$
"Taehyung saçmaladın yeterince" Bay Kim yanıma gelerek kolumdan tutarak beni arkasına aldı. Geniş omzundan dolayı Taehyung'u göremesem de aklım halen dediklerinde idi.
Taehyung histerik bir gülüş atarak konuştu. "Seni alakadar eden bir konu değil bu çekil önümden" Bay Kim'e dokunacak iken Bay Kim kolunu kendine çekti. "O benim çalışanım Taehyung. Burası babanın çiftliği değil her önüne geleni evine alamazsın"
Taehyung, Bay Kim'in omzundan itekleyerek arkasında duran benim kolumdan tutarak kendine çekti. "Sen değil o karar verecek"
"Sen istesen de istemesen de bu insanlar bu otelden çıkacak zaten. Jungkook'u kandırarak evine almana izin vermeyeceğim. Git kendine başka bir oyuncak bul" koluma uzanacak iken bir adım geriledim. "Yeter. Bende sizin oyuncağınız değilim çekiştirip durmayın" bıkkınlık dolu ses tonum ile konuşurken Bay Kim bana doğru adımladı. "Jungkook, bak kimseyle gitmek zorunda değilsin"
Tanrı aşkına gitmek istediğimi kim söyledi? Benim şuan tek isteğim Jimin ve evimizin bir üst katında oturan Seokjin hyung'a sarılarak dizi izlemek, küçükte olsa gayet mutlu olduğum evde huzur içinde yaşamaktı.
"İşime karışmasan gözün açık gideceksin cidden" Taehyung çatık kaşları ve memnuniyetsiz olduğu bir öteden belli olurken konuştu. Sanki şuan iki düşman değilde iki abi kardeş gibi kavga ediyorlardı.
Hoseok hyung yanıma gelerek elini omzuma attı. "Bay Kim lütfen Jungkook'u şu adama yollamayın" Hoseok hyung sert bakışlarını Taehyung'dan çekmeden konuşmaya devam etti. "Çiğ çiğ yer bu bebeğimi" Taehyung sırıttı. "yok ya o kadarını da yapmam" birden kaşlarını çatarak Bay Kim'e baktı. "Biz seninle yeni otelim hakkında konuşalım." Histerik bir gülüş attı Bay Kim "Tamam sözde senin olan otel hakkında konuşalım."
İkilinin odadan çıkmasıyla şaşkınlıkla Hoseok hyung'a baktım. "Az önce ne oldu öyle?" Mırıldanmamla bana döndü. "Bilmiyorum ama şu mafya bozuntusu seni hiçbir yere götüremez Jungkook korkma" elini omzuma atarak beni kendine çekti. Sarılışına karşılık vererek başımı göğsüne yasladım.
Kendimi bildim bileli Hoseok hyung'un göğsüne yaslanmayı seviyordum. Ağladığımda, Güldüğümde, Üzüldüğümde hep başımı göğsüne yaslar, saçlarımı okşayarak bana şarkı söylemesini dinlerdim. Hoseok hyung benim için çok değerli biriydi. Üniversite zamanlarımızda tanışmış ve bu zamana kadar arkadaştık. Onun benim için yeri ayrıydı. Bir abi edasıyla bana nasihat vermesi, beni koruması hatta bana kızması bile ona daha çok bağlanmamı sağlıyordu.
Omuz silktim. "Korkmuyorum ki" yumuşak ve oynamaktan bıkmadığı saçlarıma bir öpücük bıraktı. "Korkma zaten"
"Sevgi saatiniz bittiyse oturun artık" yabancı birinin sesiyle kalabalıkta oturan Jisoo noona'nın yanına oturdum. Hoseok hyung ise Jisoo noona'nın diğer tarafına oturdu. "İyi misin noona?" Jisoo noona dalmış olacak ki söylediğim şeyle irkildi. "Ah iyiyim sen iyi misin? engel de olamadık şu adamlar yüzünden" tiksinti barındıran bakışıyla karşımızda duran adamlara bakarak bana döndü. "İyiyim noona merak etme. Hem iyiki gelmemişsiniz size zarar gelebilirdi" başını olumlu anlamda salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴍᴏʙ ʀᴀɪ̇ᴅ •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
Teen FictionPara sıkıntısı çeken ve otel temizliği yapan Jungkook o gece olduğu otele saldırı yapılacağından habersizdi. Kore'nin en büyük mafyalarından biri olan Kim Taehyung, Kim Namjoon'un oteline baskın yapmaya karar verir. Hayatının aşkıyla karşılaşacağını...