Selamlar
Nehir'den
"Ya kızım bi sal ya!" gözlerimi devirip kendimi yatağa attım. Asu'a laf anlatmak bir ölüm.
"Yapamadık zaten tatılımızı hadi ya!" oflayıp diklendim. İki gündür başımın etini yiyordu tatil diye.
Ekin'in kendini toplamasını beklemiştik ki iki hafta geçmişti. Gerçi ona kalsa hastaneden çıktığı zaman tatile giderdik ama Asu iyi olmasını beklemişti.
O günden bu güne üç hafta geçti. Koca bir üç hafta. Bu süreçte Ekin kendini affetirmişti Asu'ya zaten dün den razı olan kuzenim hemen kabul etmişti.
Biz Fatih'le ise iyiyiz ama hâla aramızda bir soğukluk var gibi de çokta umursamıyorum gerçi yanımda olması bile bana yetiyordu.
Şimdi ise yarım kalan tatili yapmak için Bursa'ya geri dönmek istiyolardı. Aslında kerkes için bu güzel bir ortam olurdu. Hepimizin kafa dinleyip sakinleşmeye ihtiyacı vardı.
"Tamam gideriz!" diyip zaten hazır olan valizlerle evden çıktık. İki gün önce rezervasyon yaptırmıştık.
Her şeyimiz gibi bu da aniden olmuştu. Vakit kaybetmeye gerek yok.
Araba tüm hızıyla ilerlerken dikiz aynasından arkada oturanlara baktım. Asu, Ekin'in göğsüne sinmiş uyuyordu. Tebessüm ettim. Sonumuz böyle mutlu bitecekse biz bütün acılara varız.
Elimi Fatih'in bacağına koyup geri yaslandım. Elimi elinin arasına alıp dudaklarına götürüp öptü.
"Uyu biraz!" başımı sallayıp gözlerimi kapattım. Elimi bırakmadan dizine koydu. Tebessümüm silinmedi.
***
"Nehir güzelim geldik!" gözlerimi aralayıp yerimden diklendim. Elim hâla Fatih'in elindeydi. Etrafıma bakıp ona döndüm. Saçlarımı düzeltip anlımı öptü.
"Hadi in bizimkiler otele geçti!" başımı sallayıp arabadan indim.
Fatih yanima gelip elimi tutuğunda otele geçtik. Ama burası bir otel olarak fazla küçüktü.
"Neresi burası?"
"Şehirden uzak, küçük aileler için gereksiz kalabalığa gerek yok!"
Sessiz kalıp başımı salladım. Şirin bir yerdi. Sanki bütün insanlıktan saklanmış gibi.
Odaların önüne geldiğimizde bana döndü. Asu ve Ekin'de burdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Profesör
Teen Fiction!!DÜZENLENDİ!! "Hayat sana en kötü anında en güzelini verir." Emanet yüklü 'Aşk' lar.