Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dans etmekten sıkıldıktan sonra hava almak adına kapının önüne doğru yürümeye başladın. Ayrıca Kakucho'nun da işleri vardı. Bu yüzden onu da pek rahatsız etmek istemiyordun. Ama kapının önü de içeriden pek farklı görünmüyordu. Bir sürü sarhoş ve sapık insan doluydu. Sarhoş olanlar ertesi gün becerilerek uyanmış olmanın şokunu yaşayacaktı. Bu kadar sarhoş olmaları da onların suçuydu. Sadece gözlerini devirdin ve çıkardığın sigarayı yaktın.
Sigaranın dumanını çekerken yüzüne geniş bir gülümseme yerleşti. Daha çok yorgun görünüyordu bu gülümseme. Umutsuzluğa düşmemek adına gülümsemen gerekiyordu. Yoksa Mikey'in ağır cümleleri ve sert bakışlarına katlanmak zor oluyordu. Bazen sadece düşünüyordun. "Keşke Mikey yerine Haru'yu sevmiş olsaydım." Bu düşünce zihnine tamamen işlemişti. Ama seveceğin kişiyi seçme hakkına sahip değildin. Belki de sahiptin aslında, sadece korkuyordun - Mikey'e bağımlı hissettiğin içindi.
"Siktir," göz devirirken mırıldandın ve sigaranı söndürdün. Duyduğun çığlığın olduğu tarafa döndün. İri ve kaba bir adam, genç ve büyük ihtimalle sarhoş olan kızı sürüklüyordu. Kız korkuyla bağırıyor olsa da karşı koyamıyordu. Alkolün etkisinde olduğu barizdi.
Derin bir iç çektin o tarafa doğru yöneltirken hızlı adımlarını.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" Tek kaşın havaya kalkarken adamın kolunu sertçe yakaladın. Adam incelemeye başladı seni. "Ne oldu beğendin mi?" Gülümseyerek adama biraz daha yaklaştın. "Belanı mı arıyorsun, orospu?" Adam tartar şekilde süzmeye devam ediyordu seni. Kızı kendi tarafına çektin ve arkana aldın. "Ha-" Adamın konuşmasına fırsat vermeden bacağına sert bir tekme geçirdin. Tekmenin acısı ile hafifçe eğildi. Adamı çenesinin alt kısmından tuttun. Ve şimdi aynı boyda olduğun adamla gülümseyerek konuşmaya başladın. "Burada belasını arayan sensin, sikik." Oldukça sakin bir ses tonuyla ettiğin küfürü duyunca gözleri fal taşı gibi açıldı.
Sıkı tutuşundan kurtulamadığı için gerilmeye başlamıştı. "Y/n-chan?" Sizin olduğunuz tarafa yürüyen Sanzu merakla olaya baktı. "Bir sorun mu var?" Endişeyle sana baktı bu kez. Adama bakarak konuşmaya başladın. "Arkadaş, belasını arıyor gibiydi. Ama şimdi sorun yok değil mi?" Onaylaması için adama gülümsedin. Sanzu'yu görünce daha fazla panik yapmaya başlamıştı. Korkuyla kafasını salladı. "Ah, sanırım hanımefendi korkmuş baya. Sen onunla ilgilen, bebeğim. Arkadaşla ben ilgilenirim." Sanzu gülümseyerek konuştu. Ne yapacağını az çok kestiriyordun ve kimsenin ölmesini istemiyordun. Ama Sanzu seni dinlemeyecek, şimdi olmasa bile sonra yapacaktı. Bu yüzden boş bir çabaydı.
Derin bir nefes alıp onaylayarak uzaklaşmaya başladın.
Kızı bir taksiye bindirdin ve parasını da ödedin. Ardından Sanzu'yu bulmak için kulübe doğru yürümeye başladın. Ama ne bıraktığın yerde, ne de o taraflarda yoktu. Hemen ilerideki ara sokaktan gelen seslere dikkat kesildin.
