4

24.7K 1.7K 706
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Çok yorulmuyorsun değil mi?" Dolu yanaklarımla başımı olumsuz anlamda sallayarak suyumdan bir yudum içtim. Ah şuan açlıktan masayı bile yiyebilirdim. Jimin'in sorularına sözlü cevap vereceğime başımı sallamakla yetiniyordum. Yemeğimi yutup konuştum.

"Senin iş ne oldu?" Benim aksine yavaş hareketlerle çatalındaki yemeği ağzına yolladı. "Bilmiyorum alındıysam mesaj gelir zaten" başımı olumlu anlamda sallayarak yemeğime geri döndüm.

Jimin yaklaşık dört ay önce gittiği işinden patronu yüzünden kovulmuştu. Asıl nedeni ise kendini bilmez bir müşterinin Jimin'e ağza alınmayacak şeyler söylemesiydi. Jimin ise geride kalmayıp müşteriye haddini bildirmişti. Patronu ise gelen müşteri zengin ve kafesine oldukça katkı sağlayan bir müşteri olunca kimin haksız olup olmadığını umursamadan Jimin'i azarlamıştı. Tabi bununla yetinmeyen müşteri kovulmasını istemiş günün sonunda ise Jimin işsiz kalmıştı.

Bir hafta önce ise oldukça ünlü olan bir restorana başvuru yapmış sonuçları bekliyordu. İkimiz beraber bu evde yaşadığımız için ikimizde çalışıyorduk ama şimdi Jimin işsiz kaldığından dolayı ben tek başıma çalışıyordum. Bu duruma üzülen Jimin hem ev işlerini yapıyor hem de kendisine uygun görmediği kıyafetleri internet üzerinden satıyordu. Para pek çok olmasa da sebze, meyve yada başka yemekler için ideal bir paraydı.

Ben kendi işimde her ne kadar çok para kazanmış olsam da bir evin geçimini sağlayacak kadar büyük bir para değildi. Eğer işi almazsa başka bir iş arayacağını söylemişti Jimin.

Bildirim sesiyle masadaki telefonumun kilit tuşuna bastım. Kilit ekranında herhangi bir bildirim gelmediği için masadaki Jimin'we ait olan telefona baktım. Masadaki telefonunu eline alıp ekranı açtı. Kaşlarını çatarak telefona bakması ile elimdeki çatalı bıraktım endişeyle. Yoksa çalıştığım otele saldırı yapıldığını mı öğrenmişti? İçimden dualar ederken Jimin aniden büyük bir çığlık koparıp masadan kalkarak dans etmeye başladı.

Ben ona şaşkınlıkla bakarken o beni umursamıyor kendi çapında dans ediyordu. "Ne oldu?" Bana doğru dönerek elimden tutup kendine çekti. Belimden tutarak beni kendi etrafımda bir kere döndürerek bağırarak konuştu. "İşi aldımmmm!"

Dediği şeyi idrak etmemle gülümseyerek sarıldım sımsıkı. "Tebrikler, alacağını biliyordum" sarılışıma karşılık verip yerinde zıpladı. "Teşekkür ederimmm" aniden benden ayrılıp masadaki telefonuna koştu. "Geri dönüş yapmalıyım" başımı olumlu anlamda sallayıp masadaki yemek tabağını elime aldım. "Ne zaman başlayacaksın?"

Telefonu masaya bırakıp konuştu. "Yarın başlayabilirsiniz yazdılar" başımı olumlu anlamda salladım. Tabağımı bir elime alıp diğer elime boş bardağı aldım. "Hadi bunları toplayıp uyuyalım." Hâlen daha yerinde zıplayıp bir yandan dans edip bir yandan masadaki tabağı alıp mutfağa götürmesi ile başımı iki yana sallayıp güldüm. Sanki 26 yaşında değilde 5 yaşında bir bebekti.

ᴍᴏʙ ʀᴀɪ̇ᴅ •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin