4

193 24 5
                                    

Chanyeol'ün ağzından çıkan her tahrik edici söz Baekhyun'un içinde fırtınalar kopmasına neden oluyordu. Sadece ses tonundan kaynaklanmıyordu, yakışıklı yüzünün çizgileri, güçlü ve olgun vücudunun genişliği ve ihtişamı ile tam bir erkekti. Baekhyun başını kaldırdı ve onun baştan çıkarma taktiklerine karşı koydu. "O cümleyi on sekiz yıl önce kullanmıştın. Bunca zaman sonra oyunu geliştirmişsindir diye
düşünürdüm. Yoksa ortalama bir müzik efsanesi olmak seni romantizm alanında tembel mi
yaptı?"

Chanyeol başını geriye atıp gülmeye başladı, bir yandan eliyle çenesini sıvazlayarak cevap verdi. "Hatırladığım kadarıyla benim 'oyunum' senin için gayet başarılıydı."

"Şu şekilde söylemek yeterli olur sanırım, o zamandan bu zamana standartlarım değişti."

"Daha fazla çalışmamı istiyorsun yani!" Chanyeol meydan okumaya kısık bakışlarla karşılık verdi.

"Söylemek istediğim o değildi." Baekhyun'un kendini toparlaması bir kaç saniye sürdü, ama bunu başardı.
"Peki ne demek istedin?"

Chanyeol piyanoya dokunuyordu ama tek bir tuşa basmıyordu. Baekhyun bundan yıllar önce parmaklarının kendi teni üzerinde yetenekle gezdiğini hatırlayınca titredi.

" On altı yaşındaydım. Tavlamak zor olabilir mi?"

" Hiç zannetmiyorum." Baekhyun
piyanonun diğer ucundan bir notaya bastı ve kesti.

"Egomu incittin," derken Chanyeol'ün yüzü asıldı.

"İncittiysem kusura bakma." Piyanoda yeni bir notaya basmak yine Baekhyun'a kalmıştı. Bunu
defalarca yapmışlardı.

"Hayır ciddiyim. İyi oluyor," Chanyeol hiç alaycı konuşmuyordu.
"Etrafımda yapmacık olmayan
birilerinin olması, güvenebileceğim birilerinin olması iyi."

"Zavallı zengin Rock yıldızı için ağlamam mı gerekiyor şimdi?"

"Hiç gerekmez." Chanyeol sonunda piyano sandalyesine oturduğunda bastığı tuşlar melodi oluşturmaya başlamıştı. Bu durum Baekhyun'u yakından ve de derinden etkilemeye başladı. Yanına oturma isteğine engel olamadı ve bir yandan kendi notalarını melodiye dökmeye çalışıyordu.

"Bildiğin gibi sana kapılmama neden olan şeyler arasında babamın
parasını, gücünü umursamaman vardı."

"Buna saygı duyuyorum, o zaman beni senden ayırmış olsa bile. lanet olsun benim de bir çocuğum
olsaydı ve... " Chanyeol sustu,
"Hay aksi, neyse geri sarıp aslında demek istediğimi söyleyim."

"Ne demek istediğini biliyorum. Hiç bir ebeveyn çocuğunun on altı yaşında seks yapmasından memnun olmaz, hele bir de korunmasız yapmasından hiç hoşlanmaz."
Chanyeol bu konuşmadan utanmış, suçluluk duymuştu, eli yavaşça Baekhyun'a yaklaştı ve yüzünü avucunun içine aldı. "Seni daha iyi korumalıydım."

"Her ikimizin de daha sorumluluk sahibi olması gerekirdi." Baekhyun elini farkında olmadan onun elinin üzerine koydu. Onun yanında vücudu dokunarak da olsa, müzikle de olsa her zaman otomatik pilota bağlıyordu.

Chanyeol'ün vücudu ona yaklaşırken kendi vücudunun da ona yaklaştığını fark etti. Tıpkı manyetik bir alan gibiydi. Elleri hala yüzünü kavramış duruyordu, nasırlı parmakları ona sonu gelmez saatler boyunca
gitar çalıp çalışmasını hatırlatıyordu. Şimdi müzik Baekhyun'ub vücudunda akıyordu, her ikisi de aynı alana girmişti. Baekhyun'un dudakları aralandı... O anda kapı zili çaldı.

Baekhyun çalan zile irkildi, nasıl olur da yaklaşan kişinin ayak seslerini duymamış olabilirdi?
Chanyeol aniden yerinden kalktı ve avucuyla çenesini bir kez daha okşayarak "Akşam yemeğimiz
geldi. Ayrıca telefonum çalıyor. " Dedi ve asık bir ifadeyle telefonu cebinden çıkardı.

one more chance-chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin