lights are on

150 26 13
                                    

Dizlerimi karnıma olabildiğince çekerek içli içli ağlıyordum, karnımdaki stres büyüyor kalp atışlarım hızlanıyordu. Beynimde oluşan düşünce karmaşası birbirine dolanıp düğüm oluştururken seri derin nefesler almak dışında hiçbir şey yapamıyordum. Vücudum buz gibiydi ve zangır zangırdı. Her eklemim uyuşmuştu parmak uçlarıma güçlü bir elektrik santrali kurulmuş gibiydi, karanlık odamda çekildiğim köşede küçücüktüm kimse ne sesimi duyuyor ne de merak edip yanıma geliyordu.

Çöktüğüm yerde ayağımı seri bir şekilde yere vururken yapmazsam delirecekmiş gibi hissediyordum nefret ediyordum bu durumdan, tetiklenmekten bunu ayda en az iki kere yaşamaktan nefret ediyordum.

Odamın kapısı ağır bir şekilde açıldı ve koridordaki ışık karanlık odamı bir çizgi şeklinde aydınlattı "Jeongin?" Onay ister gibi konuşmuştu.

Başımı gömdüğüm dizlerimden kaldırıp ağlamaktan şişen gözlerimle kapıya baktım, gözüm ışığa birkaç saniye içinde alışmıştı ve kapıdaki bedeni çözebilmiştim.

"Hyunjin" Kısık ve ona muhtaçmış gibi çıkan sesime aldırış etmedim yalan değildi sonuçta.

Hızla yanıma gelip ayaklarımın dibine oturdu "Bebeğim iyi misin? Aradım açmadın ailene sordum çok sinirliydiler ses edemedim."
Gözlerimde hazır bekleyen yaşları dedikleriyle tutmayı bırakıp ağlamaya başladım.

"Hyunjin"

Onun yanında iyice küçük kalan bedenime kollarını sarıp kendine çekti "Buradayım, geçti." Elini saçlarıma atıp yavaşça okşadı işte buydu, istediğim şey buydu.
Saçlarımı okşarken başımı boynuna yaslayıp kokusunu içime çektim. Kendime gelmem için ihtiyacım olan tek şey Hyunjindi.

"Atak geldi neden bilmiyorum hiçbir şey olmamıştı sadece annem ve babam, biraz tartıştılar."
Nefeslerim düzene girdiğinde başımı kaldırıp Hyunjin'le göz göze gelmemizi sağladım

"Beni sakinleştirmen iki dakikanı almadı, ben boşuna mı iki saattir kıvranıyorum?"
Ellerini yanaklarıma koyup baş parmağıyla göz altımı okşadı "Çökmüşsün amk kaç saattir ağlıyorsun?"

Kaşlarımı çatıp ellerinden uzaklaşmaya çalıştım "Göz altlarım varken sevmez misin beni?" dediklerim gülümsemesini sağlamıştı "Hayır canım her halinle severim seni."

"Solucan olsamda mı?" Sürüngenin adını söylediğim gibi yerinde zıplayıp kaşınmaya başlamıştı "Hayır sus sevmem o zaman. Jeongin niye söyledin ki şimdi."
Haline gülmemeye çalışırken kollarımı boynuna sarıp tekrar kucağına gömüldüm.

"Böyle kalalım mı?"
"Sonsuza kadar kalalım."

bye bye, baby blue | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin