senin için ağlıyorum

314 77 24
                                    


Seungmin'in gidişinin üstünden bir ay geçmişti fakat genç adam hâlâ mezarına gidememişti.

gidecek yüzü yoktu.
ama gitmedikce orada uyuyan bedeni üzdüğünü biliyordu.

gitmesi gerekiyordu artık.
sevdiği adamı yeterince beklemişti zaten.

ağır adımlarla mezarlığın yolunu tuttu.
yanına aldığı ince mavi kapaklı defteri yanından ayırmıyordu.

mezar taşının kenarına oturmuş sevdiği adamı izledi

saatlerdir tek kelime etmeden konuşmadan izledi sadece

ilk defa susuyordu, bu suskunluk canını yakıyordu.

konuşmak istese de kelimeler boğazına düğümlenmişti, konuştuğu an ağlayacaktı.

sevdiğinin karşısında ağlamak istemiyordu.

"geç kaldım değil mi Seungmin?" 

"geç kaldığım her an o kadar üzgünüm ki..." gözlerinden yaşlar akıyordu gencin

"ben senin sevgini hiç hak etmemişim, ben hiç bu kadar sevilmedim. o kadar aptalım ki birinin beni gerçekten seveceğine inanamadım. çocukça davrandım başkalarıyla konuştum, seni kırdığımı bile bile. şimdi ise başıma gelen her şeyi hak ediyorum ama sen bunların hiç birini hak etmedin. sen sevilmeyi sonuna kadar hak ettin en çok sen hak ediyorsun hem de. hak ettiğin şeyi sana bu dünyada veremediğim için özür dilerim Seungmin. ben ne yapacağımı bilmiyorum rüyalarıma gelmiyorsun. haklısın bana sinirli ve kırılmış olmalısın seni bu kadar beklettiğim için. lütfen gel ve bana ne yapacağımı söyle, bilirsin başım ne zaman zora girse ne yapacağımı sana sorardım. seni o halde gördüğümde yapacağımı bilemedim sana sormak istedim yine."

"ben çok iğrenç biriyim Seungmin, hala ne yapacağımı sana soruyorum. çok bencilce. birinden hoşlandığımda sana ne yapacağımı sordum ve sen her seferinde cevapladın bana yardımcı oldun. nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun anlam veremedim. yine çok konuşuyorum değil mi? konuşmamı en çok seven sensin bu dünyada ve ben seni kaybettim. merak etme en kısa zamanda yanına geleceğim ve eğer cennet varsa orada sonsuza kadar seninle olacağım, seni asla üzmeyeceğim, söz veriyorum."

genç adam mezarın yanına uzanıp gri gökyüzüne baktı. 

"bugün çok kırgın gözüküyorsun Seungmin. ben kırdım yine değil mi? ben hep kırdım seni. ' umarım beni paramparça edip hissettirdiğin gibi sende hissedersin aynı şeyleri'  hissediyorum Seungmin hem de en dibine kadar. o kadar boktan bir duygu ki baş edemiyorum. sen nasıl bununla baş edebildin böyle?"

"burada olmana ihtiyacım vardı Seungmin, burada olup cevaplarına ihtiyacım vardı. biliyorum senin bana daha çok ihtiyacın vardı. konuşmamıza, gülmemize ihtiyacın vardı. ikimizin de birbirine ihtiyacı vardı. ve ben her şeyi mahvettim. sürekli sen kendini her şeyi mahvetmekle suçladın fakat gerçek suçlu benim, burada. saçma davranarak her şeyi ben mahvettim. şimdi bu olanların hepsini hak ediyorum. tüm bu acıları, göz yaşlarını her şeyi"

"ne yaptın bana böyle? neden böyle hissediyorum? ben de seni seviyordum Seungmin ama sana bunu asla söyleyemedim, yüzüne karşı söylemeyi  kadar çok isterdim ki Seungmin."

"benim küçük güvercinim, özgür olmayı ve sevilmeyi en çok sen hak ediyorsun. umarım orada özgürsündür. o istediğin kocaman çiçek bahçesinde koşturup yaşayamadığın çocukluğunu yaşıyorsundur. dedin ya keşke küçükken tanışsaydık o zaman daha güzel bir çocukluk geçirirdim, merak etme benim güvercinim oraya gelip seninle güzel bir çocukluk geçireceğim. söz veriyorum bu sefer gecikmeyeceğim."

"şimdi gidiyorum ama geleceğim tamam mı? korkma bu sefer gecikmeyeceğim. ve beni ne kadar sevdiğini de biliyorum Seungmin. en sevdiğin ve ilk olan oyuncağını bana verecek kadar seviyorsun. onun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum."

"tamam çok konuştum gidiyorum, geldiğimde bol bol konuşuruz tamam mı?"

son kez toprağa bakıp evine doğru yol aldı acılı genç. konuşmak iyi gelmişti, gülümsüyordu.

eve girmeden son kez gökyüzüne baktı güneş açmıştı.

"yine çok güzel gözüküyorsun Seungmin"

eski bir kilisede intihar denemeleri - chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin