Ada'nın Ağızından:
Uçaktan gelen sesle New York'a geldiğimizi anladım ve inmek için hazırlanmaya başladım. Tüm yolcular sıra ile inmeye başladı bende hemen ayağa kalkıp o sıraya takıldım ve şimdi ise New York resmen ayaklarımın altındaydı. Hızlı adımlarla beni ana yolda bekleyen aracıma doğru yürümeye başladım. Arabaya bindikten sonra bir kaç gün kalacak olduğum otele gitmeye başladık.
Otele geldiğimizde hemen resepsiyondan anahtarımı alıp özel odama gittim, eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Odada ki işim bittikten sonra hemen annemi arayıp herşeyin çok güzel olduğunu söyledim daha sonra öğle yemeği için otelin lokantasına gittim. Yemekten sonra New York'un mağzalarını gezip alışveriş yapmak istedim, bunun için odama çıkıp çantamı ve kredi kartımı aldım. Arabama bindim. Biz her yaz ülke dışına çıktığımız için yabancı yerlere alışıktım ama New York'a (hayallerimin şehrine) ilk defa geliyordum.Hızla gaza bastım ve kendimi New Yorkun büyüleyici sokaklarında keşfe bıraktım. Alışveriş merkezine gelince deli gibi alışverişe başladım. Aldığım giysilerin çoğu kot pantolon ve salaş buluzlerdi. Alışverişimi bitirdikten sonra otele gitmek için arabama bindim, o anda anneme konum atmayı unuttuğumu hatırladım ve hemen telefonumu çıkartıp anneme konum attım. Daha sonra otele doğru yol aldım. Otele geldiğimde hemen odama çıkıp eşyaları bir köşeye braktıktan sonra bir duş alıp saçımı topu yaptım. Daha sonra twittere girip ''I love New York'' diye tweet attım. Bu günün yorgunluğuyla kendimi yatağa attım. Bir kaç saat Damlayla mesajlaştıktan sonra gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim. Sabah kalktığımda bir kaç gün sonra gideceğim okul için hazırlık yapmam gerektiğini hatırladım. Okulun ilk günleri serbest gideceğim için kıyafet almam gerekiyordu. Daha dün alışveriş yapmıştım ama onlar okul için bana yetmezdi. Sabah kahvaltımı odada yaptıktan sonra alışveriş merkezine doğru yola çıktım. Alışveriş merkezine geldiğimde bir kaç mazağazaya girip deri ağrlıklı kıyafetler aldım. İşimi bitirdikten sonra tekrar otele döndüm. Dün ve bu gün aldığım kıyafetleri yerleştirip saate baktım saat 8 olmuştu bir az şaşırdın yani 5 saat alışveriş mi yapmıştım? Tekrar üstümü değiştirip akşam yemeği için aşağıya indim. Ymekten sonra bilgisayarda bir kaç saat oyalandım saatin 11 olduğunu fark edip yatmayı tercih ettim.
Sahil Sare'nin Ağızından:
Bir öksürük sesi duyduktan sonra çok yabancı ama huzur verici bir ses duydum ''Pardon New Yorka geldik'' andiden gözlerimi açtım tonton yanaklı beyaz saçlı bir teyze önümde durmuş gülümsüyordu. Hemen ayağa kalkıp teyzeye teşekkür ettikten sonra yukarıda duran bavullarımı aldım. Uçaktan indikten sonra hayallerimin şehrinin havasını içime çektim daha sonra aman bildiğin hava işte Sahil diyerek yürümeye başladım. Hava bildiğim havaydı evet ama insanlar çok farklıydı kendimi içlerinde beyazın arasına girmiş siyah gibi hissediyordum evet çoğu kişi beni yabancılara benzetsede buradaki insanların yanında ben yabancı kalıyordum. Bavullarımı sıkı sıkı tuttuktan sonra ilerlemeye başladım. Havaalanının giriş kısmına gelince benim yaşlarımda bi çocuk yanıma geldi ''Sahil hanım'' soru sorar gibi seslenmişti üzerinde bir şoför kıyafeti vardı çocuğu inceledikten sonra ''Benim'' dedim gülümseyerek çocuk hızlı hareketlerle elimdeki bavulları almaya çalıştı ''Sorun değil bende taşıyabilirim'' dedim çocuk tam itiraz edecekken yürümeye başladım bavulları bagaja kaldırdıktan sonra kapıya doğru ilerledim. Çocuk arka kapıyı açınca yanından geçerek ön kapıyı açıp oturdum. Çocuk garip garip baktıktan sonra kapıyı kapatıp şoför koltuğuna oturdu.
''Yanlış anlama ama anlaşalım'' dedim çocuğa dönerek hayatta en nefret ettiğim şey sınıf ayrımcılığıydı sonuçta o da insandı. Çocuk arabayı durdurup şaşkın şaşkın bana baktı. ''Sende insansın bende insanım ayrımcılığa gerek yok yani benim kölemmiş gibi durmu yanımda bana New York'ta arkadaş ol dost ol ama şoförüm olma yada kölem olma ben onlar yerine dost olmayı yeğlerim'' dedim gülümseyerek. Çocukda gülümsedikten sonra yola devm etti ''Denerim'' dedikten sonra iyice yola odaklandı. Otele gelir gelmez özel odamın anahtarını alıp odama çıktım eşyalarımı yerleştirdikten sonra bu güzel havayı değerlendirmeye karar verdim.. Hemen altıma kot bir şort ve beyaz yarım bir tişört giydikten sonra hafif bir makyaj yapıp aşağı indim. Biraz otelde göz gezdirdikten sonra çocuğu buldum ''Madem arkadaşımsın hadi benimle New York'un sokaklarında maceraya atıl'' dedim çocuk şaşkınca bana baktıktan sonra ''Peki'' dedi otelden çıkıp tarihi sokaklara doğru yürüdük ''Ben hala senin adını bilmiyorum'' dedim o sırada da tam karşımda duran dondurma arabasına doğru gidiyordum ''Rüzgar'' dedi gülerek bende ona güldükten sonra ''İki çikolatalı dondurma'' dedim parayı adama uzattıktan sonra aldığım dondurmalardan birini Rüzgara verdim. ''Bak biz seninle havaalanında karşılaştık ve arkadaş olduk öyle düşün normalde arkadaşlarınla aran nasılsa benimlede öyle olsun'' dedim Rüzgar biraz eski evlere baktıktan sonra ''Ben yanlızım yani benim arakadaşım yok'' dedi bir an şaşırdım ''O nasıl olur'' dedim ''Öyle yani ben çok garip biriyim benle arkadaş olan iki güne kaçar gider'' dedi alaycı bir şekilde gülerek bende güldükten sonra ''Bakalım hangimiz pes edecek'' dedim. Uzun bir süre gezdikten sonra tekrar otele döndük bu gün bana eşlik ettiği için Rüzgara teşekkür ettikten sonra odama çıktım. Aldığım bazı çantalar ayakkabılar takılar ve kıyafetleri yerleştirdikten sonra bilgisayarımı açıp Denize görüntülü arama yaptım. Bir kaç saat Denizle konuştuktan sonra telefonumu alıp anneme iyi geceler mesajı atıp kendimi rahatlatıcı uykunun kollarına bıraktım...
Azra'nın Ağzından:
Uçaktaki koltuğuma kurulmuş kulaklığımı takmış müzik dinliyordum.O sırada bir kız gelip yanıma oturdu. Kulaklığımı çıkartıp kıza selam verdim ilk başlarda kızı biraz garip bulmuştum ama bu uzun yolculuk boyunca kızla iyi anlaşmıştık New York'ta iyi bir arkadaş olacağa benziyordu. Uçaktan anons gelince kemerlerimiz taktık.
Sonunda uçak iniş yapmıştı. Kemerimi açıp bavulumu aldıktan sonra bende uçaktan indim.Uçakta tanışığım kızla vedalaşıp bir taksi çevirdim. Otelimin adresini verdikten sonra yola çıktık.Taksi durunca camdan yanıma baktım ihtişamlı bir otel karşımda duruyordu taksinin parasını verdikten sonra otele girdim. Resepsiyondan odamın anahtarını alıp odamın bulunduğu özel bölüme gittim. Odaya girdikten sonra biraz dinelenip kıyafetlerimi yerleştirdim. Daha sonra yemek yemek için restoranta indim.Şu anda self sevis vardı tabağıma atıştıracak bir şeyler alıp bir masaya oturdum.Yemeye başladığım sırada uçakta tanıştığım kızı gördüm. O da beni görüp yanıma geldi.Bir yandan yemeklerimizi yiyip bir yandan da sohbet ediyorduk. Yemeklerimizi bitirdikten sonra Melisa (kızın adı) ben bara gideceğim gelmek istermisin diye sordu bende odama çıkıp dinlenmek istediğimi söyledim Melisa burnunu kıvırp ''Sen bilirsin'' dedikten sonra saçlarını sallayarak yanımdan uzaklaştı. O an biraz sinirimi bozmuştu bence saçları uzun ama güzel değildi.
Odama çıktıktan sonra kendimi yatağa atıp New York'un derin maceralarını düşünmeye başladım tabi o sırada da bir pamuk misali uykunun kollarındaydım...
Media kaldığımız otel. Arkadaşlar olaylarla ilgili düşüncelerinizi merak ediyoruz lütfen düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD GİRL'S
Novela JuvenilTürkiye'de yaşayan birbirlerinden çok farklı 6 genç kız ama 1 ortak hayal ''Yurt dışında Okumak'' ve bu hayalleri 1 saat arayla gerçekleşiyor... Amerika'da geçirecekleri bu aksiyon ve macera dolu 6 genç kızın hikayesini okumaya ne dersiniz?