2.

1.1K 77 134
                                    

Taehyung

Dün Yoongi eve geldikten sonra, biraz uyumuş daha sonra baş başa yemek yemeye çıkmıştık. Minik meleğim, benim tek huzur kaynağımdı. 3 yıldır birlikteydik ve şimdiye kadar çok az kavga etmiştik.

Sabahın altısında  beni derin düşüncelere sokan çocuk, kollarımın arasında uyuyordu. Her an alarmım çalabilirdi. Gece biraz yorduğum için az daha uyusun istiyordum. Hızla elimi atıp Telefonun alarmını kapattım. Kıpırdanmamla, daha çok sarıldı belime.

Onu uyandırmadan nasıl kalkacaktı-

"Hadi kalkııın. Bugün büyük gün. Hadi tembel köpek"

Jiminin içeri kapıyı çalmadan ayı gibi girmesi üzerine, yerinde zıplamıştı Yoon. Ben ters bakışlarımı Jimine gönderdiğimde, "Hadi ama, Grammy günü bugün. Erkenden gitmemiz lazım. Kalkın artık" diyerek diğerlerini kaldırmak için çıktı odadan.

"Taehyung"

Hala daha uykulu çıkan sesiyle dönüp yüzüne baktım. Uzanıp kolundan tutarak geri yatağa yatırdım yarı çıplak bedenini. Masum gözleriyle, yüzüme bakıyordu.

"Sekizde kaldıracağım seni. Biraz daha uyu"

Üzerine pikeyi örttüğümde, dudaklarını öne doğru uzattı. Ben de eğilip dudaklarımı küçük dudaklarına bastırdım. Sesli şekilde öptüğümde, gülümseyip gözlerini kapadı.

Onu öylece bırakıp, banyoya girdim. İşlerimi hızla halledip salona indim. Herkes uyanmıştı ve kahvaltı için hazırlık yapıyorlardı. Benim indiğimi gören Jin hyung, "gerdek geceniz nasıl geçti?" Diye sordu. Gözlerimi devirip, kahve makinesini çalıştırdım.

Namjoon hyungla, Hoseok hyung yapacağımız performans hakkında konuşuyorlardı. Ben de yanlarına gidip sandalyeye oturdum.

"Sen ne diyorsun, Taehyung? Her şey hazır ama başlık yok."

Hobi hyungun sorduğu soruyu biraz düşündüm. Farklı olmasını istiyordum. Zaten performansta çok farklıydı. Jiminle, Jungkookta gelip oturduğunda,

"Bence misafirlerin yanında oturalım. Birimiz gökten inelim. Tam bir hırsız gibi kancayla falan. Birimiz de, bilgisayardan bizi idare etsin. Kameraları falan kapatsın güya. Geri kalanlar misafirlerin oturduğu yerde"

Söylediğim şeyler herkesin hoşuna gitmişti belli ki. "Haklısın Tae. İyi fikir. Seokjin sen bilgisayarda otur. Jungkook sende kancayla inersin"

Namjoon hyungun söylediği şeyi hepimiz onayladık. Jin hyung, "Hatta şöyle de yapabiliriz. Siz üçünüzden biri kadınlardan biriyle konuşsun. Yoongi yapamaz  çekingen. Ji-"

"Jimini unut Hyung"

Jungkookun net tavrıyla, konuşmanın bana doğru döndüğünü hissedebiliyordum.  "Ben mi yapayım yani?" Herkes kafasını salladığında, "Kimle?" Diye sordum. Kim olduğu önemsizdi. Sadece Yoongi bu durumdan hoşlanmayacaktı.

"Hele bir oraya gidelim. Duruma bakıp konuşuruz yine"

Kahvaltı etmeye başladıklarında, iştahımın kaçtığını hissettim. "Size afiyet olsun" diyerek kalkmıştım masadan. Sevgilimin varlığına ihtiyacım vardı şu an.

Ben merdivenleri çıkarken Jiminin "Neden Taehyung dediniz ki? Yoonun haberi bile yok" diye sitem ettiğini duydum. Tek bildiğim böyle şeylere karşı çıkmazdı, ama çok üzülürdü. İçine atardı. Ve ben bunun olmasını istemiyordum.

~~~~~~~~~~

Grammy ödül töreninin gerçekleşeceği binaya ulaşmıştık. Saat on ikiye geliyordu. Performans göstereceğimiz sahnede oturmuş etrafı izliyordum. Yoongi elinde iki tane kahve bardağıyla yanıma gelip, sahneye oturdu benim gibi. Bardağın birini bana uzatıp, "Tam senin istediğin gibi." Dedi.

Kahveyi uzattığı elini öpüp aldım elinden. O da gülümseyip kendi kahvesini içmeye başladı. Ya şu an, ya hiç diye düşünerek lafa girdim.

"Sevgilim, sana söylemem gereken şeyler var"

Dönüp yüzüme baktığında, "Biz sabah sen uyurken, performans öncesi başlık için bazı farklılıklar düşündük."

"Nasıl bir farklılık bu?"

"Şöyle ki, Jungkook kancayla gökten inecek. Jin hyung bilgisayar başından söyleyecek kendi kısımlarını elinden dolayı. Diğerleri ise misafirlerin arasında oturacak. Bana da şey dediler..."

Sorar gibi bakmasıyla, gerginliğim artmıştı.

"Beni bir ka-"

"Taehyung-ah, Olivia kabul etmiş seninle rol yapmayı."

Bu jimini hayatımdan nasıl çıkarabilirdim acaba?

"Ne rolü, Tae?"

Gel şimdi ayıkla pirincin taşını. Jimin pot kırdığının farkına vardığında, sessizce uzaklaşmıştı yanımızdan. Ben de bir kez yutkunup, "işte demek istediğim şey buydu. Kıramadım Hyunglarımı, güzelim" Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra kafasını salladı.

"Prova ne zaman?"

Hiç bir sey olmamış gibi davranması hiç hoşuma gitmiyordu. Yine içine atıyordu. Sonucu kendine zarar veriyordu. Grubun diğer üyeleri de geldiğinde, provaya başlamıştık.

Hoş gelmişem <3





vaveyla | taegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin