizin çok iyi bildiği fakat kaçırdığı bir kısım var. Hiçlik.
Belirsizliğin getirdiği üzüntünün yol açtığı öfke ve tepki verememenin getirisi olan boşluğun elimizde kalan parçası olan "hiçlik." Belki de soğukluk?
Her birimiz bir gün o kalbimizin içindeki odacıklarda gezinen ürpertiyi hissetmişizdir. Belki de artık her birimiz için yok olup giden birinden her birimize kalan sadece önceden hissettirdiği kelebeklerin ruhu olduğu içindir?
Demiştim ya, uyumsuz sular. Bedenlerimiz kavuşamazken ruhlarımızın birbirini sardığın hayal ettiğimiz sırada her birimiz bulduk ya hani kendimizi kalbimizi odacıkları içinde gezinen kelebek ruhlarına esir halde.
Hani bazen her birmizin olur ya, nefesimiz kesilir böyle.. Ağlamak, bağırma isteriz ama hıçkırıklarımız boğazımıza takılı kalır. Gözlerimizden damlalar akmadan sadece boş ağlama hıçkırıkları ile içimizden atmaya çalışırız o hissi.
O his.
Nedir o his?
O his sancıyan ruhumuzdan akan kan damlalarının göz yaşlarımızı esir alışıdır. Yorgun ruh kesik bir nefes almaya çalışır, alamaz. Bu ağlama hıçkırıkları şimdi tanıdık her birimize. Yorgun ruh bırakır kendini, sancısını iliklerine kadar hissetmeyi kabullenir.
Peki ya.. Her şeyden sonra,
Affetmek.
Peki ya bu sefer sen söylesene Caroline, her şeyi dün gibi hatırlayan beyin midir affedemeyen yoksa odacıklarında ölü kelebeklerin ruhu dolaşan kalp mi?
Sancıyan ruhun söz hakkı kimde?
.
. Okunma sayımda artış olsa da vote ve yorum biraz az, özellikle eğer beğendiyseniz vote atabilir misiniz? Çok teşekkür ederim. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Caroline
Non-Fiction-Önsözleri kimse okumaz. "Coraline, hepimizin içinde Coraline'den parçalar vardır. Şu an her birimiz olmak istemediği bir karakter, bir beden taşıyor. Her birimiz kendi eksiklerinden yakınıyor. Her birimiz geleceğe dair kaygılı. Çokça. Ölüm, her bi...