➻III

287 24 19
                                    

İnsan kalbinin yerini bir kez keşfetti mi kendi elleriyle düşmanına anahtarları verirdi. Kolayca oraya yerleşir çıktığında ise en büyük hasarı vererek çıkardı. Ben bir kez keşfetmiştim. Lise son sınıfta bir mezuniyet gecesi hiç olmaması gereken birisine bırakmıştım kalbimin anahtarlarını. 

Sürekli nefret ettiğimi söylediğim Jaemin ile öpüşmüştüm. Bu ilk defa olduğunda bir daha olmaz demiştim ama yine olmuştu. İkisi de kendi isteğimleydi ve ikisinde de çuvallamıştım. Kendime hiç acımam yoktu. 

Kütüphaneden nasıl ayrıldığımı hatırlamıyordum bile. Sözlerinden sonra geçmişte kısa bir yolculuk yaşamış ve o zamanki kalp kırıklığının sivri uçları tekrar canıma sürtündüğünde onu orada öylece bırakıp gitmiştim. 

İki gündür de onunla karşılaşmamak için akla karayı seçiyordum. MinHi ile görüşürsem bir şekilde onunla da karşılaşacağım korkusu ile sürekli bir şeyleri bahane ediyordum.

Hafta sonu bir cumartesi günü gökten lapa lapa kar yağarken kendimi evime kapatmış ve gayet huzurum yerindeydi MinHi kapıma dayanana kadar.   

Beni kenara ittirerek topuklu botlarının üstünde ellerini beline yaslayıp "Hadi gidiyoruz!" dedi. 

Şaşkınlıkla onun şık haline bakıp "Nereye?" diye sordum. 

Duş aldıktan sonra kurutmaya üşendiğim nemli saçlarımı tepemde kocaman bir topuz yapmış, kalın pijamalarımı giyinmiş derslerden bulduğum ufacık bir anı yeni çıkmış bir diziyi izleyerek değerlendiriyordum. 

"SangHun'ın ev partisini elbette!" dedi inanamazca gözlerini büyüterek. "Sana daha bu sabah bahsettim. İnanamıyorum sana Akira. Beni dinlememişsin bile. Hiç itiraz etmeden onaylamandan anlamalıydım beni dinlemediğini."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Saçlarımı kaşıdım. MinHi ortaya bir fikir attığında en başta reddeder sonra da yoğun ısrarları üzerine kabul ederdim. Bu sabah ise SangHun'nın partisinden bahsederken gelirim gibisinden bir şeyler gevelemiştim. Aklım son iki gündür havada olduğu için farkında bile değildim neyi onayladığımın. 

SangHun, bir üst sınıfta olan okulun gözde öğrencilerinden biriydi. Bizimle aynı liseden olduğu için onu birkaç defa görmüştüm ve Jaeminlerin de yakın arkadaşlarından biriydi. 

"Kendimi halsiz hissediyorum biraz. Gelmesem daha iyi." dedim kısık cızırtılı bir sesle. 

MinHi gözlerini kıstı ve elini alnıma yasladı. "Küçük hanım bu numaralar bana sökmez." dedi elleriyle omuzlarımı iterek odama soktu beni. "Orada asla beni yalnız bırakamazsın." 

Dolabımdan kıyafetlerime bakmaya başladı. "Orada yalnız kalmazsın. Sevgilin var ve benden başka arkadaşların var." 

"Burada da hiç kadınsı bir şeyler yok." diye mırıldandı kendi kendine. Elini çenesine yaslayıp bana bir bakış attı. "Sevgilimle tüm gece boyunca insanları çekiştiremem, bu bir. İkincisi de o ortamda en yakın arkadaşım sensin." 

Dudaklarımı ıslattım. O bana her şeyini anlatırdı ama ben ona kendimle ilgili o kadar az şey anlatıyordum ki en yakın arkadaşların böyle davranmadığından emindim. Sadece elimde değildi. Yaşadığım şeyleri nasıl anlatabilirdim onu bile biliyordum. Biraz zaman ihtiyacım vardı. En azından kendime cevaplar verinceye kadar. 

Wake Up in the SkyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin