kitap dükkanı

#9

Kazutora yüzündeki gülümsemeyle karanlık ara sokaklardan eve dönüyordu. İçi mutluluk doluydu, tüm ağrıları geçmişti sanki. Dudağına elini götürdü. İnanamıyordu bile, Baji olmasını beklemiyordu o kişinin, ancak farketmişti ki bir yanı da Baji'den hep etkileniyordu zaten.

Eve yaklaştığında ağzında bir el hissetti. Onu sertçe bir çocuk parkının yanındaki çıkmaz sokağa çekiyordu. Çığlık atıyordu ama fayda yoktu, tenha yerlerdi buralar. Kimseler olmazdı.

Yüzüne bir yumruk yiyerek yere yapıştı. Karşısında dikilen 3 kişiyi karanlıktan çıkaramıyordu. "Ne yapıyorsunuz!?" Ayağa kalkmaya çalıştığında daha kısa olan bir tekme geçirdi. "Ölmeyi hakediyorsun Kazutora." Ses tanıdıktı. Çok tanıdık. Kisaki Tetta..

"Hı?" Nefes alış verişi düzensizleşmişti. Onlara zamanında bulaşırken taşşaklı bir serseri olduğunu düşünüyordu sadece, bir çocuktu. Sağlıklı düşünemeyen bir çocuk. Uzun boylu olan bir gülüş patlattı. "Geber Kazutora."

Kazutora karnında hissettiği acıyla gözlerini kocaman açtı. Hanma Shuji. Oyunda onu dolandırdığı için tüm parasını almıştı, üstüne tüm okula rezil etmişti. İntikam almak için gelmişti.

Elini yavaşça karnına götürdü. Hanma kolunu hızla sallayarak 2-3 kez daha aynı darbeyi yaptı. Hiçbir tepki veremiyordu Kazutora. Öylesine kalmıştı. Ölecekti, biliyordu. Kimse kurtaramazdı onu şu an. Baji bile.

Üçü de topukladığında sokak lambasının loş sarı ışığı altında kanlar içinde yatıyordu. Şanssızdı, çok şanssız. Hayatının aşkını bulmuşken ölecekti. "Yardım edin.." Bağırdığını sanıyordu, kendini kandırıyordu. Tüm yol kan içinde kalmıştı. "Baji.." Öksürdü. "Belki başka bir hayatımız olursa, orada mutlu olacağız." Hıçkırarak ağlamaya başladı. "Söz veriyorum." Gökyüzüyle konuşuyordu. "Seni seviyorum."

Gözleri yavaşça kapandığında hiçbir şey yoktu. Cansız bedeni öylece duruyordu. Kanlar içinde, yüzünde hafif bir tebessümle.

Baji'nin kalbine bir ağrı saplanmıştı. Chifuyu ne olduğunu sorduğunda cevap veremiyordu. Kalp krizi geçiriyormuş gibi bir hissiyat veriyordu. "Kötü hissediyorum." Chifuyu kafasına bir tane vurdu. "Aptal, bir şey oldu sandım."