Kül - OgNis

nefes almak part 2

Ve biz şimdi...
Gözleri boşluğa sabitlenmiş bir anın...
Kulakları sessizlikte...
Ne bekleyen, ne beklenen...
Ne bekleyen, ne bekleneni...

Durmuş bir saatin saygı duyulası metanetiyle
"Susuyoruz"

Büyüyüp güzelliğini kaybeden her şey gibi
"Geç kalıyoruz."
...
Zaman iplerini çekiştiriyor bir vedanın,
...

•

Durmuş bir saatin saygı duyulası metanetiyle susuyorduk. Ürkek adımlarım onun adımlarını takip ederken peşinden salona girdim. Yaktığı ışıkla birlikte oda aydınlandı.

Gözlerimin etrafta gezintiye çıkmasıyla özlediğim bir manzarayla kavuşur gibiydim. Hiç bir şey değişmemişti. Zaman bir şey kaybettirmemişti, beynime hapsolmuş anıların var olduğu evdeydik. Uzun zamandır boğazımda düğüm olan özlem tekrar tıkadı soluğumu.

Sağ tarafıma baktığımda küçük koltuk karşıladı beni. Anılarımınızın en büyük parçasıydı. Hatırıma düşen anılar canımı yakıyor, nefesimi tıkıyordu.

Mavilerini üzerimde hissettiğimde ona baktım. Gözlerinin koyulaşmasın bakılırsa oda aynı anılara hapsolmuştu belkide.
•
Film izlemek için oturduğumuz koltukta bir süre sonra filmi unutup öpüşmeye başlamıştık. Geçen her saniye derinleşen öpücükler ikimizinde aklını başından alıyordu. Ani bir hamleyle kucağına yerleştim. Bacak arasındanbedenimi karşılayan sertlik, onu daha istekli öpmeme, arzulamama yol açmıştı. İnleme döküldü dudaklarından.

"Böyle devam edersek duramayız. "

" Durmayalım. "

Nefes alışverişlerini toparlamaya çalıştı.

" Emin misin? Bak sonradan pişman olacağın bir şey yaşamak istemiyorum, istersen durabiliriz. "

" Seni istiyorum, her şeyini istiyorum. "

Ellerimi alnına dökülen saçlardan, başlayarak yüzünde gezdirdim. Baş parmağımın alt dudağıyla teması üzerine gözlerini yumdu.

"Böyle bir şey yaşayacaksam seninle olsun istiyorum."

Söylediğim üzerine mavi gözlerinin koyulaştığını gördüm. Dizlerimin altından tutarak beni kucağına aldı. Başımı boynuna gömerek birkaç küçük öpücük kondurdum.

Sırtım yatakla buluştuğunda üzerimde bedeninin ağırlığını hissettim. Tüm vücudumu kaplayan gerginlik ve heyecan üzerine yutkundum. Dudakları beni rahatlatmak istercesine alnımla buluştu.

" Kendini bana bırak. Hoşuna gitmeyen bir şey yaparsam söyle. "

Kafamı salladım. Güldü.

İki eliyle tişörtünü kavrayıp çıkardığında karın kaslarını göz hapsine aldım. Vücudu keşfetmeme muhtaç bir harita gibi karşımda seriliydi. Bu üst vücudunu ilk çıplak görüşüm değildi fakat ilk kez dokunma cesaretini kendimde buldum. Ellerimi yavaş hareketlerle teninde gezdirdim, dokunuşlarım nefes alışverişlerini sekteye uğratıyordu.

Ellerimi tutup başımın üstünde birleştirerek dudaklarıma eğildi. Öpücükleri her zamankinden farkıydı, hep kendini kontrol etmeye çalışır bir yerde kendini durdururdu fakat bu kez daha hiddetli daha istekliydi.

Tişörtümü eteklerinden tutup yardımıyla birlikte  çıkardığımda odanın herhangi bir köşesine fırlattık. Gözleri vücudumda gezindiğinde utandığımı hissettim.