9: under the lampost back on 6th street

661 129 7
                                    

"Herkes biraz daha iyi hissediyorsa, maddelerime geri dönebileceğimi umuyorum.

Bu maddemden herkesin keyif almasını umuyorum, 7. sırada oturan eski patronum dışında tabii çünkü bu, onun burnu hakkında. Merhaba Bay Lee, hayatımın aşkı burnunuzu kırdığı için üzgün olmadığımı biliyorsunuz ama Jungkook burada olsaydı şimdi, bu törene ihtiyacımız olmadığı anlamına gelse bile bu, sizi gördüğüne sevinirdi eminim- ya da değilim ama yalandan kim ölmüş işte, değil mi?

Bay Lee yorgun suratından anlayabileceğiniz üzere yaşlı, pahalı takım elbisesinden belli olduğu üzere zengin, yüzük parmağındaki izden anlaşılacağı gibi boşanmış ve doğuştan gelemeyecek kadar şekilli burnunun el verdiği üzere estetikli bir iş adamı. Aynı zamanda Jungkook'un yanında ellerini belimde, daha da kötüsü eşsiz kıçımda gezdirebileceğini düşünecek kadar da aptal biri.

Ya evet, böyle işte...

O akşama dair bir çok şey hafızamda yer alıyor. İşe gireli 3 ay olmuştu, Jungkook'da çalışıyordu o sıralar tabii. İkimiz sabahları, öğlenleri ve akşamları olabildiğince sık görüşmeye çalışıyorduk ama hırslı ve yaptığımız şeylerde tutkulu bireyler olduğumuzdan dolayı iş için vakit ayırmak ikimize de sakıncalı bir hareket olarak gözükmüyordu. Ancak birbirimizin hayatından çok ayrılmış olmalıyız ki insanlar bize asılabileceğini düşünmeye başlamıştı.

Bay Lee üstünüze alınmayın lütfen, ben sizin bana asıldığınızı partide kıçımı tuttuğunuz vakte kadar anlamamıştım. Kastım genel olarak Jungkook'un iş dosyalarının arlarına sokulan telefon numaraları, Instagram'ına 'hahaha Jungkook bak ne buldum ilahi kedicikler' şeklinde gelen mesajlar burada. Ama sanırım birçok kişi o aralar Jungkook'un adı Kim Taehyung-daha spesifik olmak gerekirse ben olmayanlarla flört etmeye ve kedilere alerjisi olduğunu bilmiyordu. Neyse, öğrettiğimi düşünüyorum.

Biraz bunun üstünde yani birbirimize vakit ayıramamamız hakkında düşündüğümü hatırlıyorum, Jungkook da düşünüyor olmalıydı ki bir akşam eve son derece sinirli geldi. Mutfaktaydım ve yemek yapıyordum, beni bir anda tutup dedi ki;

Evlenelim.

Evet, hahaha Jungkook ilahi kedicikler değil mi?

Bence de, bence de...

Ben onun ne dediğini bile anlamamış öylece suratına bakarken omzumun üstünden ocakta gördüğü etle beni itmişti. Evlilik hayalimiz o an sadece saniyeler sürmüştü çünkü ocakta cızırdayan bir porsiyon et daha önemliydi. Kim suçlayabilirdi ki Jungkook'u?

Ben suçlardım tabii ki, deli mi neydi çünkü ya, mahvetmişti beni resmen.

Hayalet gibi masayı hazırlamış, Jungkook'un sorduğu sorulara normal bir şekilde cevap vermeye çalışmıştım ama yemek masasında karşı karşıya otururken bir anlık boşluğuma gelmiş olmalıydı ki-hahahah kedicikler?- Jungkook'a evlenmeyi neden düşündüğünü soruvermiştim. O da sanki kurumsallaşmaktan, resmiyete geçirmekten bahseden o değilmişçesine rahat rahat omuzlarını silkmiş ve 'bilmiyorum ki, böylece bize asılan insanlardan kurtulabiliriz' demişti.

Romantik falan değildi, yıllardır uğruna ağladığım, güldüğüm, sinir krizleri geçirdiğim adam bana böylesine önemli bir şeyi başka insanlar için ben ocakta bir porsiyon et pişirirken söylemişti. O yüzden Jungkook'a o gün orada bir tane tokat patlattım.

Nasıl? Fena hareketti, değil mi? Siz bir de Jungkook'un patronumun burnunu kırmasını dinleyeceksiniz.

Jungkook ne olduğunu anlamamıştı hala tabii, ben de odamıza çıkıp ona çok kızgınmış gibi yapmaya devam ettim çünkü merdivenlerde fark ettim ki bu şekilde Jungkook'un iki hafta önce gitmeyi kesinlikle reddettiği kokteyle gitmeyi kabul ettirebilirdim. Öyle de oldu, Jungkook bana yatakta sıkı sıkı sarılırken omzumu ısırıp özür dilerken ve neden ona sarılmadığımı soruyorken ona onu bir koşulla affedebileceğimi söylemiştim.Yani bir hafta sonra onunla kokteyle gidebilmemin tek sebebi buydu.

things that jeon jungkook broke (especially my heart)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin