Baekhyun yer yön anlayamadan sislerin içinde uyandı, aklı karışmıştı. Sabah mıydı? Eve gelmiş miydi? Hayır... Arabadaydı.
Derin derin nefes aldıkça Chanyeol'ün kokusunu duyuyordu, yanında olduğunu biliyordu. Geçmiş ve gelecek anda birleşti ve aklında bayıldığı başka bir zaman geldi. Daha on altı yaşındayken gece yarısı odasından kaçıp onunla buluşmaya çalıştığı hamburgerciye gitmişti.
Mide bulantısı yüzünden yemekleri atlıyordu sözleştikleri gibi onunla buluşabilmek için de uykusuz kalmıştı. Ama onunla konuşmak çok önemliydi, anne babası durumu çakmadan, karnı çıkmaya başlamadan ona anlatmalıydı. Ama ona durumu açıklamayı bitiremeden
bayılmıştı.Chanyeol hemen acil servise götürmüştü, elbette doktor anne babasını aramıştı. Baekhyun gözlerini sıkıca kapatmıştı, çünkü acil serviste yaşanan öfke patlamasına dayanamıyordu. Chanyeol evlenmeleri konusunda ısrar ediyor, babası ona saldırmış annesi ise ağlıyordu. Baekhyun ise ölmek istiyordu... Neyse en azından şimdi hamile olmadığını kesin olarak biliyordu.
Tamamen başka nedenlerle bayıldı.
Baekhyun dirseğinde doğruldu. "Saat kaç? Ben ne zamandır-""Hey, hey, bekle bakalım ..." Chanyeol omuzlarından tutup engelledi, arkadaşı Minseok'a baktı.
"Doktor?""Nabzı normal." Minseok elini bıraktı, "Acil servise gitmek için bir neden bulamıyorum. Eğer çok endişeliysen, Almanya’ya giderken uçakta daha detaylı muayene ederim. "
Chanyeol endişeliydi, "İyi olduğundan emin misin? Ne oldu sana?"
"İyiyim. Her halde kahvaltı etmediğim için kan şekerim düşmüştür. " Baekhyun bu yalandan hoşlanmasa da panik atak geçirdiğini söylemek daha zordu. Neyse ki, Chanyeol bu açıklamayı kabul etti. Biraz rahatlar gibi oldu, mini barı açtı ve portakal suyu ile bir çeşit protein yiyeceği
aldı."Darılma tatlım ama iyi görünmüyorsun."
Baekhyun sırf yalanı inanılır olsun diye portakal suyunu açıp içti. Gerçekte yapması gereken ise
acil durum için yanında taşıdığı ilaçlardan alıp sakinleştirici nefes çalışmasıydı. Belki de Chanyeol duygularını kanştırmasa daha iyi olurdu. Nehir boyunca limuzinde ilerlerken Baekhyun camdan manzaraya baktı.
Chanyeol birkaç saniye baktı, "Oyun parkında tanıştığımız andan beri birbirimizi çok iyi anlardık, astım krizim yüzünden benimle dalga geçen çocuğa kum attığını hatırlıyor musun? Oysa şimdi, ben senin için savaşmak adına izin istiyorum. "
sözlerini bitirince ona ihtiyaç duyduğu alanı vermek için limuzinin diğer ucundaki bir koltuğa geçip oturdu.Havaalanı yolunda hepsi oturmuş Baekhyun'a bakıyordu. Yixing ile
Rose'da aralarında bir sorun yokmuş gibi sessizce otururken yolculuk çok uzadı. Özel jet Berlin’e gitmek için havalandığında Chanyeol ona istediği mesafeyi vermeye devam etti, aslında bu ona yeniden yanaşmak için harika bir yöntemdi. Acaba geçmişten bunu
hatırlıyor muydu?Baekhyun zaman öldürmek ve sinirlerini yatıştırmak için çiçekli çantasından e-kitabını almak istiyordu. Çantasına uzanıp fermuarı açarken elleri titriyordu, Dr. Minseok
yanına geldi ve çantasını elinden alıp kenara koydu. "Bana neler olduğunu anlatmak ister misin?"Baekhyun gözlerini diğerlerine gezdirince herkesin bir şeylerle meşgul olduğunu gördü. Organizasyon işi yapan Yixing ve Rose oturmuş Dr. Minseok'un kliniği için yardım toplayabilecekleri bir organizasyon planlıyordu. Kabin görevlisi bile öğlen yemeklerini
hazırlamakla uğraşıyordu. Baekhyun döndü ve konuşmaya başladı. "Chanyeol'e kahvaltı etmeyi
unuttuğumu söyledim, ayrıca şimdi daha iyiyim. Öğlen yemeğine kadar bir şeyler okuyacağım. Teşekkür ederim."Minseok yeniden bileğini tuttu. "Nabzın hala çok hızlı ve nefes almakta zorlanıyorsun."
"Ama limuzinde nabzımın normal olduğunu söylemiştin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more chance-chanbaek
FanficPark Chanyeol eskiden ıslah evine gönderilmiş, şuan mega star olan bir şarkıcıydı. Ve gizli bir Interpol ajanı.