"Sen ciddi misin şu an ya? Bunları gerçekten yapmadın mı?"
Taehyung'un "ölmeden önce yapılacaklar listesi"ndeki maddeleri yapmak için buluşmuştuk bugün. Taehyung ilk madde için yanında bir gitar getirmişti. Küçüklüğünden -yani gitar kursuna başladığından beri tek hayali bu müzik aletini özgürce çalabilmekmiş. Fakat babası yalnızca ailelerinin kurucusu olduğu vakıfın yardım gecelerinde çalmasına izin veriyormuş.
Onun bu hayalini gerçekleştirmek için Han Nehri yakınlarındaki bir parka gelmiştik. O çalmış, ben de söylemiştim. Açıkçası eğlenceliydi, Taehyung çok yetenekliydi ve benim sesim de birleşince ortaya çıkan uyum çok güzeldi. İnsanların çalıp söylediğimiz romantik şarkılar eşliğinde dans etmeleri oldukça keyifliydi kabul etmeliyim ki.
Sonra buradan çalışıp kazandığımız parayla bisiklet kiralamıştık. Evet doğru okudunuz, bisiklet. Taehyung hayatında hiç bisiklete binmemişti. Çocukluğunun bile çalışıp kendini geliştirmekle geçtiğini söylüyordu. Çok küçük yaşlardan beri yüzme, gitar, basketbol ve hızlı okuma kursları gibi şeylerle vakti geçtiğinden oyun oymaya pek vakit bulamıyormuş.
Daha önce hiç binmediği için bisikleti sürememişti. Denemeleri başarısız olduğundan çift kişilik bir tane kiralamıştık ve pedalda ben vardım. Sürdüğümüz yol boyunca mızmızlanmalarını dinlemiştim. Sanki kendisi hiç becereksiz değilmiş de tüm suç bisikletteymiş gibi yakınıp durmuştu. Beni de çok güldürmüştü, öyle ki gülmekten gözümden yaş gelmişti.
Şimdi ise hava kararmış, karnımız acıkmıştı. Taehyung'un üçüncü maddesi ise sokak yemekleri yemekti. Bir insan hayatında nasıl corn dog* yememiş olabilirdi ki?
"Ama Jeongguk," diye mızmızlandı yine. Bugün her zamanki Taehyung'tan oldukça farklıydı. Sanki çocukluğuna geri dönmüş gibiydi, her duygusunu aşırı yoğun yaşıyordu. "Dalga geçmeyeceğine söz vermiştin."
"Dalga geçmedim ki," dedim karşımda küçük bir bebek gibi dudak büzen 1.85'lik alfaya. "Sadece nasıl daha önce bunları yapmadığına şaşırıyorum."
"Söyledim işte. Ailem tuhaf, dolayısıyla çocukluğum da tuhaftı. Maalesef ki lüks restorandan başka yerlere gitmedik. Gitmem de yasaktı."
Sabahtan beri çocuklar gibi şen olan alfanın yüzünün düşmesine sebep olduğum için hemen toparlamış ve kolundan ittirerek "Pekala," demiştim. "Şu taraftan! Corn dog ile başlıyoruz."
Seyyar bir tezgah açmış corn dogçuya ulaştığımızda bizim için iki tane ahtapotlu hazırlamasını söyledim.
"Jeongguk."
Kulağıma fısıldayan Taehyung'a döndüğümde endişeli bakışlarla tezgaha bakan alfayı görmek gülmemek için dudaklarımı dişlememe neden olmuştu.
"Efendim Taehyung?"
"Bunun sağlıklı olduğuna emin miyiz? Yani pek hijyenik görünmüyor. Bu maddeyi es mi geçsek?"
Omuz silktim. "Valla haftada bir burda corn dog yiyorum. Henüz bir şey olmadı. Mızıkçılık yapma ve bekle. Pişman olmayacaksın."
Taehyung korkulu gözleriyle pür dikkat, yemeğimizi hazırlayan amcayı izlerken gülmemek için kendimi sıkıyordum. Onunla uğraşmak aşırı eğlenceliydi. Bunu daha önce yapmamıştım ama bundan sonra çok yapacağım kesindi.
Yemeklerimiz hazır olduğunda hemen kendiminkinden bir ısırık almış ve beğendiğime dair sesler çıkara çıkara yemiştim lokmamı.
"Hadi Taehyung, denesene." diye söylendim beni tiksinir bir ifade izleyen alfaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you never know✔
Fanfiction[taekook] Kim Taehyung, okulunun tek omega erkeği Jeon Jeongguk ile ruh eşi olduğunu tesadüfen öğrenir. Kim Taehyung&Jeon Jeongguk #1'taekook //190622-040922