2: if i kiss you will your mouth read this truth

1.6K 182 46
                                    

"Bu hikaye üçüncü sırada oturan Bayan Kim sayesinde başlıyor. Kendisi elli dört yaşında- hayır Bayan Kim, ruhunuz genç falan da değil, baya buruşuksunuz hatta- , Jungkook ile gittiğim ilkokulda sınıf öğretmenliği yapıyordu ancak son zamanlarda eski eşlerinden gelen nafaka ile geçindiğini duydum çünkü üç kez evlendi ve hala sorunun sarkık memelerinden ötürü olduğunu anlamıyor.

Oh, merhaba Bayan Kim, yine güneş gibi parlıyorsunuz efendim. Ettiğiniz küfürler de duyulabiliyor ayrıca, hepsini Bayan Jeon'a iade ediyorum.

Neyse, Bayan Kim dandik öğretmenlik hayatında sadece bir şeyi, kendi hayatında da eski kocalarını biriktirip nafaka ile geçinmek dahil olmak üzere iki şeyi düzgün yaptı. O da beni ve Jungkook'u yan yana oturtmaktı.

Bayan Kim, Bayan Jeon size tam da bu yüzden küfürleri geri iade ediyor. Çok da dert etmemelisiniz ama, asla lafı dinlenen bir kadın olmamıştır. Özellikle konu beni de kapsıyorsa. Tam da dayanamadığı nokta bu zaten, morardınız resmen Bayan Jeon, biraz sakin olun, yeni başladım daha.

Evet, Jungkook diyordum. Ben okula gelmek hiç istemiyordum o sıralar. Çünkü okul inanılmaz sıkıcıydı, Bayan Kim her gün çirkin tokalı pabuçlar giyiyordu ve konuşurken de tükürüp dururdu. Bayan Kim yeteri kadar rahatsız edici bir faktör değilmiş gibi sınıftaki herkes de futbol için deli olurdu, ve bunlar yetmiyormuş gibi ben okuldayken televizyondaki onlarca çizgi filmi de kaçırıyordum.

Ama bir gün Bayan Kim sıraları birleştirmeye karar verdi. Ben kesinlikle evinde oturup çocuklara nasıl psikolojik sıkıntılar çektirebilirim diye planladığını düşünmüştüm çünkü önümde Sangmin, sağımda Jungkook, arkamda tam bir aşüfte olan Minhee oturuyordu. Minhee lütfen törenden sonra beni bulabilir misin? Dip boyan için para vermeliyim sana.

Jungkook'u o zamana kadar bilmiyor değildim. O zamanlar bile inanılmaz yakışıklıydı, gömlekleri hep ütülü, saçları da hep bakımlı olurdu çünkü ve 7 yaşındaki halim de o zamanlar tam bir çük kapıcıydı - dehşete düşmüşsün gibi baba ama dalga geçiyorum canım, siz de anlamıyorsunuz hiç üf-, bu yüzden yanında oturmaktan acayip keyif almıştım.

Tabii sonra Bayan Jeon'un zorla kullanmasını sağladığı o çirkin parfümün kokusunu almıştım, ıy hala iğrenç. Jungkook da sevmezdi onu. Onu dediğim Bayan Jeon'u, parfüm bile daha iyiydi Bayan Jeon'un yanında.

Hmm... Bayan Jeon sürekli konuyu saptırıyor ama devam edeceğim ben.

Bana dediği ilk şey merhaba benim adım Jungkook ya sen gibi bir şey olmamıştı. Zaten bizim kitaplara yazılacak, filmlere çekilecek, kasetleri çıkartılacak kadar tutkulu ve şehvetli aşkımız böyle başlasaydı asla affetmezdim onu. Şimdi de affetmeyeceğim ama bu elimin kırılma hikayesi, kalbimin değil.

İşte asosyalin tekiydi ve tek bildiği düzgün notlardı onun o sıra. Ben çılgın seks partileri falan da beklemiyordum sadece yedi yaşımdayken ama hiç konuşmuyordu ya. Ne kadar kötü olabilirdi ki daha fazla yani? Bana birkaç teneffüs sonra futbol oynamayı denetecek kadar kötüydü işte. Evet evet, o kadar kötü.

Ama bize tam sekiz yıl boyunca zorbalık edecek olan şu ikinci sırada oturan, geldiğinden beri de iki dakika ağlayıp üç dakika törenden sonra içeceği içkileri törene katılan hangi salağa ısmarlatmaya karar veremeyen orospu çocuğu Sangmin kocaman cüssesiyle itip düşürmüştü beni. Tüm ders dizim kanadığından Jungkook'un ilk söylediği şey ağlama olmuştu. Sonra da dizin kanıyor demişti ben tam da o yüzden ağlamıyormuşum gibi. Ona ağlayarak gerizekalı diye bağırmak istemiştim ama dizim çok acıyordu, hala izi var o yaranın ve Bayan Jeon canımın yanmasından ne kadar keyif aldığınızı görebiliyorum ama daha ikinci madde olan annenizden kalan vazonun kırılmasına gelmedik.

Hm, sesiniz kesildi birden?

Neyse ya, o ders tüm bunlar Bayan Kim'in dikkatini çektiğinde beni eve göndermişti ve bu bana çok güzel bir fikir vermişti. Sadece dizim kanadığında eve gidebiliyorsam yazı yazan elim kırılsa neler olur diye düşünmeden edememiştim. Tam bir aptalmışım, şimdi bunu söyleyebilirim çünkü Jungkook duysa bile dalga geçemez benimle.

Ah.

Her neyse.

Jungkook'u ikna etmem tam üç haftamı aldı çünkü deli gibi korkuyordu canımı yakmaktan ve başının belaya girmesinden. Ama ona yazım yanlışlarıyla dolu bir sözleşme hazırlayıp imzalattığımda körü körüne inanmıştı bana.

Yedi yaşındaki Jungkook ve Taehyung hakkında hiçbir şey bilmenize gerek yok, değmezsiniz çünkü ama benim anlatmama gerek var, değer çünkü.

O zamanlar Jungkook'un tek arkadaşıydım, o da benim tek arkadaşımdı aslında ama duymasın bunu sakın. Duyma tamam mı Jungkook? Her şeyi birlikte yapardık, birbirimizi koruyup kollardık. Sangmin ikimizden birini dövmek için çıldırdığında bile eğer o yoksa diğerini dövmekten çekinmezdi. Bir bütündük resmen.

Evet, hala bir orospu çocuğusun Sangmin.

Neyse, işte tam da bu sebeplerden dolayı Jungkook'un bunu kabul etmesi bu kadar uzun sürmüştü ya da saçma bir sözleşmeye inanıp imza atması. Kıyamazdı bana çünkü, ama çok güvenirdi ve inanırdı. 7 yaşında da böyleydi, 17 yaşında da ve görebilseydim-sizin görmenize gerek yok- 27 yaşında da böyle olacağından emindim.

Jungkook elimi sımsıkı tuttuğunda içim kıpır kıpır olmuştu. O zamanlar kırılacağını bildiğimden dolayı olduğunu düşünmüştüm ama on dört yaşında Jungkook'tan hoşlandığımı fark edince -ki kayıtlara geçsin diye söylüyorum ben Jungkook'u yedi yaşımdan beri seviyordum sadece on dördümde fark ettim, tamam mı? Bu beni buradaki onlarca eski sevgiliden daha kıdemli yapar, teşekkürler- ondan hoşlandığımı fark edince ve şimdi de düşününce resmen Jungkook'un hayalarımı tutması için içim kıpır kıpır olmuştu ya.

Elimin acısını unutamam, Jungkook'un suratı ise daha fena bir şekilde aklımda. Hüngür hüngür ağlatmıştı beni resmen sadece çıplak ellerini kullanarak ki şimdi bu cümleye bakınca ilk kez yapışı olmayacaktı.

Oh, Bayan Jeon iyi misiniz? Boğazınıza su mu kaçtı? Hala yaşıyor olduğunuzu görmek rezalet.

Jungkook okuldan uzaklaştırma ya da disiplin suçu falan almadı, ben istediğimi söylemiştim çünkü anlaşmama inanmazlarsa diye. Halbuki neden inanmayacaklardı bilmiyorum, çok da güzel yazmıştım onu.

Ama sadece iki gün sonra elimde alçıyla yanına tekrar oturduğumda bu sefer sahiden ben istemeden dövmüştü beni. Boşu boşuna canımı acıttığı için sinirlenmişti çünkü. Ben de bilmiyordum ki o sıralar sonsuza kadar kırık kalmadığını ya da okula öyle de gidebileceğimi.

Evet, birkaçınızın ne kadar kötü insanlar olduğunu unutup rahatlamaya ve yedi yaşındaki minik iki çocuğun nasıl tanışıp kaynaştığını dinlemekten keyif aldığını gördüğüm için size Jungkook'un neden öldüğünü hatırlatmama izin verin. Tam olarak sizin yüzünüzden.

Buraya sizi Jungkook için toplanın diye çağırmadık. Bizim için o kadar önemli bile değilsiniz. Eserinizi görmeniz için çağırdık. Tamam, güzel, hepiniz en az bir şekilde rahatsız olduğunuzu yansıttığınıza göre ikinci maddeye geçiyorum.

Madde 2, Bayan Jeon'un çok kıymetli vazosu.

Çok eğleneceğime eminim, çünkü burada 14'üz ve eşcinseliz."

things that jeon jungkook broke (especially my heart)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin