14

309 36 5
                                    

"İptal mi etsek?" Jisung elini kapının kolunun üstünden çekti. "Ya da hastayım mı desem? Diyim mi?" 

"Jisung hasta olduğunu bahane ederek randevuyu ekemezsin." Zavallı Jisung'un cesaretini toplayıp içeri girebilmesi için yaklaşık on dakikadir stüdyonun kapısının önünde dikiliyorlardı.

"Sorun yok," diye ekledi Jisung'un omuzlarını sıkarken, "Yapabilirsin."  Jisung kapının koluna elini dokundurmuştu ki kapı üzerlerine doğru açılmış ve ikisi birden geriye doğru sendeleyip düşmekten kıl payı kurtulmuştu.

"Hay Allah ya! Çok özür dilerim, Chan hyung geliyor mu diye bakmak için çıkmıştım ama-" Minho cümlenin ortasında durdu ve sonunda karşısındaki iki çocukla gözlerini buluşturdu. İkisi de minicik, hafif şişko yüzlü ve gözleri şokla aralanmış bir şekilde karşısında duruyordu. İçlerinden siyah saçlı olanı diğerini kollarıyla sarmış her an kaçabilirmiş gibi sıkıca tutuyordu. Minho'nun görüp görebileceği en şirin tabloydu.

"Ben..." Minho kalbini göğüs kafesinin içinden fırlamak istermiş gibi attığını rahatlıkla hissedebiliyordu.  "Sonunda yüz yüze görüşebildiğimize inanamıyorum."

Bir adım öne yaklaştı ve önündeki oğlana sıkıca sarıldı.

"Bu anı yıllardır bekliyor gibiyim Jisung."



***

𝐇𝐈𝐃𝐃𝐄𝐍 | 𝒎𝒊𝒏𝒔𝒖𝒏𝒈 (𝐜̧𝐞𝐯𝐢𝐫𝐢)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin