üç

40 7 14
                                    




__________




__________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Üçüncü Bölüm




Sınıftaydım.
Şu an, her yer öyle gürültülü hissettiriyordu ki artık başım ağrımaya başlamıştı.

Min Yoongi ile kopya çekme olayının üstünden iki ders geçmişti.
Şaşkınlığım hâlâ sürüyordu ama telafi sınavına gireceğim için biraz da keyifliydim.

Bizi müdürünün odasından çıkarken ve koridorda yürürken gören öğrenciler olmuştu.
Aynı zamanda sınav sırasında dışarı atıldığımıza şahit olanlar da vardı.
Bunları biliyorum, çünkü bazıları benim yanıma gelmişlerdi ve olayın ne olduğunu öğrenmeye çalışmışlardı.
Birkaç şey geveleyerek onları geçiştirmiştim.
Zaten unu nasıl açıklarım bilmyordum.
Açıklamayı deneyeceğimi bile düşünmüyorum.

Cidden, okulda ne kadar çok dedikoducu insan vardı böyle?

Son dersteydik ama öğretmen raporlu olduğu için ders boş geçiyordu ve herkes kendi halinde takılıyordu.

Sıranın üzerinde duran test kitabı ile bakışmaya başladık.
Onu pek de çözmek istediğim söylenemezdi ama telafi sınavında işimi şansa bırakamazdım.

Dirseğimi sıraya ve başımı da elime yaslayıp uyuşuk hareketlerle kitabın üzerinde kalemimi oynatmaya başladım.

Biraz kaygılıyım.
Ve belki biraz da utangaç.

Kendimi öğretmenlerin örnek öğrencisi olmaya o kadar şartlamıştım ki Gargamel'in özümü çıkartmaya yeltenmesi beni biraz sarsmıştı.

Aynı zamanda Min Yoongi ile konuşmuş olmam da hâlâ beni şaşırtıyordu.

Onu herkes tanırdı sadece ben yeni konuşmuştum.

Beyaz tenli, zayıf bir çocuktu.
Kavgada hep ilk hamleyi yapanın o olduğunu söylüyorlardı ama onu yakından görünce bundan şüphe etmiştim.

Babası kimdi bilmiyorum ama başını belaya soktuğunda Min Yoongi'yi o kurtarıyordu.

Evet işte şimdi emin olmuştum. Onlar kesinlikle mafyalardı.

Neyse ki olayın sonucunda elimde resmi bir kağıt olmadan kurtulmuştum.

Silgiyi aldım ve sayfanın buruşmasını önemsemeden yaptığım işlemleri sildim.
Odaklanamıyordum.
Ve odaklanamamak beni sinirlendiriyordu.
Silgi pisliklerini kağıdın üzerinden elimle ittirdim ve tekrar çözmeye koyuldum.
Bir yandan da başımı yasladığım elimle sarı tutamlarımı karıştırıyordum.

Birazdan zil çalacaktı.

Galiba ilk defa ailemin Seul'de olmamasına sevindim.
En azından yaşananlardan haberdar olmayacaklardı. Onlara bunu söyleyemezdim, bana çok kızarlardı. Anne ve babamın üzerimde inanılmaz bir baskısı vardı.
Zaten şu an psikiyatriye gidiyor oluşumun sorumluları onlardı, her neyse.

Test kitabımın kapağını kapattım ve çantama koyup fermuarını kapattım.

Zilin çalmasına birkaç dakika kalmıştı.

Tanrım, neden diğerleri gibi normal bir sınava girip çıkmamıştım ki! Bu olay gözümde büyüdükçe büyüyordu ve ben düşüncelerimin altında kalıp eziliyordum.
Hiçbir şey yapmak istemiyordum.
Okuldaki herkes popüler olmaya çalışıyordu. Bense saklanacak delik arıyordum.

Bir an önce eve varıp kendimi yatağıma atmak istiyordum.

Ve zil çaldı.
Zil sesinin hafif melodisi okulun duvarlarında yankılanıyordu.

Yavaş adımlarla sıradan kalktım ve sınıftan çıkıp merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladım.
Ayakkabılarımın bağcıkları açılmıştı ve düşmemek için bağlamam gerekiyordu ama umursamadım.

Bütün öğrenciler okuldan çıktığı için koridorda çok kalabalıktı.

Sonunda eksi kattaki kapalı spor salonuna vardım.

Büyük kapıyı ittireceğim sırada durdum. Elim havada asılı kalmıştı.
Derin bir nefes aldım.
Bu artık alışkanlık olmaya başlamıştı.
Ve ağır kapıyı ittirerek araladım.

Hadi, başlayalım.







Üçüncü Bölüm Sonu




_____________



<3




-elissabatq



exam playlist | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin