14: kayıplar, saçlar, öpücükler. her şeyimi aldı diyor bu adam.

2.1K 354 495
                                    

"bay lee, biraz konuşabilir miyiz?"

mia'yı her gün yaptığım gibi sabah sınıfına bırakıp tam gitmek üzere iken dört duvarın arasından koşar adımlarla yanıma ulaştı bayan kim.

"tabii, bir şey mi olmuştu?"

birkaç adım daha atarak veliler ve çocuklarına rahat geçiş alanı bırakacak şekilde uzaklaştı ve ben de onun yanına ilerledim. mia ile ilgili olduğu kesindi ve pek iyi bir şey diyeceğini de düşünmüyordum ifadesinden mütevellit.

"son iki haftadır... mia eskiden olduğundan daha farklı gibi geliyor bana."

"ne anlamda farklı?"

direkt lafına atlamış olmam, stres olduğumu direkt gösterirken bunu anlamış olacak ki bir elini sağa sola doğru salladı sakince beni yatıştırmak ister gibi.

"çok ciddi olduğunu sanmıyorum. sadece... oyun saatlerinde bir şey yapmak istemiyor, geçen günlerde uyku saatinden sonra dahi oynamayıp uyumak istemesine izin vermiştim ama bunu isteyip duruyor benden. pek hareket etmiyor. hatta..." bir şey hatırlamaya çalışır gibi bir süre durdu.

"hatta?"

"normalde çocukların yaptığı resim çalışmaları yıl sonunda dosya halinde verilir fakat bir tanesini size göstermem lazım, dün yaptığını." deyip hızlıca içeri doğru ilerledi, sınıf kapısından onu izlerken mia'ya baktım. herkes birileriyle konuşup gülerken mia mavi minderinde oturmuş, önündeki ellerine odaklamıştı gözlerini. tüm gün böyle mi ki?

bir dakika geçmeden elindeki kağıtla tekrar yanıma geldi bayan kim, resmi gösterdi. kağıdın tam ortasında ağzı olmayan bir erkek figürü, etrafında dışarı çıkmasını engelleyen bir baloncuk ve yerde de bir kız çocuğu figürü var. resme bakarken gözlerimin dolmasını engelleyemedim, iki hafta olmuştu diğer babasının vefat haberini öğrendiğinden beri ve iki haftadır böyleydi demek bu kız.

"acaba... hayatında bir değişim mi söz konusu?"

"diğer babasının vefat ettiğini söyledim iki hafta önce."

derin bir nefes alıp kağıdı incelememin bittiğini fark edip aşağı doğru indirdi. "sizin için de zor oluyordur."

"evet, sık sık kabus görmeye de başladı."

başını salladı bu dediğime karşılık. "daha önce de... babası olmasa da bir yakınının ölüm haberini almış bir öğrencim oldu, ne kadar dikkate alırsınız bilmiyorum ama böyle durumlarda bir uzmana gösterilmesi taraftarıyım."

o, bana dikkatle bakarken kafamı salladım. yanlış anlaşılma olayında iyi ki changbin beni durdurmuş diyorum şimdi, ona kızmama ve üstüne bir daha hiç konusu açılmasına rağmen mesleğini profesyonelce yapıyor, üstüne gerçekten üzgün olduğunu belli ediyor.

"tabii dikkate alırım." dedim hızlıca.

"benim tanıdığım iyi bir psikolog var, yüksek lisansını çocuk psikolojisi ve gelişimi üstüne yapmış biri. isterseniz iletişim bilgilerini atabilirim."

acı bir gülümseme yerleşti yüzüme. "aslında harika olur, çok teşekkür ederim her şey için."

kafasını hafifçe eğerken saçlarını bir kulağının arkasına attı, ne kadar gülümsese de bu durum onu da endişelendirmiş olmalıydı.

"sizin için de zor oluyordur illa ki, hem eşinizin acısı hem kızınızın yaşadığı üzüntü..."

başımı yukarı aşağı salladım yavaşça. "zor oluyor fakat... en yaralayan husus mia'nın daha kötüye gidip gitmeyeceği."

compassHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin