-MEKTUP-

442 28 3
                                    

-Zeynep-
Adam birden irkilerek durdu.Elini kirli sakallarına götürüp bir süre kaşıdı.Sanki ne diyeceğini kafasında toparlamaya çalışıyormuş gibi bize baktı.
"Biliyorum çok zor ama eminim siz bunun üstesinden geleceksiniz .İlk başta çok acı çekeceksiniz ama sizin kardeşliğiniz, dostluğunuz bunun üstesinden gelecek. Hayatta tek başınasınız. Sadece siz devam edeceksiniz yolunuza. Bu yüzden hiçbir şeyin sizin aranıza su sızdırmasına izin vermeyin. Aşık olsanız bile... "
Adam bunları söyledikten sonra Usain Bolt'dan daha hızlı bir şekilde ışık hızında ortadan kayboldu.
Bade 'yle ben adamın arkasından ağzımız 2 karış açık bir şekilde bakakaldık. Söyledikleri çok anlamlıydı ama gerçekten hiçbir şey anlamamıştım. Hem bu adam bizim geleceğimizi nasıl görebilir ki. Çok saçma.
" Şimdi ne yapmalıyız? " diye sordu Bade.
"Şuradaki polislere soralım bence " dedim.
"Evet, haklısın " dedi ve sonra polislere doğru koşmaya başladık.
"Uzak durun! Burası olay yeri.Lütfen yaklaşmayın" dedi polis.
"Bakın.. Tanımadığımız bir adam bizi buraya getirdi ve bizim için bu olayın çok önemli olduğunu söyledi "dedim.
" Lütfen cesede bakmamıza izin verin. " dedi Bade.
"Peki. Sadece 2 saniyeliğine " dedi polis.
Adımlarımızı cesede doğru yöneltirken içimden bir ses o cesedin anneme ait olduğunu söyledi. O sese sesleniyorum "Benim Annem Ölmez ,Ölemez !!"
Bembeyaz kıyafetler giymiş iki adam, siyah poşetin içindeki cesedi görmemiz için poşetin fermuarını açtılar .
Yüzü ruh gibi bembeyaz, dudakları mosmor, boğazında kesik izleri olan annem orada yatıyordu. Hayır bu benim annem olamazdı.
Benim annem sabah, gülüşüyle herkesin içini ısıtan, akşam olunca Bade'yle ikimizin saçlarını bir ipekmiş gibi yavaşça tarıyan, bize o huzur verici sesiyle ninni söyleyen, ağladığımızda o da ağlayan, güldüğümüz de o da gülen, bize karşı hiçbir şeyini eksik etmeyen biriydi. Bu ifadesiz kadın değil.
Sanki annem bu sabah bize son kez baktığını biliyordu da o yüzden sıcacık gülümsemişti. Ömür boyu o sıcacık gülümsemesini unutmayacaktım.
Bade'ye döndüğümde Bade'nin bin parça olduğunu gördüm. Öyle bir ağlıyor, haykırıyordu ki, sanki ne kadar bağırırsa annemin onu duyacağını zannediyordu.
Bense donakalmıştım.
"Anneee! Uyan lütfen. Anne ne olur uyan." diye bağırdı son kez.
Sonra gelip bana sarıldı. Omzum sırılsıklam olmuştu. Kollarımı ona doğru sararken gözümden bir damla yaş düştü.Artık sadece biz vardık. Bade ve ben. Bade'yi kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim. Kendim olsam bile.
Ve annemi vahşice öldüren adamı -büyük ihtimalle babamı - bulup onu hapislerde süründüreceğim.
-Bade-
Yerde yatan kişinin annem olmaması için dualar ediyordum.Annemi öyle görünce kendimi tutamadım.Bu hayatta Zeynep ve annemden başka kimsem yoktu.Artık sabah beni uyandırmak için tatlı sözler söyleyen,kahvaltıda bizimle şakalaşan,neşeli,sevecen o kadın yoktu.Sadece ben ve Zeynep vardık.Babam desem bizim kızı olduğumuzdan emin değilmiş gibi.
Kendimi tutamıyordum.Kollarımı açıp bağırasım geliyordu.Annemin yanına gitmek istiyordum.O soğuk toprağın altına.Ama eğer gidersem Zeynep yalnız kalıcaktı.İşte o an annemin değerini daha iyi anlamıştım.Zeynep'in şaşkınlığı ve üzüntüsü yüzünden belli oluyordu.Onu birazcık olsun teselli etmek için yanına gidip sarıldım."Seni asla bırakmayacağım"dedim.Bu dünyada tek dayanacağımız kişi artık birbirimizdik.Ama anneme ne olmuştu?
Kim yapardı böyle vahşi bir şeyi?
Babam.
Zaten son günlerde ikisi de bir garipti.Ama neden?İnsan karısına neden böyle birşey yapsınki?Hayır babam ne kadar pislik biri olsada böyle bişey yapmazdı.Yoksa yapar mıydı?
Zeynep hâlâ gözlerini yerde yatan anneme dikmiş öylece bakıyordu.Sonsuzluk gibi geçen saniyeler bitmek bilmiyordu.Zeynep anneme,ben Zeynep'e bakıyordum.Okula polisler,ambulanslar ekipler herkes gelmişti.Zeynep birden ağlamaya başladı.Bende dayanamayıp ona sarıldım ve ağladım.Polisler olay yerini inceliyorlardı.Parmak izi,katile ait bir eşya vesaire bulmak için.Ama birinin öldürdüğü kesindi boğazından vahşice bıçaklanmıştı.O anda gözümün önünden babam geçti.Ortalıkta hâlâ yoktu.Onu aramayı düşündüm.Aradım.Telefonu çaldı,çaldı,çaldı,çaldı sonunda kapandı.Tekrar aradığımda ulaşılmıyordu.Zeynep'ide alıp sınıfa gittim.Eşyalarımızı toplayıp eve gittik.Daha fazla orada kalamazdım.Eve gittiğimizde kapı aralıktı.Hafifçe kapıyı açıp içeri girdim.Evde kimse yoktu.Annemin yatak odasına gittim.Etraf dağınıktı.Biri birşeyler aramış gibiydi.Annemin altınları sakladığı kutaya baktım hemen ama altınlar oradaydı.Eve hırsız girmemişti.Diğer odalar düzenliydi.Daha fazla eşyaları ellemeden polisi aradım.Gerçekten bu son bir saatte yaşanan olaylar kaldırılacak gibi değildi.Artık bu evde kalabileceğimizi hiç sanmıyordum.
Polisler geldi evi aramaya başladılar bizde bahçede Zeynep'le oturduk.İkimiz de başımızı önümüze eğmiştik."Anneme ne oldu sence"dedi.Ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Emin değilim.Ama babamdan şüpheleniyorum"
"Bilmiyorum,tek bildiğim bir daha bu evde kalamayacağım"dedi.Haklıydı.Bende kalabileceğimi sanmıyordum.Olabildiğince annemi düşünmemeye çalıştım.Uzun bir sessizlikten sonra polisler evden çıktı."Bazı ipuçları bulduk bugün inceleyip yarın size haber veririz"dedi polis.
Başımı sallamakla yetindim.Ama bugün bu evde kalmamız mümkün değildi.Aklıma hep annem geliyordu.Ben bunları düşünürken komşumuz Sema teyze yanımıza geldi."Nasılsınız çocuklar?"dedi.Ağlamaklı bir tonla gözleri dolmuştu.
"Nasıl olabiliriz?"dedim
"Çocuklar...isterseniz bugün bizde kalabilirsiniz." bunu söylerken duraksamıştı.Sonunda dayanamayıp ağladı.Bize sarıldı.
"Anneniz çok iyi biriydi kızlar.Dün akşam bize gelmişti.Bana bir mektup bıraktı.Mektubu size vermemi söyledi.Mektup bizim evde hadi gidelim"
Annem çok düşünceli biri gerçekten.Ölürken bile bizi düşünmüştü.Ama öleceğini nereden biliyordu?
Bu mektup gerçekten çok işime yarayacaktı.Belki annemin katilini bulabilirdik.Annem öleceğinden haberdardı demek.Ama neden?Neden bize söylemedi?

İKİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin