b

174 20 2
                                    

Kalkıp inen göğsünde uzanıyorum. Uzanarak içtiğin sigaranın külleri saçlarıma dökülse bile o kadar fazla seviyorum ki seninle olmayı, sikime takmıyorum bu durumu. Benim umursamadığımı bildiğin için kendi rahatını da bozmuyorsun. Parmaklarını saçlarımda hissediyorum. Şu seninkine inat simsiyah olan saçlarımda.

"Felix," diyorum mayışmış sesimle. "Saçların, bu karanlık dünya için fazla renkli değil mi?"

Betimleyemeyeceğim bir biçimde gülüyorsun. Kafamı kaldırıp yüzüne bakmak istiyorum ama yapamıyorum. Kalbinin atışında hissettiğim rahatlıktan kaynaklı bu biraz. "Mavi, seni bana hatırlatıyor.

Eğer bir gün gidersem uzaklara, seni kendime daha yakın hissetmek için."

Çatlamış dudaklarımı dişliyorum. Dudaklarımın kalkmış derisini dişlerimin arasında hissediyor, onları koparmadan edemiyorum. Kanıyor dudaklarım, eğer görseydin öpücüklerinle iyileştirebileceğini düşünürdün. Başımı daha da gömüyorum göğsüne. Aklımca kokunu, rahatlığını kazımak istiyorum zihnime.

Daha sonra o kalın sesinle yavaşça mırıldanıyorsun kulağıma: "Bana aşık öl, Hwang."

Beni düşünce çukuruna itiyor kelime topluluğun. Daha sonra üstüme toprak atıyorlar. Bazen seni anlamak zor oluyor Felix. İkimizde farklı dünyalarda yaşıyoruz çünkü. Sen, sanrılarla mutlu gibisin. Ben ise seninle mutluyum.

"Sana aşık öleceğim Felix."

everything is blue and uHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin