İşte güzel bir gün, başlıyoruz. Bu havalar tam bana göre. Ne sıcak, ne soğuk. Bunu hissedebiliyorum. Bu his siyah ve beyaz gibi. Aslında ne siyah, ne beyaz gibi. Üşümüyorum lakin sıcakta değil. Yine yürüyorum. Yalnızım. Kulağımda sevdiğim şarkının sözleri. Beni mutlu ediyor. Kimi mutlu etmez ki? Sevdiğiniz sözleri sevdiğiniz insanın ağzından duymak. Güzel olmalı. Sanırım bu duyguyu unutmak üzereyim.
Saate bakıyorumda... Hay aksi! Geç kalacağım. Koş Berfin koş! Hemen olabildiğince hızlı yürüyerek otobüse binmeyi başardım. Bugün hava tam istediğim gibi, servis yerine otobüsle gitmek istedim. Boş bir yer buldum ve oturdum. Yeniden kulaklığımı taktım ve müzik listemden Blue Foundation-Eyes On Fire şarkısı açtım. Bu şarkı gerçekten harika. Cam kenarı her zaman favorim. Yolları izlemek güzeldir... Evet, geldik. Otobüs durdu, ayağa kalktım ve otobüsten indim. Yavaş yavaş herkes okula giriyordu. Bu sefer hızlandım ve adımlarımı büyük atarak okuldan içeri girmeyi başardım. Merdivenlerden yukarı çıktım. Elvin'i gördüm. Ya bu kız ne kadar tatlış!-Günaydınlar efendim!
+Ooo Berfin Hanımlar gelmişler, hoş gelmişler!
-Hoşbuldum yav, nasılsın bakalım?
+Ben iyiyim, seni sormalı?
-Bende iyiyim aynı işte ya... Ama dün test çözerken öleceğim sandım.
+Ya sen asıl bana sor kızım. Çok çalışmamız gerek, çok.
-Aynen öyle ya...Biz böyle konuşurken dersi unuttuk! Hemen sınıfa koştuk. Neyse ki Dilek Hoca daha gelmemiş. Yerlerimize oturduk. Edebiyat dersi en sevdiğim. İlk ders bitti ve teneffüs. Elvin'le bahçeye inip dolaştık. Daha sonra sınıfa çıktık.
Evet, 2. ders başladı. Mona Rosa şiirini okuduk. Sen ne güzel bir şiirsin be!
Ders devam ederken kapı çaldı ve açıldı. Okul müdürümüz ve yanında uzun, kumral, hoş bir çocuk içeri girdi. Müdür konuşmaya başladı:Dilek Hocam merhaba. Dersinizi böldüm. Yeni bir öğrencimiz var. Sizi Sarp'la tanıştırmak istiyorum. Artık sizin sınıfınızda.
Herkes Sarp'a bakıyordu. Çevreme baktığımda bütün kızların yüz ifadesi oldukça komikti. Erkekler kıskanarak bakıyor, kızlarsa "oha,çocuğa bak, maşallah" gibi şeyler söylüyorlardı. Hadi ama kızlar, biraz fazla abartmadınız mı?
Dilek Hoca gülümseyerek, hoşgeldin Sarp. En arka sıra boş, oturabilirsin dedi. Anladığım kadarıyla soğuk bir çocuktu. Teşekkür ederim dedi ve arka sıraya geçti. En arka/duvar. Dersin bitmesine 5 dakika kalmıştı zaten. Dilek Hoca serbest bıraktı.
Çantamdan kitabımı çıkardım. "Milena'ya Mektuplar" Biz Elvin'le orta sıra en arkanın bir önünde oturuyoruz. Elvin yine Cenk'le mesajlaşıyor. Ben ise her zamanki gibi kitap okumacılık diyorum, tabiki.
Zil çaldı. Dışarı çıkalım dedi Elvin. Kitabı çantama koymak için yana döndüm, Sarp da ayaktaydı. Göz göze geldik. Bana bakarak: Kafka çok sevdi sevmesine de, Milena hak etti mi orası bana göre muamma dedi.
Neye uğradığımı şaşırdım. Yoksa o da mı benim gibi edebiyattan ibaretti?