-1-

692 37 58
                                    


1-'Başlangıç'

1-'Başlangıç'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

****

Büyük bir ev istiyorum, bahçeli ve içinde hizmetçileri olan. Lüks arabalar istiyorum, garajlara sığdıramayacağım kadar çok. Pırlantalar, marka çantalar, özel tasarım kıyafetler..

Kırmızı renge 'Kırmızı' adını veren insan, zamanında kırmızı yerine atıyorum sarı deseydi, dinozorlar büyük göktaşı yağmurunda hayatta kalmayı başarsaydı, ilk insanla ateşi bulamasaydı, Beethoven sağır veya Aşık Veysel kör olmasaydı, Van Gogh bir psikoloğa erkenden görünseydi, Thomas Edison biraz uslu durup Tesla ile uğraşmasaydı, birinci dünya savaşını İttifak Devletleri kazansaydı..

Hayatım olduğundan farklı olur muydu?

Bir şekilde, geçmişti yaşanan olayların muhteşem korkunç kombinasyonunu bir sonucu da benim küçük bir apartman dairesinde yaşamama, otobüslerde sürünmeme, yerde bulduğum paslı yüzüğü bir aydır takmama ve pazar günleri pazar yerlerini dolanarak en ucuzundan kıyafet seçmeme itelemişti. Aynı kombinasyonları yaşayan başka biri de dünyanın diğer ucunda prenses olarak dünyaya getirebiliyordu.

Keşke atalarımız zamanında akıllılık edip küçük de olsa bir arsa alsaydı da şimdi refah içinde yaşıyor olabilseydim. Ya da, keşke babam ülkenin ileri gelen zenginlerinden biri olsaydı. Veya keşke zeki bir öğrenci olsaydım da kendi hayatımı kendim kurtarsaydım. Keşke zamanında çok çalışsaydım, belki şuan istemediğim üniversitede, istemediğim iki yıllık dandik bir bolumu okuyor olmazdım.

Ama hayatımı sürekli keşke diyerek yaşayamam ki.

Bu kadar mıydı? Bu muydu gerçekten?

Özel şoförüyle beni evimden alan, beni en yakın arkadaşı sanan ama ona olan nefretimden içimin köpürdüğü kıza olan kıskançlığımdan çatladığım doğrudur. Limuzin tarzı parlaklığı iki kilometre öteden belli olan siyah arabadan inerken de, kendi sahili olan müstakil yalının önünde dikilirken de aynı şeyi düşünüyordum. Ben galiba büyük ev, araba, pırlanta istemiyordum. Ben galiba Alin olmak istiyordum.

Galiba zengin olmakla, tuhaf isimler de birbiriyle paralellik gösteriyordu.

Alin güzeldi, sarı dalgalı saçları kıvırcık olmanın kıyısından dönmüştü. Ela olduğunu iddia ettiği gözlere sahipti ama ben yeşil olduğunu düşünüyordum. Bir yetmiş beşlik boyuyla yanında cücük gibi kalıyordum, doksan altmış doksandan daha mükemmel beden ölçülere sahipti. Sadece bacaklarının uzunluğu bile benim boyumdan daha uzun olabilirdi.

Ataları akıllılık edip zamanında arsa almışlardı, babası ülkenin sayılı zenginlerinden biriydi ve tüm bunlara sahip olmasa bile öyle zekiydi ki, fakir doğsa bile bir şekilde tekrar zengin olmanın bir yolunu bulabilirdi. Kendi sahili olan, bilmem kaç metre kareye ormanı andıran büyük bir bahçe sığdıran, üstelik içinde hizmetçileri olan evinde yaşıyordu. Alerji yaptığı için altından başka takı takamıyordu, bileğine taktığı en dandik bilekliğin değeri bile üç sıfırlı sayılarla ölçülüyordu. Evde, sadece bir odayı özel dikim kıyafetlerine ve marka çantalarına ayırmıştı.

DRAMA   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin