***Bulut***
Ezelin söylediğiyle kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Gerçekten bir şeyler hissettiğini asla ihtimal vermemiştim.
Bütün vücudum titrerken ondan ayrılıp gözlerimi gözlerine sabitledim. Bana o kadar güzel bakıyordu ki sonsuza kadar bu şekilde kalmaya razıydım.
Titreyen ellerimi kavrayıp dudaklarına götürdü. O iki elimi de birkaç defa öperken ben kendimi bayılacak gibi hissediyordum. Sıcak dudakları her tenime deydiğinde içimde tarif edemediğim şeyler dönüyordu.
"Ezel beni bırakıp gitmezsin değil mi?"
Sorum biraz yersizdi ama bunu sormak zorunda gibi hissetmiştim. Çünkü o benim güvendiğim tek insandı ve onun benden gitmesi benim artık kaldıramayacağım bir şeydi.
"bundan sonra seni bırakıp şuradan şuraya gitmem."
Benim ağzımı açmama fırsat vermeden belimden ve bacaklarımda tutarak kucağına aldı beni. Kollarımı boynuna sarıp kafamı göğsüne yasladım. Dünyanın en huzurlu yeri burası gibiydi.
"burada kalmak istiyor musun?"
Sorduğu soruya anında kafamı iki yana sallayarak cevap verdim. Bu ev gerçekten güzeldi ama onun yanında kalmak bana her şeyden daha güzel geliyordu.
Dudağıma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra evden çıktı. O sadece ufak bir sırıtmayla devam ederken ben boynumdan itibaren tamamen kıpkırmızı olduğumu hissediyordum. Bu benim zorla olmayan ilk öpücüğümdü.
Asansörle aşağı inerken birden durumumuzu fark ettim. Anında kollarımı çekip kucağından inmeye çalıştığımda Ezel çatık kaşlarla ne yaptığımı çözmeye çalışıyordu.
"ya insanlar böyle mi görsün bizi?"
"evet?"
Dediği şeyle afallamıştım. Bugüne kadar insanların tavrından dolayı asla açık açık eşcinsel olduğumu söyleyemezken böyle bir pozisyonda bizi görmeleri fikri garip geliyordu. insanların ne dediğini umursamamam gerekiyordu ama bu benim için biraz zor olacaktı.
"istersen seni indiririm ama bil ki yanında ben varken kimse sana tek bir kelime edemez."
Asansör durduğunda soran gözlerle bana bakıyordu. Cevabımı tekrar kollarımı boynuna sararak verdiğimde bu sefer alnıma bir öpücük bırakıp asansörden indi.
Binadan çıktığımızda herkesin bize baktığını hissediyordum. Büyük ihtimalle kimsenin umurunda değildi ama kendime bunu anlatamıyordum. Dışarıdakiler görmemek için kafamı Ezelin boynuna gömdüm.
Arabaya geldiğimizde beni koltuğa oturtup kemerimi taktı sonra da kendi yerine geçti. O yola odaklanmışken ben de açık açık onu izliyordum.
Her şey çok garip gelişmişti ve belki de hiç aşık olmamam gereken birine aşık olmuştum. Ama gerçekten de insan kime aşık olacağına karar veremiyordu. Ben bunları düşünürken o bir anda bana döndü.
"beni mi izliyorsun sen?"
"evet sevgilimi izliyorum."
"senin sevgilim diyen ağzını öperim."
Dediği şeyle utanıp anında önüme döndüm. Kızardığımı hissedebiliyordum. O da fark etmiş olacak ki ufak bir kahkaha atmıştı.
geldiğimizde hızlıca arabadan inip benim kapımı açtı. Ben tam inicekken hızlıca yani kucağına alıp eve ilerledi. Bu çok güzeldi ama şuan evde herkes bizi böyle görüyordu ve bunlar hayatımızda bir daha görmiceğimiz kişiler değildi.
Nasıl baktıklarını görmek istemediğim için yine kafamı göğsüne yasladım. O da anlamış gibi saçlarıma ufak bir öpücük bıraktı. Gerçekten sakinleşmemi sağlıyordu.
Onun odasına geldiğimizde beni yatağa yatırıp direkt üstüme çıktı. Kollarını başımın iki yanına koymuştu ve temas etmiyorduk ama bu kadar yakın olmak bile beni etkilemeye yetiyordu. Yüzünü iyice yürüme yaklaştırıp konuşmaya başladı.
"sana demiştim sevgilim diyen ağzını öperim diye."
Cümlesi bittiği anda dudağıma yapıştı. Sert ve hızlıca emiyordu dudağımı, bense ona karşılık vermeye çalışıyordum. Ben onun hızına yetişmeye çalışırken o bir yandan elini t-shirt'ümün içine sokmuştu. Eli yavaşça bütün vücudumda gezerken benim alt tarafım hareketlenmeye başlamıştı.
Eli göğsümün üstünde gezinirken bir anda göğüs ucumu sıkmasıyla ağzımdan boğuk bir inleme kaçmıştı. Nefes nefese dudaklarımdan ayrılıp alnını alnıma dayadı.
"Eğer böyle devam edersek ben kendimi tutamam."
Benim de ondan bir farkım yoktu ama şuan buna hazır olup olmadığımdan emin değildim. Benim için her şeyden çok daha zordu bu.
"Ezel ben..."
"güzelim ben seni asla zorlamıyorum tamam mı?"
Dudağıma küçük bir öpücük bırakıp devam etti sözüne.
"sen ne zaman istersen o zaman daha ileriye gidicez."
Yavaşça kafamı sallayıp boynuna sarıldım. Kokusunu içime çektikçe çekesim geliyordu. O da kafasını boynuma gömmüş aynı zamanda saçlarımda oynuyordu.
İçimden defalarca bu mutluluğun sonsuz olmasını diledim. Bu zamana kadar böylesine güzel bir şey yaşayabiliceğim aklımın ucundan geçmezdi ki zaten kendimi her zaman her şeyin en kötüsüne layık görürdüm. Ama şuan bana sarılan bu adam benim başıma gelen en güzel ve en mükemmel şeydi. Hayatımdaki bütün kötülükleri tek seferde silip atmıştı sanki. Artık içinde sadece mutluluk kalmış gibiydi.
İnsan yavaşça ayrılıp gözlerinin içine baktım. O da gözlerime öyle güzel bakıyordu ki bu anda sonsuza kadar kalmak istedim. Yüzünde ufak bir gülümseme gözlerimin içine bakıyordu sanki büyülenmiş gibi.
Bu kadar mükemmelliğin içinde aklıma gelen şeyle yüzüm düşmüştü. Gözlerimi ondan kaçırıp yatağın üstünde gezdirmeye başladım.
"senin yüzün neden düştü bi anda?"
Sebebi yine kendimdim. Aklıma bi anda kendim gelince moralim bozulmuştu. Onun gibi değildim en başında yakışıklı veya güzel olarak adlandıramıyordum hiçbir zaman kendimi, vücudum öyle kaslı falan değildi dümdüz biriydim, geçmişim desen zaten felaketti. Bunların hepsi ve daha fazlası aklımda gezinirken Ezelin beni ne kadar sevebiliceğini düşünüyordum. Hiçbir özelliği olmayan biriydim ve beni sevmesi için tek bir sebep yokken bütün sevgisini bana vericeğine kendimi inandıramıyordum.
"Ezel benim neyimi seviyorsun?"
"Bulut ben senin her şeyine ayrı hayranım bu nasıl soru? Bunun için mi düşürdün o güzel yüzünü?"
Söyledikleri kalbimin teklemesine sebep olmuştu. Bi an geçekten durucağını zannetmiştim ama çok hızlı bir şekilde atmaya devam ediyordu.
"ben hiçbir zaman kendimde sevmeye değer bir şey bulamadım Ezel. Sen şimdi bana böyle bakarken kendimi sorgulamadan edemedim."
Yüzümün her yerine küçük öpücükler bırakarak boynuma indi ve orayı da öpücükleriyle kapladı.
"şuan öptüğüm ve öpemediğim her bir noktana hayranım Bulut."
Biraz daha eğilip t-shirt'ümün üstünden tam kalbimi öptü.
"en çok da şu güzel kalbine hayranım. Her şeye rağmen temiz kalmış kalbine... Ben seninle her geçen gün temizleniyorum Bulut. Bana ne kadar iyi geldiğini tahmin bile edemezsin."
Dolu gözlerimle boynuna sarıldım sıkıca. İlk deha huzuru bulduğum bu kollarda hiçbir zaman ayrılmak istemiyordum.
SELAMLAR NASILSINIZ?
BU SIRLAR SINAVLAR PROJELER ÜST ÜSTE GELİNCE BÖLÜM YAZMAYA VAKİT BULAMADIM PEK UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)
YORUM VE VOTE ATARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM GÖRÜŞÜRÜZ :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafya (bxb) +18
Ficțiune adolescențiBelimde hissettiğim silahla kalbim deli gibi atmaya başladı. Anında oturduğum koltuğa sinerken yanımdaki adamın titrememe neden olan sesi kulaklarımı doldurdu. "eğer tek bir kelime daha edersen sıkarım."