7: gömülenler açığa çıkarken bu kez biz batıyoruz toprağa

86 14 26
                                    

dosya no: AAM029004000

29 nisan 2008

aoba bölgesi - mitsui genel araştırma & geliştirme merkezi

arahabaki deneyinin son aşamasındayız. dayanıklılığı sayesinde seçilen denek, nam-ı diğer nakahara chuuya bedeni aşırı acıdan kaynaklanan nörojenik şoka dayanamadığı için dün sabah, 28 nisan sabah 04.38 sularında hayatını kaybetti. araştırma ekibimiz tesisin gelişmiş teknolojisi ile bu sabah deneğin bedenini klonlamayı başarsa da oluşan yeni klonun bilinci yok. geçmişi hatırlamıyor. ayrıca deneyin gidişatı hakkında endişelerim var, bilakis denek nakahara hakkında. deneye ARP011011096 dosya numaralı denek hiroto mihayloviç ile, moskova - presnya tesisindeki ayağında devam edilmesinin daha iyi olacağını düşünüyorum.

arahabaki deneyinin aoba ayağının sonlandırılmasını ve nakahara chuuya'nın tesisten tahliye edilerek japon hükûmetine teslim edilmesini arz ederim. 

a. rimbaud

*

gözünü sinir bozucu derecede parlak bir ışığa açmıştı. etrafına bakındı, maskeli ve yeşil önlüklü bir sürü insanla çevrilmişti etrafı. el ve ayak bilekleri yatırıldığı sedyeye bağlanmıştı. çırılçıplaktı. 

"chuuya," önlüklülerden bir kadın sesinden bu ismi duydu çocuk, "beni duyabiliyor musun?" ağzı kupkuruydu ve boğazı acıyordu. konuşmak istese de konuşamadı. sıkı bağlandığı için acıyan bileklerini oynatmaya çalıştı. iki önlüklü ona engel oldu. hem bir dakika, 'chuuya' mı? o kadın kendisine mi söylemişti bunu?

bir süre sonra çocuğun üzerine rastgele kıyafetler geçirildi ve bir sürü cihazla dolu olan muayene odasına götürüldü. çocuk koltukta oturmuş, donuk gözlerle bakıyordu karşısındaki doktorlara. 

"bu şey... bir insan mı?" dedi kadın doktor. çocuk vebalıymışçasına maske takıp kat kat koruyucu ekipman giyinmişlerdi. erkek olan doktor bir süre ne diyeceğini bilememiş olmalı, sessiz kaldı. sonrasında ise söyledi, "bilmiyoruz. nabzı ve diğer tüm değerleri normal. temel şeyleri biliyor, yine de adını bile hatırlamıyor."

"her şeyi unutmuş mu yani?"

"öyle görünüyor."

chuuya, ha? adı buydu demek. çocuk titreyen ellerini birbirine kenetledi. daha fazla önlüklü ve maskeli insan görmek istemiyordu. dehşet korkuyordu. ona ne yapacaklardı? tekrar bağlanmak istemiyordu, bileklerinin acısını hâlâ hissedebiliyordu. 

muayene odasından sonra bir sonraki durağı, yönetici ofisi oldu. yönetici olan yaşlı adamın isteği üzerine odada chuuya ve ikisi yalnız kalmışlardı. chuuya masasının önünde öylece dikilirken yaşlı adam, zemindeki çıkıntının yerine oturduğuna emin olmaya çalışıyordu. ayağıyla birkaç kez üstüne bastırdı. "nakahara chuuya," yönetici, koltuğuna yerleşirken konuştu. "işe yaramaz bir fare için oldukça iyi görünüyorsun."

nakahara chuuya. nakahara chuuya. nakahara chuuya. 

bu iki kelime, küçük çocuğun küçük zihninde dolaştı durdu. üzerine oturmayan kıyafet gibi hissettirmişti bu kelimeleri duymak. demek o buydu: nakahara chuuya. işe yaramaz bir fare.

yönetici önündeki mavi kapaklı dosyaları karıştırdı, bazı yerlerine kalemiyle bir şeyler karaladı. çocuğun asla anlamadığı uğraşlarını bitirdiğinde nihayet ona döndü adam. "gidebilirsin, chuuya. deney başarısız oldu."

chuuya kapıyı açtı ve dışarı çıktı. çıkar çıkmaz iki güvenlik görevlisi onu asansöre götürdü. şimdi nereye gidiyorlardı? kalbi kulaklarında atıyordu sanki. bayılacak mıydı ki? az önce bulundukları binadan ayrıldılar, zırhlı askerî araca doğru ilerliyorlardı. chuuya etrafına bakındı, her yer ağaçlarla doluydu. kaçsa bile yolunu bulabileceğinden şüpheliydi. 

l'ultima cena • soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin